• Baykal, “Çarşaf açılımı”ndan sonra, gericilerin “Tek Parti Dönemi”ne hücumlarını paylaşır duruma düştü.
• “Tek Parti Dönemi”, Türkiye’nin emperyalizme ve Ortaçağ’a karşı gerçekleştirdiği Büyük Devrim’in dönemidir.
• Çarşaf reklamı yapan ve Atatürk Dönemi’ne saldıran CHP, AKP’leştiriliyor.
• Atatürk Devrimi’ni savunan Partiler, türban ve çarşafı özgürlük diye savunamaz.
• “Çarşaf açılımı” ile; AKP, irticacılar ve liboşlar tarafından alkış alan CHP, Anayasa Mahkemesi’ni arkadan vurmaktadır.
CHP’nin “çarşaf açılımı”nın altında Atatürk Devrimi’ne saldırının bulunduğu son günlerin gelişmeleriyle ortaya çıktı.
Deniz Baykal, yaptığı açıklamada “çarşaf açılımını”, “Tek Parti döneminin yasakçı anlayışına geri mi dönelim?” diyerek, yeni bir konumlanma içine girdiğini ortaya koydu.
Baykal’ın içine girdiği yeni mevzi, Atatürk Devrimi’ne saldırı mevzisidir.
Atatürk dönemine, “Tek Parti iktidarının yasakçı dönemi” diyerek, bugüne kadar hep gericiler saldırdı. Gericilerin “tek parti” dönemini eleştirmesi son derece doğaldır. Çünkü Türkiye, bu dönemde Tam Bağımsız oldu. Ortaçağ’la hesaplaştı ve demokratik bir toplum olma yoluna girdi.
İlginçtir, “Çarşaf açılımı”ndan sonra şimdi Deniz Baykal da gericilerle aynı ifadeleri kullanarak “Tek Parti Dönemine” saldırıyor. “Devrim dönemi”, Baykal’a göre “Tek Parti İktidarının yasakçı dönemi” oluyor!
Kılık Kıyafet Devrimi, Cumhuriyet Devrimi Kanunları arasında yer alır. Bu Devrim, bir yanıyla Türkiye’nin biçimsel olarak da Ortaçağ’dan kopuşu olarak görülebilir. Gerçekte ise “Kılık Kıyafet Devrimi”, yüzyılların yaşam biçimine ve düşüncesine ölümcül bir darbe vurmak anlamına geliyordu.
İşte bundan dolayı Baykal’ın Çarşaf’tan yola çıkarak şimdi “Tek Parti Dönemine” saldırması; gerçekte, Atatürk’e ve Türk Devrimi’ne saldırıdır.
Geldiğimiz aşamada Baykal’a ve CHP’ye tarihi bir uyarı yapıyoruz!
Bu tutumunuzla AKP’leşiyorsunuz! Çarşafa dolaşıp, çamura batıyorsunuz. Açılımınızı destekleyenlere bakınız. İrticacılar ve liboşlar alkışlıyor sizi.
Bu tutum, Kemalist Devrimi ret çizgisidir.
TOPLUMU ÇAĞDAŞLAŞTIRMA GÖREVİ
Atatürk Devrimi’ni savunan Partilerin görevi, toplumu çağdaşlaştırmaktır. Çarşaflı ve Türbanlı bir vatandaş Parti’ye üye olabilir, ancak model olamaz.
CHP ise türban ve çarşafın reklâmını yaparak model haline getirmektedir.
CHP, bu sözde açılımı ile Anayasa Mahkemesi’nin; “türban” ve “AKP’yi kapatma” davalarında verdiği kararların gerisine düşmekte ve böylece Yüksek Mahkeme’yi de arkadan vurmaktadır.
Çarşaf, çağdaş Türk kadınının giysisi değildir. Çarşafa sokulan kadın toplum hayatının, üretimin dışına itilmekte, köleleştirilmekte, ikinci sınıf insan haline getirilmektedir.
Çağdaş Türkiye, çarşaflı, türbanlı kadınla kurulamaz.
İşçi Partisi’nin modeli; Çağdaş, çalışan, özgür yani Atatürk’ün tanımladığı Türk kadınıdır.
ATATÜRK’E YA DA DEVRİME SALDIRMAK!
Hiç kimse Baykal’ı, “türbanlı ve çarşaflı yurttaşlar neden CHP’ye üye oldular?” diye eleştirmiyor. Çarşaflı ve türbanlı yurttaşlar, elbette partilere üye olabilirler.
Sorun, bu vatandaşların çarşaflı ve türbanlı olmalarının, “Anadolu giysisi içindeki yurttaşlar” olarak propaganda edilmesi ve Cumhuriyetin “çağdışı” ilan ettiği bir giysinin, CHP yönetimi tarafından meşrulaştırılmasıdır.
Baykal’ın açılımına başta Tayip Erdoğan, Bülent Arınç ve Fethullahçı basın olmak üzere alkış tutanlar, atılan adımın kime hizmet ettiğini yeterince göstermiyor mu?
CHP bu adımla, kendisine destek veren milyonların özlemlerine de ters düşmüştür.
“Çarşaf açılımı”ndan sonra olan gelişmelere bakınız: Baykal ve CHP yönetimi kendi kitlesi ile bir tartışma içine girmiştir.
Cumhuriyet mitingleri ile alanlara çıkan milyonlar AKP’yi bıraktı, CHP’yi konuşuyor.
CHP, türban ve çarşaf açılımı ile “Ilımlı İslam” diye tutturanlara bir göz kırptı. Çarşaftan yola çıkıp “Tek Parti Dönemine” saldırıya geçmek, AKP’nin rolüne talip olmak anlamına gelir.
Daha bir yıl önce milyonlar olarak meydanlara çıkan ve Atatürk Devrimini savunma kararlılığını gösteren milletimiz, CHP’nin bu “açılımı”nı yanıtsız bırakmayacaktır.
Türk Milleti, AKP’leşen CHP’ye muhtaç değildir!