Doğu Perinçek: Atatürk’ün partisi olmasaydı

Halkın öncüye ihtiyacının yükseldiği kritik dönemlerde, “Atatürk’ün partisi mi vardı, Kurtuluş Savaşını Kuvayı Milliye ile başardı” gibi görüşlerle karşılaşırız. Bugün de toplantılarda dile getiriliyor.


İSTİKLAL SAVAŞININ ÖNCÜ PARTİSİ


Mustafa Kemal Paşa, İstiklâl Savaşını Müdafaai Hukuk Partisi önderliğinde kazandı. Parti diyoruz, çünkü Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi’nde kurulduğunu önemle belirtmiştir. 15 Ekim 1927 günü toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası 2. Büyük Kurultayı’nın Açış Konuşmasında ve 10 Mayıs 1931 günü toplanan 3. Büyük Kongre Açış Konuşmasında, Partinin “Sivas’ta bir mektep dersanesinde kurulduğunu” vurgular. Zaten Kurultay numaraları da Sivas Kongresi’nden başlayarak verilmiştir.


SİVAS HEYETİ TEMSİLİYE TOPLANTISINDAKİ PARTİ TARTIŞMASI


Atatürk’e göre, Partinin ve Millî Hükümetin kurulması, Kurtuluş Savaşının başarıya ulaşması için anahtar görevdi. Ali Fuat Paşa, Bilinmeyen Hatıraları’nda Kurtuluş Savaşı’nın başındaki canalıcı tartışmayı anlatır. Komutanların hepsi, Ordunun örgütlenmesine öncelik verilmesinden yanadır. Mustafa Kemal Paşa ise, öncelikle milleti seferber edecek bir Millî Hükümetin şart olduğu görüşündedir. Ve o Millî Hükümet ancak Parti önderliğinde kurulacaktır. Nitekim Atatürk’ün Anadolu’ya çıktıktan sonra izlediği yol, Parti ve Hükümet kurma çizgisindedir. Erzurum ve Sivas Kongreleriyle Parti kurulur ve arkasından o parti önderliğinde Ankara’da Meclis kurulur.


Parti konusu, Sivas Kongresi’nden sonra 16-29 Eylül 1919 tarihleri arasında 13 gün süren Heyeti Temsiliye toplantısının en tartışmalı konusudur. O toplantının tutanaklarını okumadan Kurtuluş Savaşımızın stratejisini anlayamayız (Bkz. Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.5, s.163 vd).


Kuvvayı Milliye, Parti kuramaz ve Hükümet kuramazdı. Kuvvayı Milliye, düzenli ordu da kuramazdı. Nitekim Kuvvayı Milliye’nin ilk direnmelerinden sonra kaçınılmaz olarak düzenli ordu oluşturuldu.


Ali Fuat Paşa, yıllar sonra Atatürk’ün haklı çıktığını belirtir. Gerçekten de Devrimin Öncü Partisini kurmak, Kurtuluş Savaşını başarıya ulaştıracak ilk ve zorunlu adımdı. Çünkü İstanbul hükümeti önderliğinde savaş yapılamazdı ve Anadolu’da bir Millî Hükümet kurmak için de Partinin önderliği zorunlu idi.


HARBİYE YILLARINDAN SON NEFESİNE KADAR


Dünyada örgütlü siyasal önderliği bulunmayan bir Kurtuluş Savaşı veya devrim örneği yoktur. Siyasal Parti, iktidar mücadelesinin biricik aracıdır.


Atatürk’ün hayatı, Harbiye yıllarından son nefesine kadar Partili bir devrimcinin hayatıdır. Nitekim Hatay mücadelesi yıllarında Cumhurbaşkanlığını bırakmayı ve Partinin başına geçmeyi düşünmüştür. Atatürk, kendisinin üstlendiği en önemli görevin, Cumhurbaşkanlığı değil, fakat CHP Genel Başkanlığı olduğunu belirtmiştir. Çünkü Öncü Partinin Türk Devrimindeki rolünü biliyordu. Devrimlere, Cumhurbaşkanları değil, Devrimci Partinin Başkanı önderlik eder.


Atatürk’ün partisi olmasaydı, İstiklâl Savaşı da başarılamazdı, Cumhuriyet Devrimi de.

Doğu Perinçek / 2 Mart 2016, Aydınlık