HAKKÂRİ BELEDİYESİNE
KAYYUM ATANMASI YERİNDEDİR
İçişleri Bakanlığı’nın Hakkâri Belediyesine kayyım ataması yerindedir. Ancak köklü çözüm, PKK terör örgütünün güdümündeki siyasal partilerin derhal kapatılmasıdır. Ne var ki, devlet vatanı savunmada, bölücülüğün kökünü kazımada zaaf içindedir. Devletin kararsızlığı seçmeni de kararsız kılmaktadır. Kararsız devletin kararsız seçmeni olur.
DEVLET ZAAFININ BEDELLERİ AĞIR OLUR
Son yerel seçimde PKK hendeklerden çıkartıldı ve Güneydoğumuzun birçok kentinde belediyelerimizin başına getirildi. Böylece ABD ve İsrail’e “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail devletçiğini kurmaları için zemin sunuldu.
PKK güdümlü HDP ve DEM Parti’nin kapatılmamasının sonuçlarını yaşıyoruz. Belediyelerin PKK’ya bırakılmasının bedeli çok ağırdır. PKK Terör Örgütü, bu belediyeler sayesinde dağa terörist göndermekte, bölücü faaliyet için para toplamakta, propaganda yapmakta, halk üzerindeki baskı ve denetimini yoğunlaştırmakta ve belediye olanaklarını karanlık amaçları için kullanmaktadır.
PKK’NIN SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ SEÇİM GİRİŞİMİ
TEHDİDİ AĞIRLAŞTIRIYOR
ABD-İsrail-PKK işbirliği ve dostlarının Hakkâri’ye kayyım atanması üzerine kitlesel gösterilere hazırlandıkları görülüyor. Bu koşullarda PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde sözde seçimler ilan etmesi de dikkat çekicidir. Böylece ABD-İsrail planı, Türkiye’nin güney sınırlarının ötesini de kapsamaktadır.
ABD VE İSRAİL İKİNCİ İSRAİL PLANI İÇİN PUSUDA
Yerel seçimden sonra Van’da ve diğer illerimizde tezgâhlanan yakma yıkma eylemleri, Türkiyemizin bağımsızlık, birlik ve bütünlüğüne karşı planlanan turuncu kalkışmaların habercisidir.
ABD ve İsrail pusudadır. ABD’nin Yunanistan’ın Ege kıyılarında kurduğu üsler ve Doğu Akdeniz’de İsrail ve Yunanistan ile birlikte düzenlediği Noble Dina ve Nemesis başlıklı deniz tatbikatlarında namlular Türkiye’yi hedef almaktadır.
Türkiyemizin Güneydoğu illerinde PKK marifetiyle sahneye konacak kalkışmalar dıştan askerî müdahalelerle desteklenebilecektir. ABD’nin Ege ve Doğu Akdeniz ve güney sınırlarımızdaki askerî yığınağı, Türkiye için ciddî güvenlik sorunudur.
GEÇİM KOŞULLARININ ZORLAŞMASI
DÜŞMANA FIRSAT VERİYOR
Türkiyemiz zorlu bir döneme girmiştir. Dış cephede Türkiye’yi hedef alan tehditler ve iç cephede terör yanında halkın zorlaşan geçim koşulları da düşman planlarında kullanılacaktır. CHP yönetiminin ve diğer ABD ve İsrail denetimindeki bazı parti yönetimlerinin bu planlara şimdiden hizmet eden tutumlara girmesi karşılaştığımız tehlikenin boyutlarını belirliyor.
PKK GÜDÜMLÜ HDP VE DEM PARTİSİ DERHAL KAPATILMALI
ABD GÜDÜMLÜ BÖLÜCÜ TERÖRE ÖZGÜRLÜK YOK
ABD-İsrail planının bozguna uğratılması için öncelikli uygulama, HDP ve DEM Partisi’nin kapatılmasıdır. Devlet karnarlılığını göstermelidir.
Kapatılan bölücü terör partilerinin erine yenilerinin kurulasına kesinlike olanaktanınmamalı, bu yöndeki girdişimler derhal kapatma uygulamasıyla önlenmelidir.
Türk milleti Mecliste PKK istemiyor.
Bölücülüğe özgürlük tanınamaz.
Bölücülüğün özgür olduğu bir ülkede demokrasi olmaz.
Demokrasinin şartı, ülke bağımsızlığı ve bütünlüğüdür.
CHP YÖNETİMİ VE BAZI MESLEK ÖRGÜTLERİ
ATEŞLE OYNUYOR
PKK’nın kayyım atanmasına karşı çağrılarına katılan CHP yönetimi ve bazı meslek odaları ateşle oynuyorlar. Bölücülükle kader birliğine giden yolun sonunda hüsrandan başka bir sonuç bulunmuyor.
TÜRKİYE VE SURİYE’NİN ASKERİ İŞBİRLİĞİYLE PKK’NIN SEÇİM GİRİŞİMİ ÖNLENMELİ VE
SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ TEMİZLENMELİDİR
ABD ve İsrail’in planlarını bozguna uğratmak için, Suriye ile askerî işbirliğinin tam zamanıdır. Şu anda AK Parti yönetimi, Suriye’nin kuzeyindeki seçim girişimini Arap aşiretlerinin eylemiyle önleme siyaseti uyguluyor. Oysa köklü çözüm, Suriye ve Türkiye silahlı kuvvetlerinin ortak uygulamasındadır.
BÖLÜCÜ TERÖRE VE ABD-İSRAİL PLANLARINA KARŞI
DEVLET VE MİLLETİN TOPYEKUN MÜCADELESİ
Vatan Partisi, ABD-İsrail planlarına ve bölücü teröre karşı Devletin ve Milletin topyekûn mücadelesini içeren bir program ilan etmiştir. Bu programın hayata geçmesi için bütün millî partilerle birlikte hükümet görevlerine hazırız.
SORU: Kayyum ataması siyasette son dönemde gündeme gelen yumuşama girişimleriyle nasıl değerlendirirsiniz? Cumhurbaşkanı da Özgür Özel’i ziyaret edeceğini açıkladı.
Doğu Perinçek: Neresinde yumuşama var? Cumhuriyet Halk Partisi Liderleri Hakkari’ye koşuyor PKK’nın tezgahın katılmak için. Burada silah var. Türkiye’ye silah sıkma teşebbüsleri var. Dünyada birtakım örneklerini gördüğümüz turuncu kalkışma hazırlıkları var. Bunlar yalnızca hazırlık değil en son seçimden sonra Van’da da gördük, kendisini yakma yıkma eylemleri olarak gördük. Yine o eylemlere hazırlıklar var. Bunun neresinde yumuşama var? Şehit cenazeleri gelirken hangi yumuşamadan söz ediliyor. Bu yumuşama ABD tezgahı. Yani PKK’ya karşı yumuşama aslında. Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi PKK’yı koruyan, kollayan tavrına devam ettikçe aslında sonuç itibariyle PKK’ya karşı yumuşama. Yani Ak Parti yönetiminin CHP ile yumuşamasının sonucu ne olur? CHP’ye yaklaştığı ölçüde PKK’ya da yaklaşmış oluyor. ABD’ye da yaklaşmış oluyor. İsrail’e de yaklaşmış oluyor. Peki bu nereden kaynaklanıyor? Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Hükumetin bu şekilde PKK güdümünde ABD ve İsrail planları karşısında bu kararsızlığı nereye kadar devam edecek? Devam edemeyecek. Bakın Türkiye bu politikaları, yani ABD ve İsrail ile uzlaşma, onların planları karşısında kararsızlık olarak adlandıracağımız politikaları Türkiye sırtında taşıyamaz. Yumuşamanın da sonuç itibariyle ABD ve İsrail’e, PKK’ya karşı yumuşama olduğu apaçık ortada.
SORU: PKK güdümündeki örgütler Kobani olaylarını hatırlattılar ve sokağa çıkma çağrısında bulundular. Sokağa çıkarak başarı sağladıklarını söylediler. Bu çağrının sonuçları ne olur?
Doğu Perinçek: PKK zaten hendeklere gömülmüştü. Onu ABD de kurtaramaz, İsrail de kurtaramaz. O bizim vatanımızın evlatları olan, ellerine ABD ve İsrail silahları tutuşturulan PKK mensuplarına da buradan sesleniyorum. Elinizdeki o ABD silahlarını atın. Kendi ananıza babana kardeşinize silah sıkmaya son verin. Atın o silahları. Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olun. Sizi bekleyen başka sonuç yoktur. Gideceğiniz yol toprağın altına doğrudur. Ya hapishanede ya da toprağın altında sonuçlanır. Bir tek şerefli çıkış vardır, kendi vatanınıza ihanetten vazgeçmek, milletinize ihanetten vazgeçmek, ABD ve İsrail silahlarını atmaktır. Bunun dışında şerefli bir yol yoktur. Onun için bu kalkışma gibi çabalar, dağların üzerinden bir takım insanları ateşe atan çağrılar utanç vericidir, şerefsizliktir, alçaklıktır. Bunu cezası ağırdır. Bunun sonucu toprağın altı ve duvakların arasıdır.