İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. H. Tugay Şen, 6 ağustos 2010 günü basında yer alan “Milli Eğitim Çalıştay’ında çağdışı öneri” haberi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Şen, açıklamasında şunları belirtti:
İzmir’de yapılan 18. Milli Eğitim Şurası Ege Bölge Çalıştayı’nda tavsiye şeklinde alınan karar, bir skandal niteliğindedir. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün önerisiyle alınan karar, “Bölgesel, kültürel ve geleneksel nedenlerden dolayı özellikle ortaöğretime erişim ve devamın sağlanmasında sıkıntılar dikkati çekmektedir. Bu sorunun ortadan kaldırılması amacı ile ortaöğretim kız ve erkek okullarının belirli bölgelerde ayrı ayrı kurulması gerektiği” şeklindedir.
Bu öneri, devrim kanunlarımızdan olan Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birliği) Kanunu’na aykırıdır. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, bu kanunu çiğnemiştir. Bu öneriyi savunan İzmir Milli Eğitim Müdürü Ragıp Üye, Cumhuriyet’in ve İzmir’in değil AKP’nin Milli Eğitim Müdürü olduğunu göstermiştir.
CUMHURİYET KARŞITLIKLARI, MAHKEME KARARIYLA SABİTTİR
“80 yıllık karanlığa son vereceğiz” diyerek seçim propagandası yapan, Anayasa Mahkemesi tarafından Cumhuriyet karşıtı faaliyetlerin odağı olduğu için mahkûm edilen AKP hükümetinin eğitimi getirdiği nokta ortadadır. Tarikat müritleriyle Milli eğitim kadrolarını dolduranların hedefleri bir bir açığa çıkmaktadır.
“POZİTİF AYRIMCILIK” DEDİKLERİ BU MUDUR?
Cumhuriyet Devrimi’yle birlikte, bugün medeni olarak adlandırılan pek çok milletin kadınından önce Türk kadını eşit haklara sahip olmanın onurunu yaşamıştır. Şimdi ise kız ve erkek okullarının ayrı bölgelere yapılması düşünülmektedir. Böylece, Anayasa değişikliğinde kadınlar yararına olduğu iddia edilen düzenlemelerin göz boyamaya yönelik olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. Kadın-erkek eşitliği böyle mi sağlanacaktır? AKP hükümetinin ve bürokratlarının pozitif ayrımcılıktan anladıkları, erkek ve kız okullarının bölgelerini ayırmak mıdır?
KADINLARIMIZIN KÖLELEŞTİRİLMESİNE HAYIR!
Milli eğitimin amacı, bölgesel, kültürel ve geleneksel değerlere esir olmak değil, tüm milleti kaynaştırmak, farklılıkları en aza indirmektir. Bölgesel, kültürel ve geleneksel farklılıklara göre şekillenen eğitim milli olmaz, bölgesel olur. Böyle yetişen gençlerin de yurttaş değil kul bilincinde olacağı açıktır.
“Kızlarımızın ortaöğretime erişimi kolaylaşsın” gibi bir bahaneye sığınarak yapılan öneri, Haçlı irticanın kadınlarımızı köleleştirme emelini ortaya koymaktadır.
ÇÖZÜM: YENİDEN ATATÜRK’ÜN AYDINLANMA SEFERBERLİĞİ
Ortaöğretime gönderilmeyen kızlarımızın okullarına kavuşmaları için çözüm, Atatürk Devrimi zamanında yapılan aydınlanma seferberliğinin gerçekleştirilmesidir. Böyle bir seferberliği de ancak ve ancak Atatürk Devrimi’nin rotasındaki bir milli hükümet yapabilir.
06.08.2010