Doğu Perinçek: Güneydoğu’nun Hayır oyları

Sistemin televizyonlarında Güneydoğu bölgemizde kullanılan Hayır oylarından “HDP Oyları” diye söz ediliyor. Küresel projelere göre öyle nitelenmesi gerekiyor elbette.

 

Bu Halk Oylamasından sonra Açılım dayatmaları yeniden hortlatıldı. Atlantik devletlerinin sözcüleri ve basını, Anayasa değişikliğinin bir Uzlaşma Anayasası yönünde geliştirilmesi gerektiğini koro halinde söylüyorlar. İmkansızın peşindeler, fakat bu isteklerinin merkezinde Kürdistan’a özerklik bulunduğunu herkes biliyor. Televizyon görevlileri de, Güneydoğu’daki Hayır oylarını HDP’nin hanesine yazıyorlar.

 

 

HDP OYLARI DEĞİL

 

Güneydoğu’daki yüksek Hayır oyları, oralarda yaşayan herkesin bildiği gibi, HDP’nin oyları değildir. Hatta kısmen HDP’ye rağmen verilen oylardır. Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımız, PKK’nın hendeklere gömülmesi sürecinde HDP’nin baskılarından ve denetiminden kurtuldular. Bölgede bugün HDP’ye ilgi değil, HDP’den uzaklaşma geçerlidir.

 

 

AKP’YE VE HDP’YE HAYIR OYLARI

 

Hayır oyları, AKP’ye verilen protesto oylarıdır. Vatandaş, huzur geldiği için memnun, fakat ekonomik zorluklar nedeniyle büyük sıkıntı içindedir. Teröre karşı mücadele nedeniyle bir kısım HDP oyları AKP’ye gitti. Evet oyları içinde HDP’den gelen oyların en az yüzde 3 olduğu hesaplanıyor. AKP oyları her yerde düşerken, Güneydoğu illerinin çoğunda yükseldi. Ne var ki, işsizlik büyük dert. Bu nedenle bölge halkı AKP yönetimine itirazını Hayır oylarıyla dile getiriyor. Bugün seçim yapılsın, HDP’nin alacağı oyların çok düştüğü görülecektir. Kars, Iğdır, Muş ve Van’dan Hakkâri, Şırnak, Diyarbakır ve Mardin’e kadar gerçek budur.

 

Bugün Güneydoğu’nun bütün illerinde Vatan Partisi’ne kuvvetli bir yöneliş var. AKP’den ve HDP’den kurtulan vatandaşlarımız Vatan Partisi’nde yönetim görevleri alıyor. Bu eğilim de gösteriyor ki, Hayır oyları, hem AKP’ye hem de HDP’ye Hayır diyenlerin oylarıdır.

 

 

HDP’NİN KORUYUCULARI

 

Ama HDP’nin koltukları altına girip onu ayakta tutmaya çalışan küresel efendiler var ve onların medyadaki gücü biliniyor. PKK hendeklere gömüldü ama Kürdistan planını canlı tutma gayreti devam ediyor.

 

 

ATLANTİK’İN “UZLAŞMA ANAYASASI”

 

Halk Oylaması gecesinde televizyonları izleyenler gördü. Görmemek mümkün değil, çünkü gözlere batırılıyor. Yeniden HDP’yi şişirme propagandası başladı. Atlantik sisteminin efendileri, yeniden Anayasa dayatmasına başladılar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan akşamı Halk Oylaması sonuçları üzerine yaptığı açıklamada, Anayasa değişikliğinin bir Uzlaşma Anayasası haline getirilmesi önerisinde bulundu. Belki herkes şaşırdı. Fakat Avrupa Komisyonu, yani Avrupa Hükümeti Başkanı Dunker’in aynı yöndeki çağrısını ve Atlantik makamlarının seslendirdiği aynı yöndeki diğer açıklamaları izleyenler açısından şaşırılacak bir şey yok. Türkiye’deki Atlantik yazarlarının da ilk yorumları, bu Anayasa değişikliğinin bir kapı açtığı yönündedir. Açılan kapıdan beklenen konuk ise, Uzlaşma Anayasası oluyor.

 

 

HDP’YE VERİLEN ROL

 

Görülüyor ki, makara yeniden eskiye sarılmaktadır. Uzlaşma Anayasası adı altında özerklik, Türksüz Anayasa ve cemaatlere özgürlük dayatması yeniden gündeme getirilmektedir. Türk askeri, polisi ve köy korucusu PKK’yı hendeklere gömdü ama küresel merkezlerin senaryosunda HDP’ye verilen rol bitmemiş gözüküyor.

 

Önümüzdeki dönemin siyasetinde HDP’ye tavır, siyasal saflaşmanın belirleyici etkenlerden biridir.

 

HDP ve FETÖ ile birlikte ABD’nin projelerinde görev üstlenmek bir seçenektir. Herkes hesabını iyi yapmalıdır, bu seçenek Türkiye’yi bölmek isteyenlerin dayattığı seçenektir.

 

Millî seçenek ise, ABD’nin stratejik piyonları olan PKK/HDP ve FETÖ ile mücadelede kararlılığı gerektiriyor. AKP iktidarından kurtulmanın stratejisi de buradadır.