İP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu: Enerji Özelleştirmeleri Ülke Güvenliğini de Tehdit Ediyor!

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, eski Sanayi ve Tic. Bak. Sanayi Genel Müdürü Bülent Esinoğlu, AKP hükümeti tarafından 1700 adet küçük hidroelektirik santralinin satımı ve özel sektöre ruhsat verilmesini, 25.000 mega watt'lık termik santralinin satımını, 52 büyük...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, eski Sanayi ve Tic. Bak. Sanayi Genel Müdürü Bülent Esinoğlu, AKP hükümeti tarafından 1700 adet küçük hidroelektirik santralinin satımı ve özel sektöre ruhsat verilmesini, 25.000 mega watt'lık termik santralinin satımını, 52 büyük ve orta boy hidroelektrik santralinin özelleştirilmesini ve elektrik dağıtım sistemlerinin tamamının özelleştirilmesi konusunda bir basın açıklaması yaptı. Esinoğlu'nun açıklaması şöyle;

Enerji, tüm ürünlerin temel ve ikame edilemez yegâne bileşeni olduğu için stratejiktir. Ekmek yerine salatalık ikame edersiniz, ama enerji yerine başka bir ürün koyamazsınız.

Enerji, sanayinin, tarımın ve bunları koruyan güvenliğin temel girdisidir.
Ülkenin kaynaklarını babalar gibi satmak ile övünen siyasi iktidar, enerjide ülkeye son darbeyi vurmaya hazırlanıyor.

Tüm Cumhuriyet hükümetleri döneminde, altı milyar dolarlık özelleştirme yapılmış iken, bu hükümet zamanında, 32 milyar dolarlık özelleştirme yapılmıştır. Buna karşın, işsizlik %4.5’ten %14,3’ e yükselmiştir. Borçlar ise, 250 milyar dolar artmıştır. Yani ne borçlar azalmış, ne de işsizlik.

Özelleştirmeler sadece özelleştirme değildir. Yabancılaştırmadır da aynı zamanda.
Şimdiye dek yapılan özelleştirmeler ile sabittir ki, Türkiye vergiler hariç, dünyanın en pahalı enerjisini tüketmektedir. Dört sent’e mal olan bir kilovat elektrik enerjisi, tüketiciye 16 sent’e satılmaktadır. Bu da sanayi ürünlerine yansımakta ve dış satımı zora sokmaktadır. Yani, üreticiyi zora sokmaktadır.

Enerji, şimdiye dek yapılan özelleştirmelerle ucuzlamamış, aksine pahalanmıştır. Geri kalan enerji tesisleri de özelleştirilir ve yabancılaştırılırsa, sanayici ve bireysel tüketici enerjiyi bugünkünden de pahalıya satın alacaktır.

Bu kez yapılmak istenilen özelleştirmeler, daha acımasız ve daha saldırgan ve yıkıcıdır. Çünkü, bu özelleştirmelerde ilk kez akarsu ve akarsu güzergâhının özelleştirilmesi vardır. Bir diğer başka önemli konu ise, doğal gaz tekelinin devletten alınıp yabancı ortaklı şirketlere verilmesidir.

1700 adet küçük hidroelektrik santralinin plansız bir şekilde özel kişiler tarafından inşa edilmesi, tarım alanlarını ve köylünün yaşam yerlerini tehdit etmektedir.
Sanayi alanlarının, yerleşim yerlerinin ve tarım alanlarının eşgüdüm içinde ve planlamaya uygun ele alınması gerekir. Bu da en ancak halkından yana bir devlet eliyle yapılabilir.

Vahşi kapitalizmin uygulandığı Amerika ve Fransa’da bile, enerji söz konusu olunca, güvenlik gerekçeleri ile Çin’in iki ülkedeki yapılacak özelleştirmelerden enerji tesisi satın alması yasaklanmıştır. Ama bizim ülkemizde yapılan enerji tesisi ve enerjiye dönük madenlerin özelleştirmelerinden yararlanmaktadırlar.

Akarsuların özelleştirilmesi, bilindiği gibi, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile yaptığı anlaşmaların içinde mevcuttur. Dicle ve Fırat’ın sularının denetimini uluslararası denetime verilmesi kararına varılmıştır. Şimdi gerçekleştirilen hidroelektrik santrallerinin ve güzergâhlarının özelleştirilmesi, AB kararlarının uygulamasının başlangıcıdır.

Kömür ve Madenlerimiz
Kömür enerjidir. Dünya piyasalarında kömür fiyatları hızla artmaktadır. Ülkemizde bu alanda da özelleştirmeler hızla devam etmektedir. Madenlerimizin bir kısmı, bor ve türevleri gibi enerji yüklüdür. Yeni maden kanunu ile, yabancılaşma bu alanda da hız kazanmıştır. Zaten maden arama ruhsatlarının 1/3’ü Rio Tinto’un elindedir.
Enerji Dağıtım Sistemleri nasıl yabancılaşacak?
Türkiye, yirmi bölgeye bölünerek enerji dağıtım sistemleri özelleştirilmiştir. Geriye dört enerji dağıtım bölgesi kalmıştır.

Enerji dağıtım birimlerini satın alan yerli işverenler, işletme sermayesi tedarik etmekte zorlandıkları için, bu tesisleri birer ikişer yabancı ortak ile yabancılara terk etme yolundadırlar.

Bir savaş durumunda, evimizdeki bir tek adi ampulü bile yakamaz duruma düşmemiz işten bile değildir.

Enerji Üretim tesislerimiz de yabancılaşacak
45 bin Megavat kurulu termik gücün yarısını özelleştirdiler. Şimdi de geri kalanını yabancılaştıracaklar.

Güvenlik
Enerjisi ve planlaması kendi elinde olmayan bir devletin, hiçbir kurumu güvende olamaz. Olası bir savaş halinde, hatta bazen barış halinde bile enerji güvenliği olamayan bir ülkenin diğer güvenliklerinden bahsedilemez.
Biz, İşçi Partisi olarak, ülkemizin bağımsızlığını ve güvenliğini de tehdit eden bu yağma ve talana karşı duracağız.

Halkımızı ve ülkesini düşünen bütün partileri, bu yağmanın sürmesine karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.