İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ergenekon davasında tutuklu İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partililerin Avukatı Mehmet Cengiz, 6 Mayıs 2009 günü Ankara'da bir basın toplantısı yaparak Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasına ilişkin davanın Ergenekon davası ile birleştirilmesini eleştirdi ve “ Bu, Ergenekon davası üzerinden Danıştay sanıklarını kurtarma operasyonudur” dedi. Cengiz'in açıklamasını ve İşçi Partisi avukatlarının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdikleri dilekçeyi aşağıda sunuyoruz.
Cengiz, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalama eylemlerinin Mayıs 2006’da gerçekleştirildiğini, bu eylemlerin sanıklarının üç yıldır tutuklu olduklarını belirterek Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesine dikkat çekti.
Bu maddeye göre “Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gözetilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.” Bu hüküm 5320 sayılı yasanın 12.maddesi uyarınca 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girecek.
Böylece; aslında karar aşamasında bulunan Danıştay davasının, daha uzun yıllar süreceği belli olan Ergenekon davası ile birleştirilmesi halinde; Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemlerinden yargılanan sanıklar hakkında önümüzdeki 1,5 yıl içinde karar verilmesi mümkün olamayacağından, 31 Aralık 2010 tarihinden sonra, tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak mutlaka tahliye edilmeleri gerekecektir.
Bu sonucun doğmasında sorumluluğun Ergenekon Davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğunu söyleyen Cengiz; “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Ergenekon iddianamesini kabul etmekle kamu vicdanının asla kabul edemeyeceği bu duruma neden olmuştur” dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran İşçi Partisi avukatları, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 10 ve 16. maddeleri uyarınca Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasıyla ilgili iddiaların Ergenekon dosyasından ayrılarak sürdürülmesini ve Danıştay sanıklarını kurtarma operasyonunun önlenmesini talep ettiler.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na
Dosya No : 2008/209
Konu : Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması
olaylarına ilişkin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının
davamızla birleştirilmesinin reddine ve anılan olaylara ilişkin
iddiaların davamızdan tefriki ile yargılamanın bir başka esasla
sürdürülmesine karar verilmesi istemidir.
Ergenekon dosyası üzerinden
danıştay sanıklarını kurtarma operasyonu
Danıştay’a yapılan saldırı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olaylarının görüldüğü davanın Ergenekon davası ile birleştirilmesi girişimi, “Ergenekon” adıyla bir terör örgütü yaratma, bu iddia ile yargılanan sanıklar hakkında “kanıt” üretme çabasıdır.
Esas amaç bu olmakla beraber, bu girişim aynı zamanda Danıştay sanıklarını kurtarma operasyonudur. Bu yolla, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması fiillerinin sanıklarının önce tahliyesi, daha sonra da ceza zamanaşımı hükümlerine göre cezadan kurtulmaları sağlanmaya çalışılmaktadır.
Plan, Danıştay sanıklarının
tahliyesini getirecektir
Bu plan uygulanabilecek olursa;
- Mayıs 2006’da gerçekleştirilen eylemlerin üzerinden 3 yıl geçti. Sanıklar yaklaşık 3 yıldır tutuklular. Yargı pratiği gözetildiğinde, yüzlerce sanığın, binlerce sayfa iddianameler, bin kadar klasörden oluşan ve ucu açık soruşturmalarla sürdürülen bu Ergenekon davasının 20-30 yıl sürme olasılığı vardır.
- (5271 sayılı) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı kanunun 18. maddesi ile değişik) 102. maddesinin 2. fıkrasına göre:
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez”.
(5320 sayılı) Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Hakkında Kanun’un (11.05.2005 tarih, 5347 sayılı kanunun 2. maddesi ve 26.02.2008 tarih, 5739 sayılı kanunun 6. maddesi ile değişik) 12. maddesinin 1. fıkrasında;
“Ceza Muhakemesi Kanununun 102 nci maddesi, aynı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yazılı suçlar ile ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girer. Bu süre zarfında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 110 uncu maddesinin uygulanmasına devam olunur” denilmiştir.
Bu yasal düzenlemeye göre; aslında karar aşamasında bulunan Danıştay davasının, daha uzun yıllar süreceği belli olan Ergenekon davası ile birleştirilmesi halinde; Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemlerinden yargılanan sanıklar hakkında önümüzdeki 1,5 yıl içinde karar verilmesi mümkün olamayacağından, 31 Aralık 2010 tarihinden sonra, tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak mutlaka tahliye edilmeleri gerekecektir.
Bu sonucun sorumlusu,
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’dir
Doğacak bu sonucun sorumlusu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Bu mahkeme, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davada yargılamaya konu Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olaylarına yer verilen ve ikinci bir yargılamaya konu edilmek istenen Ergenekon İddianamesini bu biçimiyle kabul etmekle bu sonuca yol açmıştır. Doğru olan, Ankara’da görülmekte olan davada yargılamaya konu bu eylemler ve bunlara ilişkin iddiaların ikinci bir yargılamaya konu edilemeyeceği belirtilip İddianamenin reddedilmesi; bu iddialar ve kanıtlarının İddianameden çıkarılıp Ankara’da görülmekte olan dava dosyasına gönderilmesinin istenmesi idi. Bu yapılmamıştır. Nitekim, gerek Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin birleştirme yönündeki bozma kararının ve gerekse Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin buna uyma kararının gerekçesi budur.
Hatayı düzeltmek,
planı bozmak mümkündür
Ama her şeye rağmen, gelinen noktada, kamu vicdanının kabul edemeyeceği bu durumu düzeltmek mümkündür:
- Henüz davaların birleştirilmediği bu aşamada, (5271 sayılı) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 10. maddesi uygulanabilir. Anılan madde şöyledir:
“(1)Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
“(2) …
“(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur”.
Buna göre, Ergenekon davasında yer alan Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ile ilgili iddialar önce, halen görülmekte olan Ergenekon davasından ayrılır ve ayrı bir dosya açılır; sonra da bu dosya Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyası ile birleştirilerek yargılaması sürdürülüp sonuçlandırılır.
- Veya birleştirilecek olan bu davaların, (5271 sayılı) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, bağlantılı olduğu iddia edilen ceza davalarının birleştirilmesinin düzenlendiği 16. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur” hükmü uyarınca birleştirildikten sonra, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gönderilen dava dosyasındaki kanıtlarla birlikte ayrılması ve ayrı bir esasla yürütülüp sonuçlandırılması da olanaklıdır.
İstem : Açıklanan nedenlerle;
1. Öncelikle, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin söz konusu
dosyasının davamızla birleştirilmesi isteminin reddine;
2. Aksinin düşünülmesi halinde, davamızın İddianamesinde de
yer alan Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin
bombalanması ile ilgili iddiaların, CMK’nun 10. maddesi
uyarınca, davamızdan ayrılarak ayrı bir dosya açılmasına;
yeni bir esasa kaydedilecek bu dosyanın Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin dosyası ile birleştirilerek yargılamasının
sürdürülüp sonuçlandırılmasına;
karar verilmesini talep ediyoruz.
05.05.2009
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek
İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferid İlsever
İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Serhan Bolluk
İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi M. Adnan Akfırat
İşçi Partisi Genel Merkez Basın Bürosu Başkanı Hikmet Çiçek
İşçi Partisi İzmir Ulusal Strateji Merkezi Üyesi Hayati Özcan
Vekilleri
Av. Mehmet Cengiz
Av. Ceyhan Mumcu
Av. Hasan Basri Özbey
Av. Servet Bora
Av. Osman Aydın Şahin