29 Mart dersleri (III)

29 Mart’ta yapılan seçimlerin galiplerinden biri de hiç şüphe yok ki DTP’dir. DTP, bu sefer yalnız başına katıldığı İl Genel Meclisi seçimlerinde oylarını bir puana yakın artırdı. Bu da yaklaşık yüzde 20’lik bir artış anlamına geliyor.
Ama daha da önemli ola...

Tarih:

29 Mart’ta yapılan seçimlerin galiplerinden biri de hiç şüphe yok ki DTP’dir. DTP, bu sefer yalnız başına katıldığı İl Genel Meclisi seçimlerinde oylarını bir puana yakın artırdı. Bu da yaklaşık yüzde 20’lik bir artış anlamına geliyor.
Ama daha da önemli olan Bölgedeki Belediye seçimlerinde bu Partinin oylarında meydana gelen yükselmedir.
DTP Diyarbakır’da yüzde 65, Hakkari’de yüzde 79, Batman’da yüzde 60, Batman’da, Şırnak’ta yüzde 53, Van’da yüzde 53 Siirt’te yüzde 50, Iğdır’da yüzde 41, Tunceli’de yüzde 30 ve Mardin’de yüzde 36 oy aldı.
Seçim sonuçları, Türkiye’nin etnik temelde ayrışmasının derinleştiğini gösteriyor.

BATI’YA BAĞIMLILIK
Etnik temelde ayrışmanın en temel nedeni, Türkiye’nin AB kapısına bağlanması ve ABD politikalarına bağımlılığıdır.
Batı’nın toplumumuzu etnik köken ve inanç farklılıkları temelinde ayrıştırarak yeniden yapılandırmayı demokrasi olarak dayatması, bu dayatmalara boyun eğen, hatta bu dayatmalar sayesinde Türkiye siyasetinde kendilerine yer bulan ve iktidar olan işbirlikçilerin varlığı, Türkiye’yi bugünkü noktaya getirmiştir.

AKP’NİN KÜRT AÇILIMI
AKP’nin TRT Şeş açılımında ifadesini bulan politikaları, sonuç olarak Kürt milliyetçiliğini güçlendirmiştir.
Devletin; farklı etnik kökenlerden gelen yurttaşlarını tek bir millet potasında birleştiren politikalar yerine, onların etnik kökenlerine göre ayrışmalarına hizmet eden yaklaşımlar benimsemesi, tek bir millete doğru olan gelişmenin tersine dönmesine yol açmıştır.
Aynı şekilde AKP’nin, Irak’ın kuzeyindeki kukla devletle resmileşen ilişkileri de, Türkiye Kürtlerinin dikkatinin Ankara merkezli siyasetten Kandil ve Erbil merkezli siyasete kaymasına hizmet etmiştir.

AKP-BARZANİ İTTİFAKI
Öte yandan Güneydoğu’daki seçim sonuçları ile birlikte, AKP- Barzani ittifakı kaybetti. Amerika’nın Fethullah aracılığıyla Erbil toplantısı ile hazırlığını yaptığı ve Nisan ayında Erbil’de toplanacak Kürt konferansı ile önemli adımlar atmayı planladığı “Türkiye himayesinde Kürdistan Projesi” bu seçim sonuçları ile birlikte yara almıştır.
PKK, kendisinin asli aktör olmadığı bir yapılanmayı kabul etmemektedir.
Amerika, Güneydoğu’da kaybeden AKP ve Barzani ile Bölgeye ilişkin planlarını uygulayamayacağını bilir.
Onun için AKP’nin Güneydoğudaki yenilgisi, bu Partinin geleceğe ilişkin hesaplarını alt üst etmiştir.

AKP’NİN UMUDU
AKP, Güneydoğu’daki başarısını iktidarının devamı açısından hayati önemde görüyordu. Onun için Bölgeye özel bir önem verdi. Diyarbakır’a büyük yığınak yaptı. Tunceli’ye büyük paralar aktardı.
2007’de elde ettiği seçim başarısını bir adım daha ileriye götürerek şu mesajları vermeyi amaçladı.
- Amerika’ya:” Kürtler arasında en ciddi kuvvet benim. Bölge planlarını ancak
benimle uygulayabilirsin.”
- TSK’ya: “PKK’ya karşı en etkili güç benim. Teröre karşı ancak bana dayanarak
mücadele edebilirsin!”
- Türkiye’ye: “Her yerde sadece ben varım. Ben bütün Türkiye’nin Partisiyim.
Ülkeyi ben bir arada tutarım. Diğer partiler Sivas’tan ötede yok.”
Ekonomik ve siyasi krizle iktidar tahtı sallanan bir AKP’yi, Güneydoğu’da elde edilecek bir seçim başarısı kurtarabilirdi.
Ama olmadı, AKP’nin hevesi kursağında kaldı.

“DİN BİRLEŞTİRİCİDİR”
12 Eylül Cuntacılarının, AKP’nin ve Fethullahçıların sürekli işleyegeldikleri “Din birleştiricidir” tezi bir kez daha iflas etti.
“Din kardeşliği” ve hatta AKP yöneticilerinin mensup olduğu ve bölge insanının neredeyse tamamını geçmişte kapsamış olan ve bugün de etkinliğini önemli ölçüde sürdüren Nakşibendilik; etnik temelde politika karşısında işe yaramadı.
Türkiye’yi Ortaçağ ideolojisinin birleştiremeyeceği bir kez daha anlaşıldı.

ÇÖZÜM.
2009 seçimlerinin de bir kez daha gösterdiği üzere çözümün programı;
1. Antiemperyalizm temelinde Türk ile Kürdü birleştirmek. Tam bağımsızlık. Emperyalizmin etnik boğazlaşma programının karşısına, tam bağımsızlığın kardeşlik, barış ve birlik programını koymak.
2. Bölgede feodal kalıntıları bütünüyle tasfiye edecek bir Demokratik Devrim. Toprak ağalığının, aşiret ilişkilerinin ve şeyhliğin tasfiyesi. Topraksız köylünün kalmaması.
3. Son yıllarda artık hemen hemen çözülmüş durumda olan Kürt yurttaşların farklı etnik kimliklerinden kaynaklanan demokratik haklarının güvence altına alınması.
4. Ortadoğu’da Türkiye, İran, Irak, Suriye ve Azerbaycan arasında öncelikle ekonomik birlik. Bu birliğin adım adım siyasi, askeri ve toplumsal boyutları ileri aşamalara doğru ilerletilmesi.
Kürt sorununu, AKP’nin bir eli Ortaçağ karanlıklarında, bir eli zalim ve yağmacı emperyalist merkezlerde olanlar değil, ancak böyle bir devrimci program çözebilecektir.
mbgultekin@ip.org.tr