Doğu Perinçek:

Cumhurbaşkanının güvenliği ‘Kürdistan’ için çalışan Yahudi Şirketine emanet edilemez

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın güvenliğini Yahudi lobisine emanet etmesi, Türkiye’nin güvenliği açısından çok ciddi bir sorundur. Vatan Partisi, Aydınlık, Ulusal Kanal ve Aydinlik.com.tr, iki gündür tarihsel bir görev yapıyorlar.


Hürriyet, Sözcü, Fox Tv’de İsmail Küçükkaya, Yeni Çağ’da Arslan Bulut ve Odatv dışındaki basın organlarının konuyla ilgilenmekten çekindikleri görülüyor.

Siyasal partiler de, işin içinde Trump ve Yahudi lobisi olunca, konuyu kırmızı çizginin ötesinde gördüler. Ama çok geçmeden herkes, Cumhurbaşkanının Yahudi lobisine sığınmasıyla ilgilenmek zorunda kalacaktır. Mayınlı alanlar tehlikelidir ancak patlamalar olunca kimse kulaklarını tıkayamaz.



AMERİKA’DAKİ CEZA DAVASI TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI’NI NİÇİN İLGİLENDİRİYOR

En önemlisi şudur: ABD’deki bir ceza davası, Türkiye Cumhurbaşkanını niçin bu kadar ilgilendiriyor?
Eğer bu ceza davası, Türkiye-İran dayanışmasını hedef alıyorsa, konu öncelikle Türkiye’nin konusudur. O zaman Tayyip Erdoğan’ın olayı kişisel güvenlik çerçevesi içinde ele almaması gerekir. Tehdit, Türkiye ile paylaşılmalıdır ve tehdide karşı devletin olanakları harekete geçirilmelidir.



İRAN’A AMBARGO KOYANLARLA SIKI İŞBİRLİĞİ

Ancak Cumhurbaşkanının bu tehdidi Türkiye-İran dostluğu bağlamında görmediği anlaşılıyor. Çünkü tehdide karşı işbirliği yapılan güçler, en başta Yahudi lobisi, Trump’ın danışmanları, ABD’nin Neoconları ve Yahudi kimlikli Greenberg Traurig Şirketi.

Cumhurbaşkanının bu kadro ile işbirliği, İran’a konan ambargoya karşı bir tavrı yansıtmıyor. Tam tersine İran’a ambargo konması için ABD’yi yönlendiren güçlerden medet umulmaktadır. Ne kadar İran düşmanı varsa, onlarla bir güvenlik ortaklığı kuruluyor.



KÜRDİSTAN’IN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN ÇALIŞAN LOBİ ŞİRKETİYLE SIKI İŞBİRLİĞİ

Tayyip Erdoğan ile lobi sözleşmesi yaptığı Zarrab Davası dosyasında belgeli olan Greenberg Şirketi’nin başka marifetleri de var. Şirketin sahibi olan Eski New York Belediye Başkanı Guliani, benzer lobi sözleşmesini Barzani ve Talabani ile de yapmış. Şirketin sözleşmede belgelenen şu ifadesi, Türkiye’de yaşayan herkesin güvenliğini ilgilendiriyor:


“Kürdistan’ı temsil etme olanağına kavuştuğumuz için mutluyuz ve başarı kazanacağımıza güveniyoruz.”(Bugünkü Aydınlık’ta sözleşme metninin İngilizce belgesini bulacaksınız)



İKİNCİ İSRAİL’İN MALİYETİ

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendi güvenliğini nasıl olur da Kürdistan’ın bağımsızlığı için çalışmaktan mutluluk duyan bir şirkete teslim eder?


Irak’ta Kürdistan bölgesinin kurulması, bir milyon insanın canına mal olmuştur.


ABD’nin Suriye’de Kürt Koridoru açmak için yürüttüğü iç savaşın bilançosunda, yarım milyona yakın insanın canı ve kanı var.


Peki Kürdistan amacıyla Türkiye topraklarında verilen şehitler ve kayıplar?


Daha önemlisi, önümüzdeki sürecin içerdiği tehditler?


Türkiyemizin toprak bütünlüğü, halkımızın can güvenliği ve huzuru, İsrail-Kürdistan ortaklığıyla işbirliği yapılarak mı sağlanacak?



İSRAİL-KÜRDİSTAN ORTAKLIĞINA TESLİM EDİLEN GÜVENLİK

Bu işbirliği basit bir lobi faaliyeti değil.


Cumhurbaşkanının güvenliği ile İsrail’in güvenliği ve Kürdistan’ın bağımsızlık mücadelesinin güvenliği buluşmuş oluyor.


Guiliani, herhangi bir lobi şirketi sahibi değil. İsrail’in ABD devleti içindeki en yakın adamlarının başında.


Aynı Guiliani, İsrail siyasetinin merkezinde bulunan Kürdistan projesi için de sözleşmeli olarak çalışıyor.


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, aynı Greenberg Şirketi ile Zarrab Davasında kendisini ve ailesini koruması için sözleşme yapmış ve dava savcısının belirlediğini göre ücret vermiş. Davanın hakimi savcıdan verilen ücretin tutarının saptanmasını istiyor.


Türkiye Cumhurbaşkanı, güvenliğini İsrail-Kürdistan ortaklığına emanet edemez.



CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMETİN KEMAL KILIÇDAROĞLU
VE DEVLET BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARI BEKLENİYOR


Cumhurbaşkanının güvenliği, yalnız kendisini ilgilendiren bir konu değildir.


Türkiye’nin güvenliği, İsrail-Kürdistan ortaklığına teslim edilemez.


Cumhurbaşkanı ve hükümetten açıklama bekliyoruz.


Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Devlet Bahçeli’nin de Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren bu konuda herhalde bir değerlendirmeleri olacaktır.