YSK’nın, 12 bağımsız adayın başvurusunu red etmesinden sonra, yaşanan gelişmelerin gösterdiği gerçekler şunlardır:
AKP’nin, Milli Devleti tasfiye etme çalışmalarında, artık hiçbir sınır tanımadığı ortaya çıkmıştır.
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ciddi devletinde iktidar; Yüksek Mahkeme’nin aldığı bir kararı iptal etmek için, mahkemeleri ve devletin diğer kurumlarını harekete geçirmez.
Dünyanın hiçbir ciddi devletinde iktidar, kanunları bazı yurttaşlara bir türlü, bazı yurttaşlara başka türlü uygulamaz.
Dünyanın hiçbir ciddi devletinde, iktidarın politikalarına uygun özel mahkemeler kurulmaz ve Mahkemeler iktidarın isteklerine uygun olarak “jet kararlar” almaz.
Bir Devlet eğer böyle uygulamalara başvuruyorsa, o Devlet yıkıma doğru gidiyor demektir.
YÜZDE 10 BARAJI, YAŞANAN KRİZİN ESAS NEDENİDİR
Ortaya çıkan kargaşanın esas nedeni, AKP’nin iktidarını devam ettirmek için arkasına sığındığı anti demokratik yüzde 10 barajıdır.
AKP, yüzde 10 barajını kaldırmak için kılını kıpırdatmamakta, ama Amerikancı 12 Eylül Darbesinin ürünü olan anti demokratik düzenlemenin yol açtığı kaosa teslim olarak yasaları eğip bükmektedir.
Sonuç olarak yapılan, ulusal devletin otoritesi adına ne varsa ortadan kaldırılması, emperyalizmin istediği iç çatışma ortamının yaratılmasıdır.
CUMHURİYET HUKUKU YERİNE “HABUR HUKUKU”
AKP iktidarı, Türkiye’nin bütün mahkemelerini “Habur Mahkemesi” yapmaktadır.
Milletimiz Habur’da kurulan çadır mahkemesinde neler yapıldığını unutmadı.
AKP, Kürt açılımını hayata geçirmek için Kandil’den gelen PKK’lıları, örgütün talimatıyla geldiklerini ve pişman olmadıklarını ısrarla söylemelerine rağmen, yasaları hiçe sayarak, Pişmanlık Yasasından yararlandırarak serbest bıraktı.
Habur mahkemesi, yargının siyasal amaçlarla kullanılmasının simgesi oldu.
YSK kararının ardından yaşananlar ise artık yeni bir hukuk ve adalet anlayışının hakim kılındığını göstermiştir. Bu yeni düzende hukuk egemenliği, kanunların üstünlüğü yoktur.
Bu yeni düzende en üstün kural, iktidarın istekleridir. Mahkemelerin, iktidarın isteklerine uygun şekilde düzenlenmesi ve iktidarın politikalarına uygun kararlar vermesidir.
AKP iktidarı Cumhuriyet Hukuku’nun yerine “Habur Hukuku”nu koymuştur.
AKP İKTİDARI TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİNİ RESMİLEŞTİRMEKTEDİR
Son gelişmeler AKP iktidarının, emperyalist merkezlerin istekleri doğrultusunda milletimizin bölünmesi ve Türkiye’nin etnik temelde parçalanması projesini doludizgin uyguladığını göstermektedir.
AKP iktidarı sayesinde PKK, artık kendi kurallarını koyar hale gelmiştir. İktidar, PKK’nın otoritesine boyun eğmiştir.
Daha doğrusu AKP, emperyalist merkezlerde yapılan rol bölüşümüne uygun hareket etmektedir. AKP, yaşanan gelişmelerden rahatsız değildir. Tam tersine Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiyesi yolunda yaşanan gelişmeleri ellerini ovuşturarak memnuniyetle izlemektedir.
YSK kararı ile birlikte yaşanan gelişmelerin sonrasında, PKK’nın Kürt asıllı yurttaşlar içindeki etki alanı genişlemiş, Türkiye’nin bölünmesi yolunda bir adım daha atılmıştır.
Bu durumun asli sorumlusu AKP iktidarıdır.
KILIÇDAROĞLU ÖNALIYOR
Türkiye’nin ABD olanları doğrultusunda, AKP ve PKK eliyle bölünmesi operasyonunda Kılıçdaroğlu liderliğinde Yeni CHP’de önalma yarışındadır. Kılıçdaroğlu, CHP’nin, Tayyip Erdoğan’a başbakanlık yoluna açmaktaki katkılarıyla övünüp, şimdi de PKK’nın önünü açmakta en önde olduğunu ilan etmiştir.
CUMHURİYET GÜÇBİRLİĞİ TEK SEÇENEK
AKP’den CHP’ye kadar tüm düzen partileri ABD’nin Türkiye’yi bölme senaryosunda rol almaktadırlar. Günün görevi, vatanın bütünlüğü, milletin birliği, hukukun egemenliği için AKP iktidarının karşısına Milli ve Cumhuriyetçi seçeneğin konulmasıdır. Bunun için 12 Haziran seçimlerine bağımsız adaylarla katılan Cumhuriyet Güçbirliği tek seçenektir!