“ABD seçimleri karakolluk” tespiti yeniden gündemde

Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek’in seçim gecesindeki “ABD seçimleri karakolluk” tespiti yeniden gündemde

Tarih:

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ABD’de başlayan olaylar ve gidişat hakkında doğrulanan analiz ve öngörüleri sosyal medyada yeniden gündem oldu. Perinçek, ABD Başkanlık seçiminin yapıldığı gün ve ertesinde, CNN Türk ve Ulusal Kanal ekranlarından şu sözleri kullanmıştı:

 

  • “Seçim sonuçları kabul edilir edilmez silahlar konuşmaya başlar. ABD’de önemli halk hareketleri olacak. Kongresiyle, mahkemeleriyle, yasalarıyla istikrarlı bir düzeni olan ABD’nin bu dönemi sona erdi.”  
  • “Karşımızda, savaşları kaybeden ve dolar imparatorluğu çökmekte olan bir ABD var. Trump bu gerçeği gördü. Bu nedenle, kaybedilen savaşları sürdürmek yerine, kaynakları ABD içinde kullanmayı tercih etti. Amerikan hegemonyasının sonu geliyor. Biden kazansa da bu değişmez. ABD bir yol ağzında, bir karar verecek. Biden, saldırganlıkta ısrar ederse, bu kendileri için bir macera olur ve ağır mağlubiyetler yaşar.”

 

Biden’ın ABD Başkanı tanınacağı gün, Amerikan Kongresi’nin Trump taraftarlarınca basılması ve çatışmaların yaşanması, resmi ağızlardan “darbe ve kalkışma” olarak nitelendirildi. Olaylar, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ABD seçim sonuçlarının açıklandığı gece yaptığı analiz ve öngörülerini doğruladı. Perinçek’in 4 Kasım 2020’de CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın programındaki konuşması sosyal medyada yeniden gündem oldu. Perinçek programda şu ifadeleri kullanmıştı:

 

 

“İSTİKRAR DÖNEMİ BİTTİ, ABD’Yİ HALK HAREKETLERİ BEKLİYOR”

 

“ABD seçimleri karakolda biter. Daha halk hareketleri var, Pentagon’u var... Ciddi bir ayrışmaya doğru gidiyorlar. Bu seçim bize, ABD’yi kendi içinde nelerin beklediğini de gösterdi. Kongresiyle, anayasa mahkemesiyle, yasalarla, hukukla problemlerin çözüldüğü, istikrarlı düzeni olan bir ABD vardı. Bu dönem sona erdi. ABD’yi önümüzdeki dönem halk hareketleri bekliyor. ABD’deki Hispanikler, Asyalılar, siyahilerin küresel salgın ve ekonomik krizle artan huzursuzluğu daha da şiddetli bir hal alacak. Kendi içindeki bu hareketler de ABD’nin başını ağrıtacak.”

 

 

TRUMP – BIDEN ÇATIŞMASININ NEDENİ

 

“Karşımızda, savaşları kaybeden ve dolar imparatorluğu çökmekte olan bir ABD var” diyen Perinçek, sözlerine şöyle devam etmişti: “ABD, Ortadoğu’da kaybetti. Suriye ve Irak’ı parçalayamadı, sözde Kürdistanı yani 2. İsrail devletini kuramadı. Uzak Doğu’da Çin'e dişini geçiremedi. Dünyanın her yerinde kaybediyor. Trump, bu gerçeği gördü. ABD’nin askeri ve dolar hegemonyası üzerine kurulu sisteminin bittiğini kabul etti. Trump’ın güvenlik danışmanlarının yazdığı raporlar da söze 'ABD kaybetti' diye başlıyor. Bu nedenle, kaybedilen savaşları sürdürmek yerine, kaynakları ABD içinde kullanmayı tercih ettiler. Bu açıdan, Trump’ın stratejisi daha gerçekçi. Amerikan hegemonyasının sonu geliyor. Biden kazansa da bu değişmez. Biden ve ekibinin üzerinde duracağı ekonomik zeminin ne halde olduğu belli. Elindeki silahlı gücün sınırları daralmış. Yine de saldırganlıkta ısrar ederse, bu kendileri için bir macera olur. Tabii bu kez daha ağır mağlubiyetler yaşarlar. Sonuç olarak, ABD büyük bir çıkmazda, Biden da ve haritadaki mavi kesimlerin desteklediği siyasetler de bu çıkmazı temsil ediyor.”

 

 

“ABD’DE SİLAHLAR KONUŞUR”

 

Perinçek, ABD seçiminin yapıldığı gün de, Ulusal Kanal ekranından şu analizi yapmıştı: “Lütfen arşivinize bu söylediklerimi kaydedin. ABD seçimlerinden sonraki gelişmeleri izleyelim. Seçim sonuçları kabul edilir edilmez, silahlar konuşmaya başlar. ABD içinde çatışmalar olursa kimse şaşırmasın. ABD seçimleri karakolluk. Trump ve Biden’ın açıklamalarında orduya yönelik mesajlar var. Pentagon'daki generaller arasında ihtilaflar çıkabilir.”

 

 

“ABD, DÜNYAYLA DENGELİ İLİŞKİ KURMAK ZORUNDA”

 

“Ekonomik ve politik gelişmelere bakarak söylüyorum. ABD, hem Türkiye hem de dünyanın diğer ülkeleriyle dengeli bir ilişki kurmak zorunda kalacak. Amerikan ekonomisinin gerilemesi ve askeri üstünlüğünü kaybetmesi bunu dayatıyor. Dünya’da satın alma gücü paritesine baktığımızda Çin, ABD’yi sollayarak birinci ülke oldu. 1960’larda dünyanın toplam üretiminin yarısı ABD’deydi, şimdi ise bu oran yüzde 15’te. İkinci Dünya Savaşı süreci ve sonrasında dünyayı atom bombası ve diğer silahlarıyla tehdit eden bir ABD vardı. Şimdi ise Çin ve Rusya gibi rakipleri karşısında dünyaya öyle bir efendilik yapamıyor. Eskiden olduğu gibi dünyayı terörize edecek askeri üstünlükten yoksun durumda.”