Av. Nusret Senem: Barolarımızı ABD'nin fitnelerine alet edemezsiniz

72 Baronun imzasıyla yayınlanan “Çin Hükümetinin Uygur Türklerine Yaptığı Zulmü Şiddetle Kınıyoruz” başlıklı bildirisine yanıt

Tarih:

15 Mayıs 2021 tarihinde 72 Baronun imzasıyla yayınlanan “Çin Hükümetinin Uygur Türklerine Yaptığı Zulmü Şiddetle Kınıyoruz” başlıklı bildirisine Vatan Partisi’nden yanıt geldi.

 

Vatan Partisi adına açıklama yapan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem, “Bildiri, Türkiye’yi yalnızlaştırmak, Çin ve Asya ülkeleriyle arasını açmak adına Atlantik cephesinin hazırladığı bir fitne bombasıdır. “Uygur zulmü” Ermeni Soykırımı yalanının parçasıdır.” ifadelerini kullandı.

 

Senem, avukatlara çağrıda bulunarak, “TBMM’de CHP, İYİ Parti ve HDP işbirliği ile Çin Halk Cumhuriyetini kınama kararı alamayanlar, Çin’i kınama çabaları TBMM’de reddedilen Biden tayfası şimdi de etkili oldukları İl Barolarını Türkiye-Çin işbirliğini bozma provokasyonuna alet etmişlerdir. Bu yıl ve önümüzdeki yıl Baroların seçim dönemidir.  Türkiye düşmanlarına yarayan açıklamalarıyla, Türkiye ve Çin dostluğunu ve iş birliğini sabote etme girişimleriyle, gerçek kimliklerini de ortaya koyanları Barolarımızın başında görmek istemiyoruz.” dedi.

 

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Nusret Senem’in yapmış olduğu açıklama şu şekilde:

 

15 Mayıs 2021 Günü, 72 Baronun imzasıyla “Çin Hükümetinin Uygur Türklerine Yaptığı Zulmü Şiddetle Kınıyoruz” başlıklı bir açıklama yayınlandı. 

 

Batı Asya’da, ABD ve İsrail’in baskı ve tehditlerinin arttığı, Karadeniz’den, Yunanistan’a, Doğu Akdeniz’den Suriye ve Irak’ın kuzeyine kadar namluların Türkiye’ye döndüğü koşullarda, tamamen yalanlara dayanan bu fitnenin ortaya atılması anlamlıdır. Bu bildiriyi yalnız yalanlara yaslanan bir bildiri olarak değerlendirmek doğru olmaz. Bildiri, Türkiye’yi yalnızlaştırmak, Çin ve Asya ülkeleriyle arasını açmak adına Atlantik cephesinin hazırladığı bir fitne bombasıdır. 

 

24 Nisan tarihinde Biden, Ermeni Soykırımı yalanını tanıdığını ilan ederek, başta Türkiye, Rusya, İran, Çin ve büyün Asya’ya karşı bir hücum borusu öttürmüştü.

 

Bugün de İsrail Siyonizminin saldırganlığı, Biden tehditlerinin devamı olarak Filistin üzerinden doğrudan Türkiye’yi ve bölgemizi hedef almaktadır.

 

Türkiye’yi Batı Asya’da ve Doğu Akdeniz’de ABD ve İsrail tehditlerine karşı yalnızlaştırmak, aynı merkezden tehdit alan potansiyel müttefikleriyle arasını açmak Biden’ın ve Türkiye’deki tayfasının en önemli görevidir. Bu bildiri, Atlantik cephesinin, Türkiye’yi yolundan çıkartmak ve Tayyip Erdoğan’ı devirme senaryoları için tezgahladığı yaratıcı yıkıcılık planlarının tam ortasına oturmaktadır. 

 

Bu koşullarda Türkiye’nin doğru bir güvenlik stratejisi kurması, ABD ve İsrail’in baskı ve tehditlerine karşı iç cepheyi sağlam tutması belirleyicidir. Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti ilişkileri önümüzdeki yüzyıla damga vuracak, sorun çözecek, tehditleri alt edecek, ekonomik ataklar yaratacak stratejik bir ilişkidir. Bu doğru stratejiyi bozmak, Türkiye’yi yalnızlaştırmak, iç cepheyi yarmak için Atlantik kuvvetleri çok kullanışlı yalan ve fitneler üretmektedir. 72 Baro bu açıklamayla işte bu psikolojik savaşa alet olmaktadır. Hatta alet olmaktan öte, bu bildiriyi hazırlayıp imza atan yöneticiler, ABD planlarında bir görev ifa etmektedir. 

 

 

“UYGUR ZULMÜ” ERMENİ SOYKIRIMI YALANININ PARÇASIDIR

 

Türkiye’yi soykırımcılıkla suçlayan Biden yönetimi hasım olarak benimsediği Çin’e de “Uygur soykırımı” suçlaması yapmaktadır. ABD Asya’yı uçtan uca bu yalan ve kışkırtmalarla hedef almaktadır. Türkiye’ye yönelik “Ermeni Soykırımı” yalanlarıyla, Çin’e yönelik “Uygur soykırımı” yalanları, aynı merkezden planlanmaktadır. 72 Baronun içinde, Türkiye “Soykırımla yüzleşmelidir” diyen Diyarbakır Barosu’nun da bulunması, Biden planlarıyla olan ilişkiyi kanıtlamaktadır.

 

72 Baronun Uluslararası Af Örgütü’ne gönderme yapması da açıklamanın hangi merkezlere yaslandığını göstermektedir. ABD emperyalizminin “insan hakları sopası” olarak işlev görev bu örgüt, Türkiye’yi ve Asya ülkelerini defalarca hedef almıştır.

 

 

UYGUR YALANLARI ABD İMALATI

 

“Çin’de Uygurlara zulüm” yalanlarının ABD ve CIA merkezli olduğu defalarca kanıtlanmıştır. Milyonlarca dolar fon akıtılarak kurulan ayrılıkçı örgütler, devşirilen maaşlı elemanlar doğrudan CIA bağlantılıdır. 72 Baronun açıklaması, bu kışkırtmaların Türkiye’deki baş aktörü olan Seyit Tümtürk tarafından da bayrak edilmiştir. Seyit Tümtürk’ün başkanı olduğu “Doğu Türkistan Millî Meclisi” Paris’te kurulmuştur. “Doğu Türkistan İslamî Hareketi” adıyla kurulan ve sonradan partileşen örgüt de El Kaide’ye bağlı olarak 1997 yılında kuruldu. Örgüt, BM ve Türkiye Cumhuriyeti’nin terör örgütü listesindedir. “Türkistan İslam Partisi”nin şu an Suriye’de bulunan 10-15 bin kadar mensubu, DEAŞ’ta ve El Nusra’da örgütlü. İslam maskeli bu örgütlerin mensupları Zeytindalı ve Fırat Kalkanı harekâtında doğrudan Mehmetçiğe kurşun sıkmıştır.

 

 

72 BARO YALANLARA SARILIYOR

 

Henüz birkaç gün önce Urumçi’deki Müslümanların Ramazan Bayramı’nı coşkuyla kutladığını hep birlikte izledik. Sinciang’da kişi başına Türkiye’deki Müslümanlardan daha fazla cami düşmektedir. Herkes özgürce ibadetini yapabilmektedir.

 

72 Baronun bildirisinde sarıldığı yalanların aksine, İlkokuldan üniversiteye kadar Uygurca, Kazakça ve Kırgızca eğitim yapılmaktadır.24 saat Uygurca yayın yapan televizyon var. Yine Kazakça, Kırgızca, Tatarca ve Moğolca yayın yapan televizyonlar var. Yine Uygurca, Kazakça, Kırgızca, Tatarca dahil olmak üzere altı dilde gazete, dergi ve kitap basılmaktadır. Örneğin Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-it Türk kitabı dahi, Uygurca basımlarına her yerde kolaylıkla ulaşmak mümkündür.

 

Ekim 2019’da Yeniden Eğitim Merkezleri’nin faaliyetlerini bitirdiği açıklanmıştır. “Kampta kaybolan” bir tek insan bulunmamaktadır. Ankara’da Çin Büyükelçiliği yakınlarından haber alamayan kişilere hizmet vereceğini duyurdu ve büyükelçiliğe başvuranlar yakınları hakkında haber aldılar. Açıklamada, “kamplara konulan insanların sayısı artmaktadır” deniliyor. Bu tamamen uydurmadır. Çünkü iddia edildiği gibi kamplar artık bulunmamaktadır.

 

 

BAROLARIN FİLİSTİN HASSASİYETİ YOK MU?

 

Bu açıklamanın zamanlaması çok dikkat çekicidir. İsrail Siyonistleri Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı kirletiyor. ABD Birleşmiş Miletlerde işlenen bütün suçlarına karşı İsrail’e kol kanat geriyor. Ancak Uygurlara yapılan sözde zulme isyan eden 72 Baro, Filistin’deki gerçek zulme karşı tek kelime etmemektedir.

 

Netanyahu’nun da teşekkür ettiği, onlarca ülke, Filistin’de bu zulmü destekliyor, ancak 72 Barodan bu ülkelere dair en ufak bir kınama mesajı dahi göremiyoruz.

 

Biden Soykırım yalanlarıyla Türkiye’ye silah çekiyor, ancak 72 Baromuz ABD yalanlarına ve tehditlerine karşı birleşip bir açıklama yapamıyor. 

 

 

AVUKATLARA ÇAĞRI

 

Açıklamayı yapan Barolara üye yüz binin üzerindeki avukat, Yönetimlerin yaptığı açıklamanın yanında değildir.  Daha dün “Ermeni Soykırımı ile yüzleşilmelidir” diyen Diyarbakır Barosu ve onunla aynı açıklamaya imza atan diğer birkaç Baro ile aynı ihanete, iş birliğine savunma mesleğini yapan avukatları kimse sürükleyemez. Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliğini savunan koruyan, Türk Milletinin safındaki avukatları imzacı Baro yöneticileri asla temsil edemezler.

 

TBMM’de CHP, İYİ Parti ve HDP işbirliği ile Çin Halk Cumhuriyetini kınama kararı alamayanlar, Çin’i kınama çabaları TBMM’de reddedilen Biden tayfası şimdi de etkili oldukları İl Barolarını Türkiye-Çin işbirliğini bozma provokasyonuna alet etmişlerdir.

 

Bu yıl ve önümüzdeki yıl Baroların seçim dönemidir.  Türkiye düşmanlarına yarayan açıklamalarıyla, Türkiye ve Çin dostluğunu ve iş birliğini sabote etme girişimleriyle, gerçek kimliklerini de ortaya koyanları Barolarımızın başında görmek istemiyoruz.

 

Barolarımız, milli yönetimlerle, ABD planlarına alet olmaktan kurtarılacaktır. Barolarımız, Atlantik’in değil Türkiye’nin hakkını ve hukukunu savunacaktır.