Doğu Perinçek: ABD'nin mezhep siyaseti iflas etti

"Dinsel ve mezhepsel yobazlığın Türkiyemizde ve Batı Asya’da hiçbir geleceği yoktur."

Batı Asya’daki cepheleşme dikkatinizi çekmiyor mu?

 

 

MAZLUM VE GELİŞEN ÜLKELERİN CEPHESİ

 

Mazlumlar ve Gelişen Ülkeler cephesinde, Sünnî çoğunluklu laik Türkiye, Şiî İran, Şiî ağırlıklı Irak, Alevîlerin yönetimde ağır bastığı laik Suriye, her din ve mezhepten Lübnan, Sünnî Katar, Sünnîlerin çoğunlukta olduğu Mısır ve Hıristiyanların çoğunlukta olduğu laik Rusya birlikte hareket ediyorlar.

 

 

EMPERYALİZMİN CEPHESİ

 

Emperyalizmin cephesinde ise, Hıristiyan ABD, Musevî yobazı İsrail, Sünnî-Vahabî Suudî Arabistan, Sünnî Körfez Emirlikleri, Sünnî Barzanistan, Sünnîlik adına hareket eden IŞİD, Sünnîlerin yönettiği PKK ve diğer terör örgütleri bulunuyor.

 

 

KAZANAN SİYASET VE ÇÖKEN SİYASET

 

ABD, 1991 yılında Irak’ı ilk işgalinden bu yana Batı Asya’da mezhepleri birbirine kışkırtmak için her tertibe başvurdu ve kan döktü. En son Sünnî Bloku kurma girişiminde bulundu. Ancak nafile! ABD’nin İsrail ile birlikte yürüttüğü mezheplere bölme siyaseti iflas etmiştir.

 

Batı Asya’da Mazlumlar ve Gelişen Ülkeler, emperyalizme karşı birleştiler. Bugün birleştirici olan Sünnî ve Şiî olmak değildir. Batı Asya ülkeleri, mezhep ayrımlarını bir kenara atıp, vatan bütünlüğü ve barış için birleştiler. Kerkük ve Idlib’deki silah arkadaşlığı, din ve mezhep ayrımı dinlemiyor. İşte en son dün Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangirî, iki ülke arasında alış verişin dolarla değil, millî paralarla yapılacağını bütün dünyaya ilan ettiler. Ekonominin Sünnîsi Şiisi yok. Refaha ilerlemenin dini ve mezhebi yok!

 

 

TÜRKİYE’NİN İÇ CEPHESİ

 

Türkiye’nin iç cephesindeki siyasal güçlerin Batı Asya’daki mevzilenmeleri de mezhep temelinde değildir.

 

Sünnî ideolojik karakterlerini gizlemeyen AKP ve Saadet Partisi gibi partiler, Hıristiyanların çoğunlukta olduğu laik Rusya, Şiî İran, Şiî ağırlıklı Irak, Alevîlerin yönetimde ağır bastığı laik Suriye ve Sünnî Katar ile aynı safta yer alıyorlar.

 

Atatürk Devriminin Laiklik bayrağını yüksekte tutan Vatan Partisi de, Batı Asya’nın Mazlumlar ve Gelişen Ülkeler cephesinin en önündedir. Vatan Partisi, din ve mezhep ayrılığına karşı kararlı bir mücadele yürüttü ve yürütüyor.

 

Türkiye’nin neredeyse her yerinde Alevilerin yönettiği CHP ile Sünnî-Alevî karışımı HDP ise, Hıristiyan ABD, Musevî İsrail, Sünnî-Vahabî Suudî Arabistan, Sünnî Körfez Emirlikleri, Sünnî Barzanistan, Sünnîlerin yönettiği PKK/PYD ile aynı cephede mücadele ediyor.

 

Alevî kökenli olmasına saygı duyduğumuz CHP Genel Başkanı, Adalet Yürüyüşü sırasında emperyalist ülkelerin büyük gazetelerinde yayımlanan yazılarında, Şiî İran, Hıristiyan Rusya, Şiî Ağırlıklı Irak ve Suriye yönetimlerini diktatörlükle suçladı. O yazılarda Alevî kökenli Kılıçdaroğlu, yine Alevî kökenli Beşar Esat’ı emperyalistlerin diliyle “Zulüm yaparak kendi halkını başka ülkelere sığınmak zorunda bırakıyor” diye karaladı” (Guardian, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Standart, Newyork Times, 6,7 Temmuz 2017)

 

ABD’nin planlarında yer alındığı zaman, mezhep bağlarının bağlayıcılığı kalmıyor.

 

 

LAİKLİĞE MECBURUZ

 

Yaşadığımız tecrübelerden şu sonuçları ve dersleri çıkarabiliriz:

 

ABD ve İsrail’in Batı Asya ülkelerini ve halklarını din ve mezhepler temelinde cepheleştirme planları çökmüştür.

 

Batı Asya ülkeleri ve halkları, ABD ve İsrail’e karşı birleşmektedir. Çok önemli bir olaydır, şimdi Mısır’ın da Astana sürecine katılması söz konusudur.

 

Zor, oyunu bozar demişler. Batı Asya ülkeleri, din ve mezhep ayrımcılığını silah arkadaşlığıyla bozdu. Kerkük’e giren Irak Ordusunu, Batı Asya’nın her mezhepten halkları alkışladı. ABD planlarına alet olanları ise, her mezhepten halklar lanetliyor. Kerkük’e giren kahramanlar ile kaçan ABD ve İsrail piyonlarını karşı karşıya getiren olgu, milliyet ve mezhep farkı değildir.

 

Türkiye’nin içinde de dinci ve mezhepçi siyasetlerin hiçbir geleceği yoktur. Rusya, İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Çin ile işbirliği yapan Tayyip Erdoğan yönetimi, hangi mezhepçi siyaseti izleyebilecek ve hangi mezhepçi siyasetle iktidarda kalabilecektir? Yine Kılıçdaroğlu, hangi mezhepçi siyasetle ayakta kalabilecek ve Türk milletinin desteğini alabilecektir?

 

Türkiye’de İran ve Haşdi Şahabi düşmanlığı mevzisine yerleşen Atlantik’in propaganda elemanları, artık son nefeslerini vermektedirler. Mezhepçiliğin devri kapanmıştır. Kendilerine bundan böyle ABD’nin de bir iş vermeyeceğini saptayabiliriz.

 

ABD’nin Türkiye’nin iç cephesinde mezhep ayrımcılığını kışkırtma girişimleri boşunadır. Bu girişimlerin başarılı olma şansı yoktur. Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde yenilgiye uğrayan ABD ve İsrail’in Türkiye’nin iç cephesinde başarı şansı yoktur.

 

Atatürk Devriminin laikliği Türk milletinin birliği ve komşularımızla işbirliği için biricik çözümdür. Laikliğe ters gidenler, Türkiye’yi yönetemez, komşularımızla işbirliğini sağlıklı bir raya oturtamaz, dünyadaki dostlarımızla işbirliği yapamaz ve üretim ekonomisini kuramazlar. Milletimizin birliği, vatanın bütünlüğü, başı dik yaşamak, kadın erkek eşitliği, Üretim Ekonomisi ve çağdaş toplumu kurmak için Laikliğe mecburuz. Dinsel ve mezhepsel yobazlığın Türkiyemizde ve Batı Asya’da hiçbir geleceği yoktur.