İşçi Partisi Genel Başkan Vekili 15 Ağustos 2010 günü Niğde il başkanlığında bir basın toplantısı yaptı. Gültekin basın toplantısında şunları söyledi:
12 Eylül günü oylanacak olan, AKP’nin Türkiye’yi bölme Anayasasıdır.
Tayyip Erdoğan tam 34 yerde kameralar önünde Amerika’nın Büyük Ortadoğu projesi’nin eşbaşkanı olduğunu söylemiş ve kendisine bir görev verildiğini, kendisinin bu görevi yerine getirdiğini itiraf etmiştir.
2007 yılında Anayasa mahkemesinde yapılan yargılamada, iddianame’de bu konu bir suç kanıtı olarak getirilince, altına imzasını koyduğu savunmasında konuşmalarını inkar etmiş, yani açıkça yalan söylemiş, sonra 2009 yılında bu sefer Meclis kürsüsünden bir kez daha Büyük Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olduğunu söylemiştir.
Bütün milletimiz, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ne olduğunu biliyor. Projenin sahibi olan ABD, hedefinin Fas’tan Orta Asya’ya 24 Müslüman ülkelerin sınırlarını değiştirmek olduğunu açıkça söyledi.
Amerika düşündüğü Yeni Ortadoğu’nun haritasını da yaptı. Roma’da 15 Eylül 2006’da yapılan bir NATO toplantısında bu Harita duvara asıldı. Türk subayları bunu protesto ederek toplantıyı terk ettiler.
Aynı harita, bir yıl sonra Atina’da yapılan bir toplantıda bir kez daha duvara asıldı. Askeri ataşemiz protesto ederek toplantıdan ayrıldı.
Bu Harita’da, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu, “Özgür Kürdistan” adıyla kurulan yeni bir devlet içinde gösterilmektedir.
İşte Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen bu projenin eşbaşkanıdır.
İktidar olduğundan bu yana bu proje çerçevesinde kendisine verilen grevleri yapmıştır.
DİYARBAKIR NERENİN MERKEZİ OLUR
Tayip Erdoğan 15 Şubat 2004 günü Kanal D ekranında katıldığı “Teke Tek” programında gazeteci Fatih Altaylı’ya “Diyarbakır Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi içinde bir merkez olabilir” demiştir.
Bu itiraf, AKP’nin görevinin ne olduğunu tartışmasız bir şekilde ortaya koymaktadır. Aklı başında herkes, Diyarbakır’ın nerenin merkezi yapılmak istendiğini bilir.
Şimdi Güneydoğu’nun birçok ilinde, Diyarbakır’ı “bir merkez olarak ilan etmenin” provaları yapılıyor.
Bu tablonun sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır.
AKP’NİN AÇILIMLARININ ÜLKEMİZİ GETİRDİĞİ YER
2002 yılında AKP iktidarı devraldığı zaman sıfır seviyesinde olan terör, bugün hergün birkaç Mehmetçiğin şehit olduğu boyuta ulaşmışsa, Batı destekli bölücülük bugün özerklik ilan etme noktasına gelmişse, bunun da biricik sorumlusu Tayip Erdoğan’dır, AKP iktidarıdır.
İnegöl ve Dörtyol’da ilk işaretlerini gördüğümüz etnik çatışma tuzağının mimarı da AKP’dir.
AKP’nin açılım politikaları, milletimizi Türk, Kürt, Alevi, Sünni olarak bölmektedir.
Milletimizi etnik kökenlerine ve inançlarına göre bölmek bir emperyalist projedir. Gerçek sahipleri Amerika ve Avrupa’dır.
“Böl, çatıştır, parçala” emperyalistlerin klasik hegemonya kurma politikasıdır. AKP, bu politikanın Türkiye’deki taşeronluğunu üstlenmiştir.
AKP’NİN ASIL AMACI
İşte AKP üstlendiği bu görevi başarmak için şimdi referanduma gidiyor.
Devletin bütün olanaklarını kullanarak, TRT’yi “evet” propagandasının aracına dönüştürerek, tehdit ve yasaklamalarla vatandaşı sindirerek 12 Eylül’de istediği sonuca ulaşmayı hesaplıyor.
Böylece Türkiye’yi bölecek olan uğursuz projeyi uygulayabilme gücüne kavuşmuş olacaktır.
AKP’ye Hayır demek, Türkiye’nin bölünmesine Hayır demektir…
Böyle olduğu için karşı tarafta AKP var. Arkasında ABD ve AB emperyalistleri bulunuyor.
PKK de, boykot politikasıyla AKP’nin yanında yer alıyor.
Bu tarafta ise bütün millet bulunuyor.
Bu referandumda sağ sol yok! Millet ile bir avuç millet düşmanı karşı karşıya.
Milletimiz AKP’ye de, Anayasasına da Hayır diyor.
ABD’ye de,
AB’ye de,
AKP’ye de,
Anayasalarına da HAYIR!