İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, AKP'nin yasa tasarısını değerlendiren bir basın açıklması yaptı. Esinoğlu'nun açıklması şöyle;
AKP’nin 29 Kasım 2010 tarihinde, 5026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Meclise sevk ettiği torba yasa tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonundan sonra Meclis Genel Kurul gündemine sevk edilecek.
AKP birbiriyle alakası olmayan konuları bir çuvalın içine doldurup, cilalanmış olanların reklam gürültüsü altına saklayarak, melanetleri sessizce Meclisten geçirmeye çalışıyor. Bu girişimle, hukuk bir kez daha katledilmektedir.
KANUNSUZLUK KANUN HALİNE GETİRİLİYOR
Torba tasarının 93. maddedeki gerekçesi ve 25. Maddedeki değişiklik teklifi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna bir madde ekleniyor;
‘‘Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle özelleştirme işlemleri tamamlanarak devir işlemleri sonuçlandırılan ve devralan tarafın da özelleştirme öncesi duruma dönülmesine imkân vermeyecek şekilde devredilen kuruluş için üretim amaçlı yatırım ve buna bağlı ticari, mali ve hukuki tasarruflarda bulunulmuş olanlara ilişkin; mahkemelerce verilen iptal ve yürütmeyi durdurma kararlarıyla ilgili olarak İdarece herhangi bir işlem tesis edilemez, bu konuda açılan davalardan feragat edilir’’ denmektedir.
Tasarı, hukuka darbedir.
Suça yasallık kazandırma, kanunsuzluğu kanun yapma girişimidir.
YILLARCA KAMUYA KARŞI İŞLENEN SUÇLARIN
SORUMLULUĞUNDAN KAÇMA GİRİŞİMİ
AKP ve önceki hükümetler, işveren koltuğunu hukuka rağmen işgal edenlerle beraber, 19 yıldır hukuku çiğnediler ve suç işlediler
1-AKP Hükümeti ve 1992 sonrası Hükümetler, 59 kurumla ilgili olarak, özelleştirmenin iptali yönündeki mahkeme kararlarının gereği olan, bu kurumları kamuya geri almaları gerekirken, mahkeme kararından sonra artık kamunun olan kurumlarda işgalci konumdaki yöneticilerle beraber, 19 yıldır hukuka karşı suç işlemekte idiler.
Bu kurumlar şunlardır;
-16 adet ORÜS İşletmesi
-Fransız SCF firmasına verilen Ankara, Balıkesir, Pınarhisar, Söke ve Afyon Çimento Fabrikaları
-PETLAS
-SEKA Balıkesir İşletmesi,
-HAVAŞ
-SÜMER HOLDİNG’e bağlı 14 İşletme
-KÜMAŞ (Kütahya Manyezit A.Ş)
-KARDEMİR
-Giresun, Hopa, Tekirdağ, Rize, Sinop limanları,
-TÜPRAŞ
-Eti Bakır İşletmesi
-Seydişehir Alüminyum Tesisleri
-ERDEMİR
2-Mahkeme kararı ile kamuya iade edilmesi gerekirken, ORÜS ve 14 adet Sümer Holding’in işletmesinde olduğu gibi, üretimi durdurulan ve kapatılan kurumlar sebebiyle kamu katledilmekte, işgalci işverenlerin kurumları parçalama, tasfiye etme, küçültme vs ile geri döndürülemez hale getirmelerine göz yumarak, devleti ve kamu malını zarar uğratmak suçunu işlemişlerdir.
3- Bu kurumların kimilerinde çalışanlar tamamen tasfiye edilmiş, zorunlu emeklilik, işten atma, sürgün gibi uygulamalarla işgalci işverenlerce çalışanlara zulmedilmiştir.
4-Özelleştirme sırasında verilen şirketin, PETLAS ve HAVAŞ örneğinde olduğu gibi, mahkeme kararından sonra artık kendisine ait olmayıp, kamuya ait olan kurumu, başka bir şirkete satmasına göz yumulmuş, hukukun katline seyirci olunmuştur.
5-Bu suçlar bir kere işlenmiş ve bitmiş suçlar değildir, mahkeme kararları hala uygulanmadığı için, hükümetler ve işgalcilerce suçun işlenmesi devam etmektedir.
DANIŞTAY’IN ‘MAHKEME KARARLARINA UYUN’ KARARINI
BİLE UMURSAMADILAR
Çimento Fabrikaları ve USAŞ hakkındaki mahkeme kararlarının uygulanmaması üzerine Barolar Birliğinin açtığı dava hakkında Danıştay 10. Dairesi, E:2002/4061, K:2004/5219 sayılı kararında şöyle diyor:
“Anayasanın ve 2577 sayılı yasanın… hükümleri ile ortaya konulan hukuki durum karşısında, ilgili mercilerce uygulanması asli olup, bu yoldaki hukuki işlemleri de yine merciler tarafından hukuk kuralları çerçevesinde yapılması hukuka bağlı bir devlet ilkesidir
“Hal böyle iken, Bakanlar Kurulunun iptali istenen, 27. 04. 1992 tarihli kararı ile bu kararda sözü edilen, kesinleşmiş yargı kararlarının uygulanmamasını öngörür nitelikte bir prensip kararı alınması açıkça hukuka aykırı bulunmaktadır.
“…Bu sebeple, iptal hükmü idareye, iptal edilen tasarruftan, buna dayanan ve bağlı olan tüm tasarruflardan doğan sonuçları ortadan kaldırarak, bu işlemler hiç tesis edilmemiş gibi eski durumu tamamen tesis ve idame etme görevini yüklemektedir. İdare bu görevi hiçbir sebep ve bahane ile yerine getirmekten kaçınamaz”.
SONLARI YÜCE DİVANDIR
Danıştay’ın “hukuka uymak zorundasınız” uyarısına rağmen, yukarıda adı geçen kurumlardaki işgaller sürmektedir.
AKP kanunsuzluğu kanun haline getirmektedir. Milletvekilleri, Barolar, Danıştay, Yargıtay, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri bu kanunsuzluğa dur demelidir.
AKP HÜKÜMETİ, İŞGALLERİ YASALLAŞTIRMAYA, KANUNSUZLUĞU KANUN YAPMAYA, YILLARCA HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALARAK KAMUYA KARŞI İŞLEDİKLERİ SUÇLARDAN KURTULMAYA ÇALIŞMAKTADIR.
AKP, bu tasarıyı yasalaştırarak suçlarını arttırmaktadır.
Sonları Yüce Divan’dır.
İşçi Partisi iktidarında, işgal altındaki kurumlar yeniden kamunun olacak, suçlular hak ettikleri cezaları alacaklardır.