Doğu Perinçek: Marx’ın Türk köylüsü umudu

Marx, 199 yıl önce bugün Almanya’nın Trier kentinde doğmuştu.

 

 

21. YÜZYIL DÜNYASINDAKİ MARX

 

Çin’e bakıyoruz, Marx insanlığın bugünkü pratiğinde en önemli adam olarak gözüküyor. Daha 1940’larda dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Çin, dünyanın en çok üreten ülkesi oldu. 2016 yılında dünya ekonomisinin büyümesine Çin’in katkısı, yüzde 39. Dünyanın en büyük kapitalist ülkeleri olan ABD’nin yüzde 10, Avrupa Birliği’nin yüzde 6,5 ve Japonya’nın yüzde 3. Küresel kapitalizmin üç büyük ülkesini toplayın, hepsi yüzde 19.5. Kapitalizmin devlerinin dünyanın büyümesine katkısı, Çin’in ancak yarısı kadar. Ve o Çin’in anayasasında Marx’ın adı yazılı. Ülkeyi yöneten Çin Komünist Partisi’nin programının başında Marx var. 20. Yüzyıl devrimlerinde Marx’ı bayrak edinenler ve Marx’tan şu veya bu anlamda esinlenenler öne çıkıyor.

 

 

AVRUPALININ MARX’I

 

Yalnız Çin mi? Geçende Ali Mercan, 1 Mayıs günlü Aydınlık’ta Helmut Schmidt ile Mao’nun 1975 yılındaki ilk karşılaşmasını yazıyordu. Mao, Avrupa’nın yaşayan en önemli liderleri arasında sayılan Almanya Başbakanını “Kantçı” diye selamlıyor. Schmidt, “Doğru değil ben Marksistim” diyor (Frank Sieren’in Helmut Schmidt ile söyleşilerini içeren “Nachbar China” adlı kitabı). Marx, bugün Avrupa kapitalizminin hakim çevrelerinde bile hâlâ saygınlık kaynağıdır.

 

 

GÖZLERİNİ DOĞUYA ÇEVİREN BİLİMSEL MARX

 

19. yüzyıl bambaşka bir dünya. 20. ve 21. Yüzyıl o dünyaya hiç benzemiyor. 18. ve 19. Yüzyılın devrim coğrafyası, Avrupa’da başlıyor ve yine o iklimin bir parçası olan Amerika’ya uzanıyordu. Marx’ın bilimsellik vurgusu taşıyan teorisinin içeriği kaçınılmaz olarak Avrupa merkezliydi. Ama O’nun bilimselliğinde, 20. Yüzyılın haberini de buluyoruz. 1850’lerden sonra Avrupa’da işçi hareketinin inişe geçmesi üzerine ve özellikle 1870’lerde Marx’ın gözlerini Doğuya çevirdiğini görüyoruz. Artık O’nun devrim umutları Rusya’dadır, Çin’dedir ve Türkiye’dedir. Marx 19. Yüzyılda hayata gözlerini yumdu ama 20. ve 21. Yüzyılda hâlâ yaşıyor. Doğduğu ve ömrünü verdiği Avrupa’da değil ama Asya’da, Afrika’da ve Latin Amerika’da.

 

 

TÜRKÇE ÖĞRENEN MARX

 

Arkadaşı Wilhelm Liebknecht’in anılarından öğreniyoruz: Marx, Kırım Savaşı sonrasında, 1850’li yıllarda Rusça ve Türkçe öğrenmeye merak sarıyor (Marx-Engels Anıları, çev. Alaattin Bilgi, Evrensel Yayınevi, s.118). Onun Asya dillerini öğrenme çabası kuşkusuz devrim yapan halkların yaşadıkları iklimle bağlantılıydı.


  

TÜRK HALKININ ERDEMLERİNİ KEŞFEDEN MARX

 

Bizim aydınlarımız, Türk köylüsünü pek beğenmezler ama bakınız Marx, daha 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Türk halkının devrimci yeteneğini hayranlıkla ifade ediyordu: “Türk köylüsü, Türk halkı (...) Avrupa köylülüğünün en yetenekli ve en ahlâklı temsilcisidir.” (Marx, “Über die Orientalische Frage”, Marx/Engels, Gesamtausgabe içinde, Dietz Verlag, Berlin 1985, s.123.)

 

Marx ve Engels, Kırım Savaşını izleyen dönemde Türkiye’nin Rus Çarlığına direnişindeki devrimci role dikkat çektiler. Daha sonra Mithat Paşaların ve Namık Kemallerin önderliğinde gerçekleşen 1876 demokratik devrimini “Doğudaki devrimlerin bir örneği” olarak izlediler. Türkiye’deki öğrenci hareketindeki devrimci cevherin altını çizdiler. Böylece Genç Türk Devrimciliğinin tarih sahnesine çıkışını daha o zaman gördüler.

 

Marx, Türk köylüsünün erdemlerine işaret ederek, bir bakıma Türk Devriminin toplumsal dinamiğini saptamıştı. Bu açıdan Marx’ın 40 yıl önceden Kemalist Devrimin haberini verdiğini söyleyebiliriz.

 

Marx’ın devrimci yeteneğini övdüğü Türk köylüsü, Kurtuluş Savaşının temel gücü oldu. O savaşla kurulan Cumhuriyet hükümeti ise kendisini “Köylü Hükümeti” olarak da adlandırdı. Mustafa Kemal Atatürk, “köylü memleketin efendisidir” saptamasıyla demokratik devrimin temel dinamiğine ve özgürleştirdiği emeğe vurgu yapıyordu.

 

Türk Devrimi, bu açıdan Asya’nın köylülüğe dayanan ilk devrimidir. Türk Devriminin önde gelen düşünürlerinden Mahmut Esat Bozkurt, “Türk İhtilaline ‘Türk Köylü İhtilali’ demek haksız bir değerlendirme olmaz.” diyordu. (Mahmut Esat Bozkurt, Toplu Eserler, III, Yayına Hz. Doç. Dr. Şaduman Halıcı, Kaynak Yayınları, 1. Basım, İstanbul, Nisan 2015, s.188.)

 

 

AVRUPA’DA DOĞAN ASYA’DA YAŞAYAN MARX

 

20. yüzyılın Türkiye solcusu, ufkunu 19. yüzyılın proletarya-burjuvazi çelişmesi içine hapsederken, Marx ve Engels 19. yüzyılda Türk köylüsünün erdemlerine dikkat çekmişlerdi. Türk halkı o erdemlerini son iki yüzyıldaki bağımsızlık ve özgürlük devrimleriyle kanıtladı.

 

Marx 199 yıl önce Avrupa’da doğdu ama Asya’da yaşıyor.