İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Yurtçiçek, 1965 yılından bu yana yürürlükte olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda hükümetin yapmak istediği değişiklikleri, özel sektörden üst düzey yönetici alma olanağı da sağlayan ve 1 milyon 769 bin 730 kamu çalışanımızı çok yakından ilgilendiren tasarıyı değerlendirdi.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle, kamu çalışanları daha önce elde ettikleri birçok kazanımlarını kaybedeceklerdir. Bu değişiklikle, kamu çalışanlarının iş güvenliğinin yok edilmesinin yanı sıra, kademe ilerlemesi, yükselme ve mesai yapma süreleri tamamen amir ve yöneticilerin iki dudağı arasına terk edilmiştir.
İŞ GÜVENCESİ YOK EDİLİYOR
657 Sayılı yasa ile elde edilmiş olan iş güvencesi, getirilen değişikliklerle fiilen yok edilmektedir. Tasarıda, “Usulsüz şikâyet de bulunmak, Görev sırasında amirine hal ve hareketleriyle saygısız davranmak” gibi ne olduğu belli olmayan ve her tarafa çekilebilecek maddelerle çalışanlar ağır maaş kesintisi cezalarına çarptırılabilecekler.
Yine “Kurumların çalışma ortamını ve düzenini bozmak” adı altında kamu çalışanlarının kademe ilerlemesinin durdurulması ile cezalandırılması, bunun bir yıl içinde iki defa tekrarlanması halinde, bir daha devlet memuru olamayacak şekilde memurluktan çıkarma cezası getirilmektedir. Bu tasarıyla sendikal örgütlenme hakkı da yok edilmek istenmektedir.
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ FİİLEN YOK EDİLİYOR
“Kurumların çalışma ortamını ve düzenini bozmak” fiili kamu çalışanlarının haklarını savunmak için iş bırakma eylemlerine yönelik sinsi bir saldırıdır. Bu tasarı geçtiği takdirde, hükümetin istemediği hiçbir kamu çalışanı sendikası kamu işyerlerinde örgütlenemez veya örgütlenirse de eylem yapamaz. Çünkü bu eyleme katılanların iş akitleri bir daha memur olamayacak bir şekilde sona erdirilmektedir.
ÖZEL SEKTÖRDEN VE YANDAŞLARDAN ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER
Getirilen değişikliklerle kamu yönetiminin üst düzey yöneticileri, kamu dışından, özel sektör yöneticileri ve hükümetin uygun gördüğü kişilerden oluşacaktır. Bunun pratik sonuçları MÜSİAD, TUSKON gibi cemaatçi işadamları örgütlerine üye firmaların ve cemaat mensuplarının devletin en üst düzey bürokratları olarak göreve getirilmeleridir. Devletin memuru ve bürokratı yerine, cemaatlerin memuru ve bürokratlarından oluşan bir devlet bürokrasisi öngörülmektedir. Kamuya ait işletmelerin özelleştirilmesinden sonra, kamu yöneticileri de özelleştirilmektedir.
MESAİ SAATLERİ AMİR VE MÜDÜRLERİN KEYFİNE TERK EDİLMEKTEDİR.
Kamu çalışanlarının bir devlet düzeni içinde yürüttükleri çalışma, tamamen o işyerinin amir veya müdürünün isteğine göre uzayabilecektir. Normal mesai düzeni özel sektör mesai düzenine dönüştürülmektedir.
KAMU ÇALIŞANLARI BU TASARIYA İZİN VERMEYECEKLERDİR
Bu tasarının bu şekilde geçmesi, kamu çalışanlarının sendikal örgütlenmelerinin ortadan kaldırılması ve hükümete bağlı hale getirilmesi demektir. Kamu çalışanlarımız bunu kabullenemezler. Kamu çalışanlarımız, mücadeleci ve örgütlü olduklarını hükümete bir kere daha göstereceklerdir. Daha şimdiden “AKP yasanı al başına çal” diyerek eylemlere başlamışlardır. İşçi Partisi olarak kamu çalışanlara yönelik bu saldırılara karşı kamu emekçilerinin yanında olduğumuzu ve mücadelelerinde sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha duyuruyoruz.
ÇÖZÜM: TOPLU SÖZLEŞMELİ GREV HAKKI
Çözüm 657 sayılı yasanın daha da demokratikleştirilerek, toplu sözleşmeli grev hakkının yasalaştırılmasıdır. Bunu ise ancak emekçiden yana bir milli hükümet yapabilir. İşçi Partisi disiplinli ve verimli çalışmanın ancak demokrasinin geliştirilmesiyle mümkün olduğunu savunmaktadır. Kamu çalışanlarının fiilen kullandıkları grev hakları tanınmalı ve kamu çalışanları üzerindeki her türlü baskıya son verilmelidir.