Sözde insan hakları gerekçe gösterilerek, ABD ve onun Ankara’daki sözcüsü durumundaki Tayyip Erdoğan iktidarı tarafından İslam dünyasının bin yıllık medeniyet merkezi kardeş Suriye’ye karşı sinsi bir tertip yürütülmektedir. İnsan hakları ve demokrasi perdelemeleri ile Suriye’ye bölünme senaryoları dayatılmaktadır.
Tayyip Erdoğan, “Ne Sünnilere ne de Alevilere sırtımızı dönebiliriz. Eğer kaos başlarsa, o zaman Suriye toprakları içinde bir güvenlik bölgesi veya tampon bölge oluşturmak zorunda kalabiliriz..." diyerek, Türkiye’nin Suriye’ye girebileceğini ima etmektedirler.
Büyük milletler başkalarının piyonu olmayı kabul eder mi? Müslüman Müslüman’a karşı haçlılarla birleşir mi? Haçlılarla birleşip Müslüman kanının akmasına neden olabilir mi?
Türkiye, Suriye ile öylesine etle tırnak olmuştur ki, Türkiye’deki vatandaşlarımızın ailelerinin bir bölümü Suriye’de yaşamaktadır. Suriye’nin bölünmesi demek, Türkiye’nin bölünmesi demektir. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi. ABD ve Amerikancı yönetimler Irak’ı bölmüş; Türkiye de bugün fiili bir bölünmüşlüğü yaşamaktadır.
Suriye’ye karşı uygulanmak istenen Haçlı Seferinin ön cephesi Türkiye’dir. Türkiye, bunca emperyalist-kapitalist yozlaşmadan sonra kardeşe ihanetin manevi yükünü kaldıramaz.
Türkiye’nin bu kadar aşağılanmasına, emperyalizmin vurucu gücü haline getirilmesine izin verilemez. Eğer bu plan uygulanılabilirse, Türkiye açısından da bu manevi çözülmedir, dağılmadır.
İşçi Partisi, bütün muhalefet partilerinin büyük bir aymazlıkla izlediği, basınımızın Angelina Jolie’lerle planın parçası haline getirilmeye çalışıldığı bu tertibe dur diyebilmek, Suriye devleti ve halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek ve Türkiye’nin bu tertiplere alet olmaması için bir yürüyüş ve miting düzenlemiştir.
Antakya’da, 25 Haziran Cumartesi günü saat 17.00’de Eski Maksim Gazinosu önünden başlayacak yürüyüşümüz, Uğur Mumcu Meydanında yapacağımız mitingle sona erecektir. Miting sonunda sanatçımız Fevzi Kurtuluş bir konser verecektir.