'İKİLİ İKTİDAR'IN SONUNA DOĞRU

28 Şubat Türkiye'de ikili bir iktidar durumu ortaya çıkardı. Daha önceki yaklaşık yarım yüzyıllık dönem, "Küçük Amerika" dönemiydi. Bu dönemde iktidar ve muhalefet arasında esas olarak bir mutabakat vardı. Halk kitleleri açısından da bakıldığında farklı bir durum söz...

Tarih:

28 Şubat Türkiye'de ikili bir iktidar durumu ortaya çıkardı. Daha önceki yaklaşık yarım yüzyıllık dönem, "Küçük Amerika" dönemiydi. Bu dönemde iktidar ve muhalefet arasında esas olarak bir mutabakat vardı. Halk kitleleri açısından da bakıldığında farklı bir durum söz konusu değildi. Büyük çoğunluk serbest piyasayı savunuyor, Avrupa Birliği'ne üye olmayı destekliyor ve Amerika'yı müttefik olarak görüyordu.

Ülkenin bu yönelimine esastan karşı olan İşçi Partisi gibi oluşumlar ise iktidar konumlarından çok uzakta, toplum içinde azınlık durumundaydılar.

GEÇİŞ DÖNEMİ
Bu durum 1991 yılındaki Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra adım adım değişti. Amerika'nın Türkiye'yi de hedef alan büyük saldırısı, Irak'ın kuzeyinde kurulan kukla devlet, Türk ordusunun komuta kademesini hedef alan cinayetler, ilk önce Türk Ordusunun yarım yüzyıllık mutabakatın dışına çıkmasına yol açtı.

Amerikan derin devletinin Türkiye'deki faaliyetleri, mafya-tarikat-Gladyo ortaklığının Türkiye'yi ve Türk milletini hedef alan karanlık faaliyetleri, kitlelerin çoğunluğunu da söz konusu mutabakatın dışına çıkardı.

28 Şubat'a doğru giderken "Bir dakika aydınlık" gibi eylemlerle milyonların sesini yükseltmesi hatırlardadır.

28 Şubat Türkiye'de, ikinci bir iktidar odağının ortaya çıkışının tarihidir. 28 Şubat, parçalanmaya ve sömürgeleşmeye doğru gidişin adı olan "Küçük Amerika" sürecine, Türk milletinin itirazının ifadesidir.

Ama Mustafa Kemal gibi devrimci tavır alamayanlar, sistem içinde kalarak, Hükümet olmasını sağladıkları güçleri arkadan güderek Amerikanın Türkiye'yi içine ittiği sürece direnmeye çalıştılar.

İKTİDAR ALANLARI
O günden bu yana Türkiye'de var olan iki iktidardan birinin sahibi Amerika'dır. Bu iktidarın elindeki mevzileri şöyle sıralayabiliriz:

AKP eliyle kullanılan iktidar alanı, 840 rakımlı tepe, Meclis'in çoğunluğu, Emniyet teşkilatı içindeki F tipi örgütlenme, AKP ve DTP gibi partiler, Avrupa ve Amerika'nın denetimindeki kitle örgütleri…

Amerika'ya karşı olan ikinci iktidar alanı ise Türk Silahlı Kuvvetleri, Yargı, Üniversiteler, İşçi Partisi ve Saadet Partisi gibi Partiler ve Batının Türkiye üzerindeki denetimine karşı olan kitle örgütlerinden oluşmaktadır.

Bu alanlar birbirinden kesin çizgiler ile ayrılmış değildir. Hatta iki iktidar odağına ait olarak belirtmiş olduğumuz alanların her birinde, birbirine zıt kuvvetlerin iç içe geçtiğini söyleyebiliriz.

Örneğin Üniversitelerimizin büyük çoğunluğu tam bağımsız ve laik demokratik Türkiye'den yanadır ama YÖK Başkanlığı karşı güçler tarafından ele geçirilmiştir. Aynı şekilde Amerikan işbirlikçilerinin en fazla hâkim olduğu yerlerde bile ulusalcı tutumlara sahip güçler bulunabilmektedir.

Ve elbette arada olan kuvvetler de vardır.

AKP HAMLESİ
2002 yılında AKP'nin iktidar olması, Amerikancı odağın iktidarı yeniden ve bütünüyle ele geçirmek yolunda gerçekleştirdiği büyük bir hamle oldu.

Irak'ın işgali, 4 Temmuz 2003'te Süleymaniye'de Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi, Kıbrıs'ta Denktaş'a karşı gerçekleştirilen operasyon, AB Müzakere Çerçeve Belgesi ile Türkiye'nin altına girdiği yükümlülükler ve 2004 yerel seçimleri ile birlikte belediyelerin Batı destekli irtica ile Batı destekli bölücülük arasında bölüşülmesi; arkada kalan beş yıllık dönemde Amerikancı iktidar odağının kazandığı mevzileri gösterir.

Bütün bu süre içinde Amerika, Türk Ordusu engelini aşmadan Türkiye'de gerçek anlamda iktidar olamayacağı bilinciyle hareket etti.

4 Temmuz Çuval Saldırısı, Irak ve Kıbrıs'taki kırmızı çizgilerin çiğnenmesi, "Atabeyler" ve "Şemdinli" provokasyonları ile, sadece bir tek amaca ulaşmak hedeflendi. Türk Silahlı Kuvvetlerini denetim altına almak.

AKP bütün bu saldırılarda, "F tipi örgütlenme" ile birlikte meşhur "iki adım ileri bir adım geri" taktiğini izledi. İki adımlık hamle yaptı gelen tepkilere göre bir adım geri attı. Böylece itiraz edenlere, uzlaşmadan yanaymış mesajını verdi. Gerçekte ise sonuç olarak hep, hedefine ulaşma yolunda bir adım daha attı.

EVDEKİ HESAP
2007 seçimleri, ABD ve işbirlikçileri açısından kendilerinin de beklemediği bir başarıyla sonuçlandı. Amerikancı iktidar odağı daha büyük bir güvenle, iktidarın tamamını ele geçirmek ve 1997 yılından bu yana süren ikili iktidar durumuna son vermek amacıyla harekete geçti.

Bugün hedef, Türk Silahlı Kuvvetleri engelini aşmaktır.

Bu "Operasyon"un Vaşington'da planlandığı açıklandı. Fehmi Koru, Haber 7 televizyon kanalında, "Ergenekon Operasyonu"nun Tayip Erdoğan'ın 5 Kasım Washington ziyaretinde Bush ile görüşmesinde kararlaştırıldığını açıkladı. Erdoğan'ın Operasyon başlamadan dört saat önce, yani gece saat 23.00'de ABD büyükelçisi ile buluşması da Fehmi Koru'nun sözlerini doğruluyor.

Evet, Amerika Türkiye'deki ulusal bağımsızlıkçı, laik demokratik iktidar odağını tasfiye etmek için harekete geçmiştir.

Vaşington'daki hesap budur.

Ama sonucun, Irak macerasından farklı olmayacağını şimdiden söyleyebiliriz.

mbgultekin@ip.org.tr