İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin bugün, (18 Kasım 2010, Perşembe) Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısı düzenledi. Gültekin özetle şunları belirtti:
Cumhuriyet tarihi boyunca var olan ve en son olarak 28 Şubat döneminde güncellenen Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, AKP iktidarı tarafından değiştirilmiş bulunuyor. Abdullah Gül son olarak Londra ziyareti sırasında bu değişikliği; “Devletin, bir kısım vatandaşlarını düşman olarak gören anlayışına son verdik” diyerek açıkladı.
Böylece, Cumhuriyet’in tam doksan yıldır tehdit olarak tanımladığı İrtica ve Bölücülük tehdit kapsamından çıkarıldı.
AKP’nin yeni MGSB’de, “iç tehdit”in yanı sıra “dış tehdit” tanımlaması da değişmiştir. AKP iktidarına göre Kıbrıs, Ege, Kuzey Irak ve Ermeni sorunu dolayısı ile Türkiye’ye yönelen bir tehdit yoktur.
AKP’nin yeni “iç tehdit” kavramı içinde, ulusal bağımsızlıktan ve laik Cumhuriyet’ten yana güçler vardır.
Dış tehdidi ise AKP, Amerika’nın parmağına bakarak saptamaktadır. Tayyip Erdoğanların, ABD’nin dayattığı ve Türkiye ile bütün bir Asya Dünyasını karşı karşıya getirecek olan “Füze Kalkanı” projesinin başka bir açıklaması yoktur.
İKİ SAYFA DOKUZ MADDELİK GİZLİ ANLAŞMA
AKP’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde yaptığı değişiklik, bundan tam yedi yıl önce Amerika ile imzaladığı “Gizli Anlaşma”nın hayata geçirilmesinden başka bir şey değildir. Zamanın ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile, gene zamanın Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arasında Ankara’da 2 Nisan 2003 tarihinde imzalanan bu gizli Anlaşmanın hemen hemen bütün maddeleri, AKP iktidarı tarafından uygulanmıştır.
Söz konusu “Gizli Anlaşma”, bizzat Abdullah Gül tarafından itiraf edilmiştir. Abdullah Gül, 24 Mayıs 2003 tarihinde Vatan Gazetesinden Sedat Sertoğlu’na verdiği röportajda, ABD ile iki sayfa 9 maddelik bir gizli Anlaşma imzaladıklarını itiraf etmiştir.
İşçi Partisi bu gizli Anlaşmanın peşine düştü ve Genel Başkan Doğu Perinçek Temmuz 2003’te bu “Gizli Antlaşma”nın içeriğini kamuoyuna açıkladı.
O günden bu yana bu anlaşma, hiçbir yetkili tarafından yalanlanmadığı gibi, gelişmeler tarafından tek tek doğrulandı.
İşte bu gizli Anlaşmanın son olarak uygulanan maddesi, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin değiştirilmesini öngören Beşinci Maddesidir.
İmzalanan anlaşmanın gereği olarak bugüne kadar, sınır ötesi harekatların yapılmasına son verilmiş, Irak’ın kuzeyindeki kukla devlet resmen tanınmış, Batı destekli Bölücülük gene resmen muhatap olarak alınmış, Kıbrıs’ta ve Ege’de ABD ve AB’nin istekleri doğrultusunda hareket edilmiş, Güneydoğu belediyelerine özerklik ve PKK’ya af yolunda önemli adımlar atılmış, Ermeni iddialarına boyun eğilerek Erivan yollarına düşülmüş ve Bölücülüğe karşı mücadele eden TSK mensupları hapislere atılarak Amerika’nın istekleri yerine getirilmiştir.
AKP İŞLEDİĞİ SUÇLARIN HESABINI VERECEKTİR!
Yabancı bir devlet ile Devletin meşru organlarının bilgisi ve onayı dışında yapılan bütün anlaşmalar geçersizdir ve suçtur.
Onun için AKP’nin bu yöndeki bütün uygulamaları gayrımeşrudur ve geçersizdir.
AKP yıkılacaktır ve işlediği bütün suçların hesabını Yüce Divan’da verecektir.
Milletimizin; varlığına, geleceğine, en hayati çıkarlarına yönelik girişimlere boyun eğeceğini düşünenler varsa, onlar fena halde yanılmaktadırlar.
İşçi Partisi, Gizli Anlaşma Abdullah Gül tarafından itiraf edildiği ilk günden itibaren konunun takipçisi oldu.
Bundan sonra da konunun, sonuna kadar takipçisi olmakta kararlıyız.
Tayip Erdoğanlar ve Abdullah Güller, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletine karşı işledikleri suçların hesabını er geç vereceklerdir.
İşçi Partisi’nin merkezinde yer alacağı Milli Hükümet, bu suçların hesabını soracaktır.