Vatan Savaşı stratejisi ile Halk Oylamasındaki stratejimiz, örtüşmüyor. İkisi ayrı düzlemler. Vatan Savaşı, genel stratejik düzlemdir. Halk Oylaması ise, Vatan Savaşı içinde alt düzlemi oluşturuyor. Bu açıdan Halk Oylamasına “genel strateji içinde alt strateji” de diyebiliriz.
Vatan Savaşındaki saflaşma ile Halk Oylamasındaki saflaşma aynı değil. Bu nedenle bu iki düzlemin strateji ve siyasetlerini uyumlu hale getirmek diye bir sorun var. Uyumu sağlamak için, belirleyici olan ile tabi olanı saptamak durumundayız. Bu sorunun doğru çözülmesi özellikle 16 Nisan sonrası için büyük önem taşıyor. Eğer Halk Oylaması stratejisini ve siyasetlerini 16 Nisan sonrasını düşünmeden yürütürsek, dizimizi çok döveriz. Bir süre sonra anlarız ama iş işten geçer.
HAYIR DİYENLER VE EVET DİYENLER
Halk Oylamasındaki saflaşma, Hayır diyenler ile Evet diyenler arasındadır.
Hayır diyenler: Vatan Partisi, CHP, MHP’nin Milliyetçi kanadı ve tabanı, AKP’nin Hayırcıları, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, AKP’ye karşı olan bazı cemaatler ve HDP’nin bir bölümü.
Evet diyenler: AKP’nin Tayyip Erdoğan önderliğindeki büyük bölümü + Devlet Bahçeli’ye bağlı olan MHP’liler + AKP’nin güdümündeki cemaat ve tarikatlar + HDP’nin AKP ile işbirliğinden yana olan kesimi.
VATAN SAVAŞI GÜÇLERİ VE KARŞITLARI
Vatan Savaşındaki cepheleşme ise, Halk Oylamasındaki Hayır-Evet saflaşması ile tam örtüşmüyor.
Vatan Savaşı Güçleri: Vatan Partisi + Türk Ordusu, Polisi ve Köy Korucuları + Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP + MHP’nin bütün grupları + CHP’nin vatansever ağırlığı + Saadet Partisi + Büyük Birlik Partisi + Millici olan diğer muhafazakâr çevreler.
Vatan Savaşına karşı Amerikancı güçler: PKK + FETÖ + Amerika güdümündeki yobaz örgütleri + HDP’nin çoğunluğu + AKP’nin Abdullah Gül-Ahmet Davutoğlu kanadı + CHP içindeki vatan savaşı karşıtları.
TAYYİP ERDOĞAN YÖNETİMİNDEKİ AKP’NİN KONUMU
Görüldüğü gibi Vatan Savaşında milletin içinde bulunan bazı güçler, Halk Oylamasında karşı tarafta, başka deyişle Evet diyenler içinde yer alıyorlar. Burada özellikle Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP’nin konumu önemli. Çünkü Vatan Savaşında milletin cephesindeki sayıca en geniş kesimdir. Ancak Halk Oylamasında iç cepheyi bölen Evet grubu içindedirler. Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP ile vatan savaşında birlikteyiz. Ancak Halk Oylamasında karşı taraftalar. Bunun sorumlusu AKP yöneticileri. Çünkü Vatan Savaşının birlik ihtiyacını gözardı ederek, Başkanlık Sistemini millete dayatmaya kalktılar ve boylarının ölçüsünü alacaklar.
GEÇİCİ VE İKİNCİL SAFLAŞMA KALICI VE BİRİNCİL SAFLAŞMA
Halk Oylamasındaki saflaşma ikincildir ve geçicidir. 16 Nisan 2017 günü Halk Oylaması yapılacak ve Hayır ile Evet diyenler arasındaki mücadele son bulacak.
Vatan Savaşındaki saflaşma ise, Vatan Savaşı boyunca geçerlidir. Bütün stratejik dönem açısından kalıcıdır. Vatan Savaşı saflaşması, 16 Nisan gününe kadar Halk Oylamasının gölgesi altında kalsa da, temelde olan, belirleyici olan saflaşmadır. Türkiye’nin önündeki iktidar sorunu da bu saflaşmayla çözülecektir. Önümüzde Hayır diyenlerin iktidarı yok, ama Vatan Savaşında aynı cephede yer alan millî güçlerin Millî Hükümeti var. Türkiye oraya gidiyor, haberiniz olsun.
İKTİDAR STRATEJİSİ VE GÜNCEL DALGALANMANIN STRATEJİSİ
Vatan Savaşının iktidar stratejisi ile güncel dalgalanma döneminin stratejisi bu dalgalanma boyunca birbirinden ayrılıyor.
Ne var ki, güncel dalgalanma döneminin, başka deyişle Halk Oylamasının stratejisi, genel iktidar stratejisinden koparılamaz. Koparılırsa iktidar mücadelesi zayıflar. O nedenle Halk Oylamasında Hayır diyen kimi güçlerin söylemlerinin zararını, yalnız Halk Oylamasında Evet oylarını çoğalttıkları için değil, aynı zamanda 16 Nisan sonrasındaki Millî Hükümet mücadelesine zarar verdikleri için de göreceğiz.
AKP VE MHP’Yİ DÜŞMAN İLAN EDENLER NEYİN PEŞİNDE
Elimde bir sanatçı bildirisi var. AKP ve MHP tabanındaki vatanseverler bu bildiriyi daha ilk cümlesini okuyunca yere atarlar. O nedenle bu bildiri kimi sanatçıların birbirini gaza getirmelerinden öte bir değer taşımıyor. Bildiri falan yayınlamayıp kenarda dursalar, Hayır oylarına daha çok hizmet etmiş olurlar. Zaten Halk Oylaması umurlarında değil. “Faşist” ve “diktatör” türünden sözleri bol kepçe dökerek birbirlerinin oylarını almaya çalışıyorlar. Bildiride ne PKK var, ne FETÖ var, ne de ABD emperyalizmi var. Bir davaları yok bunların. Halkın hükümetini kurma diye bir sorunları da yok. Vatan Savaşı veren Türkiye’nin iç cephesinde kavga kışkırtarak ABD planlarına hizmet dışında bir iş yaptıkları yok.
ABD İLE BİRLİKTE ‘DİKTATÖRÜ’ YIKMA STRATEJİSİ
Milletin ya da halkın hükümetini kurma diye sorunları yok ama Amerikan’ın hükümet planlarına hizmetleri ortada.
Halk Oylamasında AKP iktidarını ve MHP yönetimini düşman ilan eden strateji, ABD ve PKK ile birlikte “diktatörü” yıkma stratejisidir. Türkiye’ye yönelen tehdit konusunda Bölücü Terörü ve FETÖ terörünü görmeyenler, “diktatöre” karşı mücadelede ABD’nin kucağına düşüyorlar. Böylece ABD’nin hükümet planlarında görev yapıyorlar. Vatan Savaşını “bataklık” olarak niteleyenlerin başka yapabileceği bir iş yok zaten. Bataklıkta olan Mehmetçik ve Polis değil, kendileridir.
İktidar mücadelesinde hiçbir şansları yoktur. Çünkü onların hizmet ettiği hükümet formülü ancak Türk Ordusu yenilirse ve ABD emperyalizmi Türkiye’yi işgal ederse gerçekleşir. Oysa Türk Ordusu yenilmeyecektir ve ABD’nin de Ankara’yı ele geçirme şansı yoktur.
VATAN SAVAŞINDAN MİLLİ HÜKÜMETE
Bugün kim Vatan Savaşında en tutarlı ve en kararlı tavrı temsil ediyorsa, hükümeti de o kuracaktır. Bugün kim Türkiye’nin borçlanma ekonomisinden kurtulup üretim ekonomisine geçmesinde en doğru çizgiyi izliyorsa, o hükümet olacaktır.
Vatan Partisi’nin “Vatan Savaşından Millî Hükümete” stratejisi, doğru mevzilenmeyi gösteriyor. Vatan Savaşını kesin zafere ulaştırmak için, devletin ve milletin topyekun gücünü harekete geçirmek gerekiyor. Başka deyişle Millî Seferberlik gerekiyor. Millî Seferberliği örgütleyecek hükümeti kurmak için, CHP, MHP ve Vatan Partisi yanında AKP’nin olması da gereklidir ve kaçınılmazdır. Çünkü bugünkü Mecliste AKP’siz bir hükümet kuramazsınız. Erken Seçime gidilecek olsa, bugünkü güçler dengesinde yine AKP’siz bir Millî Hükümet kuramazsınız. Darbe yoluyla AKP iktidarına son verme girişimi de oldu ve 15 Temmuz gecesi Türk Ordusu ve milleti tarafından ezildi. Darbe yoluyla da Tayyip Erdoğansız bir hükümet kurulamadı. Ama kağıt üzerinde de olsa, PKK ve FETÖ ile birlikte Tayyip Erdoğansız bir Amerikancı hükümet kurabilirsiniz.
Bugün için söylüyoruz elbette, AKP Meclisteki gücü ve millet içindeki gücüyle bugün milletimizin önemli bir kesimini temsil etmektedir ve bütün hükümet planlarında siz istemeseniz de vardır. Yarın tablo değişecektir ve o zaman biz de o tabloya göre çözümler üreteceğiz.
En önemlisi: AKP’yi ve MHP’yi düşman ilan edenlerin Türkiye için PKK, FETÖ ve IŞİD terörüne karşı mücadelede bir çözüm üretme olanakları bulunmuyor. Bırakalım çözümü, kendileri Türkiye’nin sorunu olmuşlardır.
Hayır için mücadele, aynı zamanda AKP’yi hizaya getirecek olan mücadeledir. 17 Nisan sabahı, aynı zamanda yeni hükümet arayışlarının başlayacağı sabahtır. Halk Hayır diyecektir ve Millî Seferberlik Hükümetinin önünü açacaktır. Bu nedenle Halk Oylamasındaki geçici mücadeleyi, Millî Hükümet için genel mevzilenmeyi bozmadan ve yıpratmadan yürüteceğiz.
VATAN SAVAŞI MEVZİSİNDE DOSTLUK CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNE KARIŞ MÜCADELE
Vatan Savaşı mevzisinde AKP ve MHP ile dostuz!
Halk Oylamasında ise bu partilere karşı mücadele ediyoruz.
Millî Güçlerin Evet diyenlerine karşı hem mücadele hem dostluk siyaseti izleyeceğiz. Dostluk ile mücadeleyi, bu iki yöntemi birleştireceğiz.
Cumhurbaşkanlığı Sistemine karış mücadele!
Vatan Savaşı mevzisinde dostluk!
Bu yazdıklarımızın önemini belki çoğumuz 17 Nisan günüden sonra anlayacağız. Olsun, şurada 17 Nisana bir şey kalmadı. Sabırlıyız, kendimize güveniyoruz ve sonuna kadar varız.
KİTAP
Yakın tarih boyunca millî strateji ve siyaset konusunda