Atatürk’ün İnönü Savaşı’ndan sonra İsmet Paşa’ya çektiği meşhur telgraf bilinir. “Siz orada sadece düşmanı değil Milletin makus talihini de yendiniz.”
Tam 300 yıldan beri Batı karşısında sürekli olarak yenilen ve sürekli olarak geri çekilen bir Millet açısından, İnönü’de düşman karşısında elde edilen başarı, yeni bir dönemin başlangıcı olması bakımından önem taşımaktadır.
TBMM Hükümeti ve onun Düzenli Ordusu’nun düşmana karşı sağladığı bu başarı, zaferin kazanılabileceğini somut olarak göstermiştir. Zafer, hem Ulusal Kurtuluşçulara bir özgüven kazandırmış, hem de düşman cephenin, Ankara’yı daha fazla ciddiye almasını sağlamıştır.
İnönü Savaşı, Mustafa Kemal önderliğindeki karargâhın, Milletin en azından öncüleri nezdinde “rüştünü ispat etme” eylemidir.
Bunun sonucu olarak İnönü’den sonra Ankara’nın etrafında toplanma eğilimi daha da güçlenmiştir.
Öyle olduğu içindir ki İnönü’yü, Sakarya ve Büyük Taarruz takip edebilmiştir.
60 YILLIK “MAKÛS TARİH”
Haziran’da yapılacak genel seçim, son yarım yüzyılda yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, siyasal tarihimizdeki yeri açısından yeni bir “İnönü Zaferi” olmaya adaydır.
27 Mayıs, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan karşı devrimci gidişe bir itirazdı. Ancak gidişatı geri döndürmeye yetmedi. Bu “itiraz”ın tetiklediği kitle hareketi ve devrimci uyanış, önce 12 Mart ve daha sonra da 12 Eylül askeri darbeleri ile baltalandı.
Karşı Devrim, ideolojik, toplumsal, ekonomik ve siyasal hayatta yeni mevziler kazanarak yoluna devam etti.
1990’lı yıllarda gerçekleşen emek eksenli “itiraz” ise, devrimci bir önderlikten yoksun olduğu için başarısız oldu. Emekçi mücadelesinin savunduğu mevziler birer birer düştü.
28 Şubat, 27 Mayıs’ın silik bir kopyası olmanın ötesine geçmedi. Sadece bu özelliği bile neden başarısız olduğunu açıklamaya yeter.
AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesi ise, Kurtuluş Savaşımız ile bir benzetme yaparak söyleyecek olursak, Kütahya muharebesine denk düşer.
Dokuz yıldır “düşman” Anakara yolundadır.
Ve şimdi İnönü mevzilerindeyiz.
İNİSİYATİFLE GERİ ÇEKİLME
Bütün işaretler Cumhuriyet Güçbirliği bağımsız adaylarının 12 Haziran’da önemli bir başarı elde edeceğini gösteriyor.
Gelinen aşamada, Güçbirliğinin ilan ettiği program ve 30 seçim çevresinde gösterdiği adaylar, en azından toplumumuzun öncülerinin bir kesimi açısından bir çıkış yolu olarak görülmektedir.
Bu kabulün sonucunda daha şimdiden kendini ortaya koyan kamuoyu desteği bir başarıyı getirecektir.
Ve asıl mücadele 13 Haziran’dan sonra başlayacaktır.
Unutulmamalıdır. İnönü’de zafer kazanılmıştır ama zaferin ardından daha büyük güçlerle saldıran düşmanın karşısında milli kuvvetler geri çekilmiş ve Sakarya boylarında yeni savunma mevzileri kurmak zorunda kalmışlardır.
Ama Polatlıya kadar geri çekilmiş olmak Ulusal Kurtuluşçuların zafere olan inancını sarsmamıştır. Çünkü İnönü’de, “makus talihin” yenildiğini görmüşlerdir.
ESAS MÜCADELE
12 Haziran’daki ne olacak?
AKP, büyük ihtimalle gene birinci Parti olacak..
Ama bundan daha da önemlisi, bir Atlantik ötesi operasyonun sonucunda AKP minderine çekilmiş olan CHP gerçekliğidir.
MHP ise her kritik çarpışmada karşı taraf lehine müdahalede bulunma şeklindeki tarihi misyonuna uygun hareket etmeye devam ediyor.
Yani bütün veriler, Haziran sonrasında bu ülkenin Cumhuriyet Devrimcilerinin yeniden “Sakarya mevzilerine” çekileceğini gösteriyor.
Önemli soru şudur: 1921’de Ulusal Kurtuluşçular İnönü’den Sakarya’ya çekilirken milletin en diri ve en aydın öncülerine, mücadelenin ancak kendi saflarında yer alınarak başarıya ulaşacağını kanıtlamışlardı.
12 Haziran’da aynı mesaj verilebilecek midir?
SAKARYA’YI KAZANACAK KUVVET
Doğu Perinçek, Çetin Doğan, Yaşar Müjdeci, Ceyhan Mumcu, Hasan Attila Uğur ve diğer Güçbirliği adaylarının 12 Haziran’da Meclise gönderilmesi, Cumhuriyet Güçbirliği açısından millete, mücadelede içine girilecek mevzinin net olarak gösterilmesi anlamına gelecektir.
Referandum’da “hayır” diyen toplumun yarısı çok büyük bir kuvvettir. Bu kuvvetin gireceği mevzinin netleşmesi demek, Sakarya Savaşı’nın kazanılması demektir.
Onun içindir ki, 12 Haziran seçimlerinde Cumhuriyet Güçbirliği adaylarının başarı elde etmesi “makus talihin” yenilmesi anlamına gelecektir.
Ve şimdi o kaçınılmaz başarıya doğru gidiyoruz.
mbgultekin@ip.org.tr