İP Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin: Avrupa’nın “Akil adamları”nın görevi, Türkiye’yi bölmektir!

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün (18 Eylül 2010) Ankara'da toplanan ve iki gün sürecek olan Merkez Karar Kurulu Genişletilmiş Toplantısı öncesinde düzenlenen basın toplantısında, "akil adamlar" olarak takdim edilen Avrupa heyetinin Türkiye'ye geli

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün (18 Eylül 2010) Ankara'da toplanan ve iki gün sürecek olan Merkez Karar Kurulu Genişletilmiş Toplantısı öncesinde düzenlenen basın toplantısında, "akil adamlar" olarak takdim edilen Avrupa heyetinin Türkiye'ye geliş amacı ve faaliyetlerini değerlendirdi. Gültekin özetle şunları söyledi;

Avrupa Birliği 12 Eylül referandumunda istediği sonucu aldıktan sonra, Kürt sorununda bir adım daha ileri attı. Bugüne kadar İlerleme Raporlarında, görüş ve önerilerini yazmakla yetinen AB, bu sefer “akil adamlar” kisvesi altında oluşturduğu bir “arabulucu heyetini” Diyarbakır’a yolladı.
Avrupa Birliği, Amerika ile birlikte yıllardır burnunu soktuğu, Türkiye’ye karşı kullandığı Kürt sorununu; şimdi istediği doğrultuda “çözüme” kavuşturmak için harekete geçmiş bulunuyor.
Özellikle Bölgemizde ve Türkiye’de iç çatışmaları ve yıkıcı faaliyetleri finanse etmesiyle tanınan George Soros’un Açık Toplum Vakfı’nın desteklediği “Türkiye Bağımsız Komisyonu”nun Diyarbakır’a gönderdiği “Heyet”in kimliği, yapılan ziyaretin amacını hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya koyuyor.

GÖREV YAPTIĞI HER ÜLKEYİ BÖLDÜ
Heyet’in Başkanı Martti Ahtisaari’nin bugüne kadar “arabulucu” sıfatıyla görev yaptığı ülkelerde şu gelişmeler yaşanmıştır:
Ahtisaari, 1970’lerin ikinci yarısında Birleşmiş Milletler Namibya Özel Temsilcisi olarak görev yaptı. O yıllarda Namibya, Güney Afrika sınırları içinde bulunuyordu. Ahtisaari’nin görevinin sonunda, Namibya Güney Afrika’dan koptu ve bağımsızlığını ilan etti.
Martti Ahtisaari 1999’da Kosova’da görev yaptı. Sonucu hepimiz biliyoruz. Kosova, Sırbistan’dan ayrıldı, bağımsızlığını ilan etti.
Ahtisaari’nin sondan bir önceki görev yeri Endonezya’daki Aceh Bölgesi. “Arabuluculuk” bir kez daha başarıyla sona erdi. Aceh Bölgesi Endonezya’dan bağımsızlığını elde etti.
İşte bu Ahtisaari şimdi Diyarbakır’da. Yani “son görev yeri”nde! Hatırlanacağı üzere arabulucu olmasını Abdullah Öcalan istemişti.
Ahtisaari, Diyarbakır Belediye Başkanı ile, BDP yöneticileri ve DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile görüştükten sonra; Diyarbakır Valisiyle ve ardından Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.
Sadece bu görüşme trafiği bile, Ahtisaari’nin ne amaçla Türkiye’ye geldiğini gösteriyor.


KIBRIS KONUSUNDA TÜRKİYE’Yİ ALDATTI
Ahtisaari, 1999 yılında Finlandiya’nın dönem başkanlığı döneminde “Kıbrıs’ın ön şart olmayacağı” garantisini vererek aday üyelik protokolünü Türkiye’ye imzalatan kişidir. Oysa bilindiği gibi bu “garanti” sözde kalmıştır. Avrupa Birliği şimdi, Kıbrıs sorununun, kendi istekleri doğrultusunda çözümünü, Türkiye’nin önüne şart olarak koymaktadır.
“Kürt Sorunu”nda ise durum daha en başından farklıdır. Avrupa Birliği bilindiği üzere bütün ilerleme raporlarında Kürt sorununa ilişkin şartlar ileri sürmektedir.
Ahtisaari ise ayağının tozuyla geldiği Diyarbakır’da, Türkiye’nin; AB üyeliği için “Kürt sorununu” çözmesi gerektiğini söylemiştir.

BÖLÜCÜ ÇABALARA DESTEK OLAN İKTİDAR SAHİPLERİ
Dünyanın hiçbir bağımsız ve egemen ülkesi, iç işlerine yabancıların burnunu sokmasına izin vermez. İzin veren ülkelerin sonunun ne olduğunu Namibya, Kosova ve Aceh örnekleri yeterince gösteriyor.
Türkiye, AKP iktidarı ile birlikte “bağımsızlık” ve “egemenlik” kavramları adına sahip olduğu ne varsa hapsini kaybetmiştir.
Bugün Türkiye’de iktidar koltuklarını, emperyalist devletlerle hizmet sözleşmesi imzalayanlar işgal etmiştir.
Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı Tayip Erdoğan’ın, Ahtisaari’nin Diyarbakır merkezli bölücü çabalarına itiraz etmesi düşünülemez. Çünkü Diyarbakır’ı bu proje içinde bir “merkez” yapacağını söyleyen bizzat kendisidir.
Ahtisaari’nin Diyarbakır ve İstanbul’da izzet ikram ile karşılanması ise akla halkımızın bu durumlar için söylediği özlü bir deyimi akla getiriyor:
“Öküzün yalakası, kasabın bıçağını yalarmış.”

UYARIYORUZ VE GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ
Halkımızı uyarıyoruz. Gözlerimizin içine baka baka “sizi böleceğiz” diyorlar. Onlar emperyalisttir. İşleri budur.
Ama bizim de bu emperyalist emellere karşı uyanık olmamız ve mücadele etmemiz gerekiyor.
İşçi Partisi olarak bütün siyasi partileri, bütün emek örgütlerini, bütün demokratik kitle örgütlerini, Türk-Kürt bütün milletimizi, Ahtisaari gibi emperyalistlere hak ettikleri cevabı vermeye çağırıyoruz.