Doğu Perinçek: Babalar günü armağanları

"Doğum günüm ile Babalar Günü aynı. Güzel bir rastlantı, doğduğum günü kim yaptıysa babalar günü yaptı. Benim bir kusurum yok..."

Doğum günüm ile Babalar Günü aynı. Güzel bir rastlantı, doğduğum günü kim yaptıysa babalar günü yaptı. Benim bir kusurum yok.

 

 

KATIR YÜKÜ ARMAĞAN

 

Bu sabah, Mercan, Çağla, Can ve Şule, bir alayiş bir mümayiş içerden çağırdılar. Kocaman bir koli. Açtık, bakın içinden neler çıktı:

 

- Prof. Dr. Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin Tarihsel Gelişme Sorunları.

 

- Ragıp Hulûsi Özdem, Dil Bilimi Yazıları.

 

- Nezir Temur, Kırgız Türklerinde Sınçılık Geleneği ve Kırgız Sınçıları.

 

- A. Melek Özyetgin, Altınordu Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi.

 

- Erdal Şahin, Yurt Konulu Tatar Cırları.

 

- Prof. Dr. Recep Toparlı, Dilbilimi Yazıları.

 

- Hüseyin Namık Orkun, Türk Sözünün Aslı.

 

- Yuriy Vasiliyev (Çargıştay), Türkçe – Sahaca (Yakutça) Sözlük

 

- Rıdvan Öztürk, Köktürkçe El Kitabı.

 

- V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri II.

 

- Uluslararası Türk Dili Kongresi 1992.

 

- Türk Dil Kurumu, Bilimsel Bildiriler 1972.

 

- Türk Dili Araştırmaları Yıllığı 1994.

 

- 1926 Bakû Türkoloji Kongresinin 70. Yıldönümü Toplantısı.

 

Bu arada bir koli kitap da yerdeşim, Restorasyon Mimarı Mehmet Ali Esmer’den geldi. Onlar da Türk dili ve tarihi üzerine. Onların listesini de yazarsam, bu sayfa kaldırmaz.

 

 

KATIR OLMA ZAMANI

 

Son günlerde yeniden Dede Korkut Kitabı üzerine çalışmaya yöneldim. Bir yandan da Prof. Dr. Kemal Ateş’in Kendi Diliyle Kavrulmak kitabını okudum.

 

Ben de babalar gününde bütün babalara ve annelere Dede Korkut Kitabı okumalarını öneriyorum. En son Türkiye Ticaret Odaları ve Borsaları Birliği yayımladı.

İçinde Dede Korkut boylarını betimleyen çok güzel minyatürler var.

 

Türk Dili ve kökleri üzerine çalışmalarımı belli bir olgunluğa getirmek için en az yirmi yıl gerekiyor.

 

Dede Korkut Kitabı’nda, “Ağır yükler zahmetin katır bilür” deniyor.

 

Yükler ağır, şimdi katır olma zamanıdır.

 

Zahmete gelince, mutluluk kaynağı ve bütün erdemlerin kaynağı. Firdevsî diyor ki, “Erdemler insanlarla düşüp kalkarak ve zahmetler çekerek kazanılır.”

 

Ama biz zahmet çekenlerin kıymetini pek bilmiyoruz. Bizim Kemaliyelilerin sözü de bunu doğruluyor: “Attan düşen ölür, eşekten düşen ölmez.” Görüyorsunuz binbir zahmetle dağları bağ yapan Kemaliyeliler bile zahmet çekenin kıymetini bilmiyor.

 

En iyisi bu yazıyı analara bağlayalım: Analar çeker zahmeti, babalar ise babalar gününü kutlar. Katırın hikâyesi de bu gerçeği doğrular: Anası eşek, babası attır.