İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları güçbirliği görüşmesi hakkında bilgi vererek, CHP’nin güçbirliğine karşı tutumunu değerlendirdi. Gültekin, özetle şunları söyledi;
Siyasi Partiler dün, Yüksek Seçim Kurulu’na milletvekili aday listelerini teslim ettiler. Artık, 12 Haziran seçimlerine kimin nasıl gireceği kesin olarak belli olmuştur. Geldiğimiz aşamada İşçi Partisi olarak, güçbirliği konusunda bugüne kadar yaptığımız çalışmalar hakkında milletimize bilgi sunmayı bir görev olarak kabul ediyoruz.
EN GENİŞ GÜÇBİRLİĞİ İÇİN ÇALIŞTIK
AKP’nin, 9 yıllık iktidarının sonunda Türkiye’yi getirdiği yer, bütün milletimizin malumudur. Geldiğimiz yer, iç çatışmaların, ekonomik çöküşün ve Ortaçağ karanlığının eşiğidir.
Milletimiz dağılmakta, milli devletimiz yıkılmaktadır. Artık tartışılan, vatanımızın bütünlüğüdür. Cumhuriyet Hukuku’nun yerini, Mafya-Gladyo-Tarikat Hukuku almıştır.
İşte bu koşullarda, milletimizin yakıcı talebi, Haçlı İrtica’ya ve Batı Destekli Bölücülüğe karşı, bütün Cumhuriyetçi ve yurtsever güçlerin bir araya gelerek seçimlere tek çatı altında katılmasıdır.
İşçi Partisi, milletimizin bu temel talebini dikkate alarak hareket etmiştir. 12 Eylül’de gerçekleştirilen referandumdan hemen sonra, başta CHP olmak üzere, AKP ve BDP dışındaki partilere, demokratik kitle örgütlerine ve emek örgütlerine giderek, birlikte hareket etmek ve seçimlere tek bir liste olarak girmek gerektiğini anlattık.
Bu çerçevede, 11 Mart 2011 günü, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Başkan Vekilimiz Mehmet Bedri Gültekin, Genel Sekreterimiz Hasan Basri Özbey ve Merkez Denetleme Kurulu Başkanımız Şefik Çakmak’tan oluşan bir heyet olarak görüştük.
Görüşmemizde durum ve güçbirliği ile ilgili düşüncelerimizi etraflı bir şekilde aktardık ve ayrıca yazılı olarak sunduk. CHP’nin, bu güçbirliğinde merkez olması gerektiğini anlattık. Bu önerimizin bir iktidar projesi olduğunu özellikle vurguladık. Cumhuriyet İktidarını kurmak için güçbirliğinin zorunluluk olduğunu ifade ettik.
İşçi Partisi olarak güçbirliği için üzerimize düşeni fazlasıyla yapacağımızı belirttik.
Güçbirliği çalışmalarımızı ve çeşitli düzeylerde temaslarımızı aralıksız bir şekilde Nisan ayına kadar sürdürdük.
CHP, milletimizin istekleri doğrultusunda ısrarla dile getirdiğimiz ve en üst düzeyde sunduğumuz güçbirliği önerimize cevap vermedi.
“Yeni CHP”, Partimizin ve tüm yurtsever güçlerin birlik talebine yanıt verme yerine, Batılı emperyalist merkezlerin beklentilerine uygun olarak hareket etmeyi tercih etmiştir.
CHP YÜZÜNÜ AMERİKA’YA,
SIRTINI MİLLETE DÖNMÜŞTÜR
CHP’nin özellikle son aylarda çok belirgin olarak ortaya koyduğu pratik, milletin güçbirliği talebine neden olumlu yanıt vermediğini açıklıyor.
AKP ve MHP ile birlikte Libya’ya yönelik Haçlı saldırısına “Evet” diyen CHP, İşçi Partisi ile elbette yan yana olamazdı.
AKP ile Amerikancılık yarışına giren, hatta yeterince Amerikancı değil gerekçesiyle bu Parti’yi Vashington’a şikâyet eden bir CHP, temel sloganı “Ne ABD Ne AB, Tam Bağımsız Türkiye” diyen İşçi Partisi’nden elbette uzak duracaktı.
CHP, NATO’cu ve AB’ci olduğunu şimdi daha güçlü bir şekilde haykırıyor. Oysa güçbirliği isteyen halkımız, AB’ye de, NATO’ya da karşıdır.
Amerika ve Batı emperyalizmi on yıllardır Türkiye’ye profesyonel orduyu dayatıyor. İşçi Partisi ise on yıllardır bu tuzağı milletimize anlatıyor. Şimdi CHP de, tıpkı AKP gibi Profesyonel Ordu’yu savunmaktadır.
Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar ülkesi olamaz” demişti. Yeni CHP ise “Tarikatlara saygılıyız” diyor, Bu anlayışla CHP türbanı üniversiteye soktu. Şimdi de sayelerinde Meclise de Türbanla girilebileceğini söylüyor.
Güçbirliği isteyen halkımızın talebi milli ekonomidir, üreten Türkiye’dir. Türkiye’nin kaynaklarının yatırım ve halkın refahı için kullanılmasıdır. Bütün bunlar ancak bir halkçı-devletçi ekonomi politikası ile mümkün olabilir.
Oysa CHP, AKP gibi sadaka ekonomisini ve özelleştirmeleri savunuyor. İşte bundan dolayı, güçbirliği önerimize sırtını döndü.
Yeni CHP’nin bütün bu politikalarının toplamı, AKP kuyrukçuluğudur.
CHP, AKP’nin kuyruğuna takılarak, milletin güçbirliği beklentisini yanıtsız bırakmıştır.
CUMHURİYET GÜÇBİRLİĞİ’NİN BAĞIMSIZ ADAYLARINI DESTEKLİYORUZ
Bu durumda, İşçi Partisi olarak, milletimizi emperyalizm ve Ortaçağ karanlığının saldırıları karşısında seçeneksiz bırakamazdık.
Yurdumuzun dört bir yanında emek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve yurtsever aydınlarla yürüttüğümüz Güçbirliği çalışmalarının sonunda oluşan “Cumhuriyet Güçbirliği”nin bağımsız adaylarla seçime katılma kararı, bugün milletimiz açısından örgütlenme, mücadeleye önderlik etme ve bir Milli Hükümetin kuruluşuna gitmemizi sağlayacak biricik seçenektir.
Cumhuriyet Güçbirliği Yürütme Kurulu, bilindiği üzere 30 Mart 2011 tarihinde bağımsız adaylarla seçime gireceğini ilan etti.
İşçi Partisi, 2 Nisan 2011 günü Merkez Karar Kurulu’nu genişletilmiş olarak topladı ve Cumhuriyet Güçbirliği ile birlikte seçime katılmaya karar verdi.
Cumhuriyet Güçbirliği, bugün bağımsız adaylarıyla AKP’nin karşısında, biricik alternatif programın sahibi olarak milletimizin önüne çıkıyor.
Daha şimdiden Cumhuriyet Güçbirliği’nin çok güçlü bir halk desteği aldığını görüyoruz.
12 Haziran’da Cumhuriyet Güçbirliği’nin bağımsız adayları, en az bir grup kuracak sayıyla Meclis’te olacaklardır.
İşçi Partisi, bütün seçim bölgelerinde, Cumhuriyet Güçbirliği adaylarının başarısı için bütün gücüyle çalışacaktır.