*VİDEO HABER*
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, Tayyip Erdoğan'ın telefon konuşmasındaki 'Üçe Kapatın' sözlerini değerlendiren bir basın açıklaması yaptı.Gültekin'in açıklaması şöyle;
Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek, on beş gün önce Silivri’deki mahkemede, Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmasını dinletti ve sordu:
“Ey Tayyip Erdoğan! ‘Üçe kapatın’ diye verdiğin talimatla neyin satışını yaptın?”
12 Aralık tarihli Aydınlık dergisi ise söz konusu ses kaydını kapaktan verdi.
19 Aralık tarihli sayısında ise Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmasında adı geçen Cüneyt Zapsu ile Fatih arasında geçen telefon konuşmasını yayınladı. Bu telefon konuşması da “Üçe kapatın” konusu ile ilgili önemli ipuçları vermektedir.
Gene Aydınlık dergisi, 12 Aralık tarihli sayısında, Londra’da toplam üç milyon Sterlin’e alınan bir binanın, Tayyip Erdoğan’ın yakın dostu ve kasası olduğu söylenen işadamı Remzi Gür’e, yıllığı bir Sterlin’den kiraya verildiğini belgeleriyle ortaya koydu.
Kendisi hakkında söylenen her şeye laf yetiştiren Tayyip Erdoğan, tam 15 gündür bu iddialar konusunda ağzını açıp tek söz etmedi.
Ama bu konular sessizlikle geçiştirilecek konular değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık koltuğunda oturan bir zat, kendisine “sen” diye hitap eden meçhul bir şahsa, bir devlet adamının asla kullanamayacağı bir üslupla “üçe kapatın” diye talimat veremez.
Bu telefon konuşmasında Yüce Divanlık bir eylemin olduğundan kuşku yoktur.
BİR KEZ DAHA SORUYORUZ
15 günün sonrasında şimdi Tayyip Erdoğan’a bir kez daha soruyoruz:
- “Üçe kapat” dediğin satış neyin satışıdır?
- Sana, “sen” diye hitap eden şahıs kimdir? Bu kişiyle çevirdiğiniz iş hangi hukuka dayanmaktadır?
- Karar ve talimat veren “etkin ortak” durumunda olduğun bu ‘ortaklığın’ Ticaret Sicilinde kaydı var mıdır?
- Bu ‘iş’ten Tayyip Erdoğan’ın payına düşen kazancın miktarı nedir?
- Üçe kapatılacak olan, Tayyip Erdoğan’a verilecek satış payı mıdır, komisyon mudur, rüşvet midir?
- Bu ‘işten’ elde ettiğiniz kazancı mal beyanınızda gösterdiniz mi?
- Kazancınızın vergisini ödediniz mi?
- Niçin gizli saklı konuşmaktasın Tayyip Erdoğan?
- ‘Diğer işlemler konusunda yapılması gereken’ muamele nedir? Burada yapılması gereken devlet işlemi midir ve nasıl yapılmıştır?
ERDOĞAN’IN FATİH’İ BULUNDU
Aydınlık dergisi, 19 Aralık tarihli sayısında ise, Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmasında adı geçen Fatih’in, “Fatih Saraç” olduğunu belirledi.
Fatih Saraç’ın Cüneyt Zapsu ile yayınlanan telefon konuşmasında BİM’in Amerikalılara ait olan yüzde 35 hissesinin Araplara satışı konuşulmaktadır.
Tayyip Erdoğan’a soruyoruz: Senin “etkin ortak” olarak göründüğün ve karar verici konumunda bulunduğun satış BİM’in Araplara satışı işi midir?
Bu durumda yukarıdaki sorular daha da önem kazanmıştır.
3 MİLYON STERLİNLİK BİNA PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Aydınlık dergisi, aynı sayısında, AKP iktidarının Remzi Gür ile olan bir başka para ilişkisini gündeme getirdi. Buna göre, İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ve giderleri örtülü ödenekten karşılanan “Uluslararası Sivil Toplumu Geliştirme Derneği (USİDER) Londra’da 2,6 milyon Sterlin’e bir bina almış ve bu binayı Remzi Gür’ün yöneticileri arasında olduğu “Türkiye Birleşik Krallık Kültür ve Eğitim Merkezi”ne yıllığı bir Pound’dan kiraya vermiştir.
9 Kasım tarihinde söz konusu binada faaliyete başlayan “Yunus Emre Enstitüsü”nün açılış töreninde Abdullah Gül, “binayı satın alan işadamı Remzi Gür”e teşekkür etmiştir.
Aydınlık dergisi sordu! Hep beraber sorduk:
- Toplam üç milyon Sterlin’e mal olan bir bina Remzi Gür’ün yöneticisi olduğu bir derneğe nasıl oluyor da bir Pound’a kiraya veriliyor?
- Abdullah Gül, devletin parasıyla alınan bir bina için, neden Remzi Gür satın almış diyerek teşekkür ediyor?
REMZİ GÜR’ÜN AVUKATININ AÇIKLAMASI GERÇEKLERİ YANSITMIYOR
Remzi Gür’ün avukatı Abdullah Buladı, Hürriyet gazetesinden Mehmet Y. Yılmaz’a gönderdiği yazılı açıklamada, Aydınlık dergisinin gündeme getirdiği bu sorulara, inkâr yoluna saparak cevap vermeye çalışıyor.
Abdullah Buladı, açıklamasında, Abdullah Gül’ün teşekkürünün, binayı satın almış olduğundan dolayı değil, genel olarak sosyal ve kültürel çalışmalara katkısından dolayı yaptığını söylüyor.
Sayın avukat, ayrıca Remzi Gür’ün söz konusu “Merkez”in direktörü olmadığını, sadece üyesi olduğunu söylüyor.
Avukat Buladı’nın son iddiası ise Enstitü ile USİDER ararsında bir kiralama ilişkisinin olmadığını, dolaysıyla bir Pound’luk bir kira bedelinin söz konusu olmadığını iddia ediyor.
Gelelim gerçeklere:
İŞTE KANITLAR
1. Anadolu Ajansı Londra Muhabiri Ali Hakan Der’in 9 Kasım 2010 tarihinde Londra’dan gönderdiği “fotoğraflı - görüntülü haber. Haberde aynen şöyle yazılmaktadır: “Merkez’in açılışında emeği geçenleri kutlayan Gül, merkezin bulunduğu binayı satın alan işadamı Remzi Gür’e de teşekkür etti”.
2. İkinci belge, Londra’da şirketlerin kayıtlı olduğu “Companies House” belgesidir. Bu belgede “Directors” başlığı altında birinci olarak Remzi Gür’ün adı yazılıdır. Söz konusu belgede Remzi Gür’ün görevi “C. Directors” olarak yazılı.
3. USİDER’in 2.6 milyon Sterlin’e aldığı binanın Remzi Gür’e 1 Pound’a kiralandığı iddiasının belgesi ise Aydınlık’ta bulunuyor. Söz konusu belge bir avukatlık bürosunda hazırlanmış, ama altında bir imza bulunmadığı belirtiliyor.
Bütün bu belgelerin ortaya koyduğu gerçek şudur:
Tayyip Erdoğanlar, akçeli ilişkileri konusunda çıkıp bir açıklama yapamamaktadırlar. Avukatlarına yaptırdıkları açıklama ise gerçeklere dayanmamaktadır.
Kanıtlar, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının boylu boyunca suça battıklarını göstermektedir.