Doğu Perinçek: ’Katil’ söyleminin 30 yıldır öğrettikleri

"Çözüm ateşkeste değil, bütün terör örgütlerinin silah bırakmasındadır"

ABD’nin güdümündeki basın organlarının yürüttüğü kampanya bilmiyorum dikkatinizi çekiyor mu? Adlarını da açıkça verelim Hürriyet, Karar gibi gazeteler ve onların denetimindeki televizyonlardan söz ediyoruz. Yürüttükleri kampanyanın özeti: "Katil Esad kimyasal silah kullanacak, kitleleri katledecek, çocuklar ölecek."

 

Bu dolduruşları bir yerlerden hatırlıyoruz öyle değil mi?

 

 

‘KATİL SADDAM’ DENDİ: BARZANİSTAN KURULDU

 

1990 ve 2002 yıllarında ABD’nin Birinci ve İkinci Körfez saldırılarının öncesinde, yine Amerika güdümlü medya, "Katil Saddam" kampanyası yürüttü.

 

Sonuç: Irak parçalandı ve Barzanistan kuruldu.

 

 

‘KATİL KADDAFİ’ DENDİ: DOĞU AKDENİZ TEHDİT ODAĞI OLDU


 
2011 yılının ilk ayları "Katil Kaddafi" kampanyasına sahne oldu. Kaddafi ise, 22 Haziran 2011 günü "Katil NATO, Katil ABD" diyerek can verdi.

 

Sonuç: ABD, Libya’yı parçaladı. Şu anda Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail ve Yunanistan savaş gemilerinin namluları Türkiye’ye çevrilmiş durumda.

 

 

‘KATİL ESAD’ DENDİ: PKK KANTONLARI KURULDU

 

ABD’nin Suriye’yi bölmek için tezgâhladığı iç savaş öncesinde, 2010 yılında ve 2011 başında "Katil Esad" kampanyası başladı.

 

Sonuç: Türkiye sınırında PKK/PYD/YPG kantonları kuruldu. Barzanistan’dan Doğu Akdeniz’e ABD-İsrail Koridoru açıldı.

 

 

ŞİMDİKİ ‘KATİL ESAD’ KAMPANYASININ ANLAMI

 

Suriye Devleti, ABD’nin terör örgütlerini temizliyor ve ülkesini bütünleştiriyor. Gelsin bir kez daha "Katil Esad" kampanyası!

 

ABD güdümlü FETÖ ve Abdullah Gül-Davutoğlu bağlantılı medyayı anladık. Onlar görevlerini yapıyor. Fakat kendisine vatansever diyen, millî diyenlerin ne işi var bu kampanyada?

 

Hâlâ öğrenemedik mi, her "Katil" kampanyasının arkasından ABD’nin askerî harekâtları geldi. Her "Katil" kampanyasından sonra sözde "Kürdistan"ın, gerçekte İkinci İsrail’in kurulması için yeni bir adım atıldı:

 

- Barzanistan, "Katil Saddam" kampanyasıyla kuruldu.

 

- ABD ve İsrail’in Doğu Akdeniz’deki denetimlerini güçlendiren, dolayısıyla Kürdistan planına hizmet eden Libya’yı parçalama harekâtı "Katil Kaddafi" kampanyasıyla yapıldı.

 

- PKK kantonları "Katil Esad" kampanyasıyla kuruldu.

 

- Ve şimdi ABD ile İsrail’in PKK/YPG/YPD’nin yönettiği kantonları koruma girişimleri "Katil Esad" kampanyasıyla yürütülüyor.

 

 

O DOLDURUŞLAR ARTIK GEÇERSİZ

 

Artık ABD taarruzda değil, savunmada.

 

ABD ve İsrail’in sözde "Kürdistan" gerçekte İkinci İsrail girişimi çöktü.

 

Türkiye kamuoyunu ABD güdümlü kampanyalarla dolduruşa getirme çabaları boşunadır. Türk milleti, artık ABD’nin ne yapmak istediğini biliyor.

 

Suriye’nin toprak bütünlüğü, Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür.

 

Suriye’nin bütünlüğünü sağlayacak tek seçenek, Beşar Esad yönetimidir.

 

Suriye, ancak ABD ve İsrail güdümündeki silahlı terör örgütleri temizlenerek birleştirilir. Suriye’nin güç kullanmasına karşı çıkmanın tek bir sonucu vardır: Suriye parçalansın ve İkinci İsrail kurulsun.

 

Bu durumda Beşar Esad’a katil diyenler, ABD’nin planlarına alet olmaktadırlar. Bugün ateşkesi istemek, Suriye’nin ve Türkiye’nin bütünleşmesi harekâtına karşı çıkmaktır.

 

Türkiye’nin dış siyasetini dün olduğu gibi artık "Katil" kampanyaları, duvarların altında kalan çocuk resimleri vb. belirleyemez.

 

Eğer ABD’nin İkinci İsrail planını bozma kararında isek, eğer Türkiye’de ve komşu ülkelerde çocuklar ölmesin istiyorsak, tek çözüm vardır: Suriye Hükümeti Suriye’yi bütünleştirecek.

 

 

TAHRAN DORUĞU SONUNDAKİ GÖSTERİ

 

Tayyip Erdoğan’ın Tahran Doruğu sonrasında düştüğü durum ibret vericidir. Ortak Bildiri belirlenmiş ve kabul edilmiş, ancak Türkiye Cumhurbaşkanı dünya kamuoyu önünde hâlâ ortak anlaşmanın dışına çıkan bir takım konuşmalar yapıyor. Ateşkesten söz ediyor. Ancak ateşkes yapacak terör örgütleri orada yok. Herkes şaşkınlık içinde. Tayyip Erdoğan’ın konuşması diplomasi içinde değil, fakat bir takım Amerikancı-İsrailci çevrelere dönük propaganda kapsamındadır. Tayyip Erdoğan, Tahran Doruğuna bir devlet adamı olarak değil, bir gösteri aktörü olarak katılmış oldu.

 

Sayın Ruhani, Vatan Partisi’nin önerisinin özünü vurguladı:

 

Bütün teröristler silah bıraksın!

 

Çözüm ateşkeste değil, bütün terör örgütlerinin silah bırakmasındadır.