6 Mart 2020
Yeniden Asya Açılımında
bütünsel ve uzun süreli program ve strateji
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün (6 Mart 2020, Cuma) saat 16.00’da İzmir Kordon Oteli’nde basınla söyleşi toplantısı düzenledi. Gündemde olan Tayyip Erdoğan-Putin görüşmeleri konusundaki soruları yanıtlayan Perinçek, özetle şunları belirtti:
TÜRKİYE-RUSYA İTTİFAKI
ABD TUZAĞINI BOZDU
Türkiye, son haftalarda yakın tarihinin en önemli tecrübelerinden birini yaşamıştır.
27 Şubat gecesi çok ciddî bir durumla karşı karşıya geldik.
Önümüzde bir ABD tuzağı vardı. ABD emperyalizmi, 15-16 Temmuz gecesi FETÖ Darbesiyle başaramadığını dış cephede tezgâhlamaya kalktı.
Hedefleri, Türkiye’yi Suriye ile savaşa iterek Rusya ve İran’la da karşı karşıya getirmek ve yalnızlaştırmaktı. Ayrıca iç cephemizi bölmekti. O koşullarda Ege, Libya, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’den Suriye ve Fırat’ın Doğusuna kadar çok geniş bir cephedeki güçlerini harekete geçirerek Ankara’yı ele geçirmeyi planlamışlardı.
“KARAKEDİNİN DAHA BÜYÜĞÜ”
Dışarda yalnızlaşan ve iç cephede bölünen Türkiye beklentisinin pususuna yatanlar biliniyor. Cumhurbaşkanımız Moskova dönüşü uçakta, Türkiye ile Rusya ilişkilerinin arasına giren “kara kediyi” İsrail’in büyüğü” diye açığa vurdu.
ABD ve İsrail başta olmak üzere, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Suudi Arabistan ve diğer Körfez Şeyhlikleri yanında PKK/YPG ve DEAŞ türünden terör örgütleri, bulundukları mevzilerde “o gece”nin hesapları içindeydiler. Fransız savaş gemileri Güney Kıbrıs açıklarına gelmişlerdi.
TUZAĞA DÜŞÜRÜLMEK İSTENENLER
Tuzak, yalnız Türkiye için değildi, komşularımız Suriye, Rusya ve İran da aynı tuzakla yüz yüze geldiler. Çünkü Türkiye kalesinin düşmesi, bu ülkeler için de ağır sonuçlar getirecekti.
Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, bu koşullarda Moskova’da buluştular. Türkiye-Rusya ittifakı, ABD tuzağını bozmuş bulunuyor.
ZORLUKLARI YENMEDE
KUVVET KAYNAKLARIMIZ
Moskova görüşmesinde Sayın Cumhurbaşkanımız,
1 Türk milletinin sağduyusundan kuvvet aldı.
2 Devletimizin binlerce yıllık tecrübeler içinde olgunlaşmış devlet aklıyla hareket etti.
3 Türk Ordusunun kurmaylık birikiminin gereğini yaptı.
4 Türkiye ekonomisinin üretme alanını ve ihtiyaçlarını değerlendirdi.
5 Bu etkenler yanında, Türkiye’nin tarihsel öncü mirasını temsil eden Vatan Partisi’nin uzak görüşlü ve cesur müdahaleleri de sürecin başarıyla sonuçlanmasında etkili oldu.
Bu etkenler, Türkiye’nin içine girdiği Yeniden Asya Açılımı sürecinde karşılaşacağımız zorlukları yenmede başlıca kuvvet kaynaklarımızdır.
MİLLETİN DOLDURUŞA GELMEYEN SAĞDUYUSU
Türk milleti, ABD’nin üzerimize sürdüğü PKK, FETÖ ve DEAŞ terör örgütlerine karşı başta Hendek, Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı Harekâtları olmak üzere, Vatan Savaşımızın bütün harekâtlarında Türk Ordusunun ve Türk Polisinin yanında oldu. Ancak tarih içinde engin tecrübelerden geçmiş olan Milletimiz, Suriye ile savaş istemiyordu. ABD ve İsrail planlarına alet olanlar, “Moskof Ayısı” düzeysizliğinden “Esad’ın başına çuval geçirme” kışkırtmalarına kadar psikolojik harekât kampanyaları yürüttüler. Ne var ki, Türk milletini dolduruşa getiremediler. Türk milleti binlerce yıllık görgü ve birikimiyle asaletini korudu.
DEVLET AKLI VE ORDUNUN KURMAYLIK BİRİKİMİ
Türk kavmi binlerce yıllık devlet ve ordu örgütleme mirasına sahiptir. Dünyanın savaş stratejisi teorilerine Türk Ordusunun katkıları eşsizdir. Bütün bu birikim, Türkiye’yi hesapsız kitapsız harekâtlara itmek isteyenlerin planlarını bozacak ağırlıktadır. Türkiye hükümetinin bu ağırlıktan yoksun kalmasını umanlar, hayal kırıklığına uğramışlardır.
ÜRETİCİLERİMİZİN KARARLI DURUŞU
Türkiye ekonomisi, artık Avrasya ikliminde nefes alıyor ve büyüme olanaklarını ele geçirmiştir. Bu gerçeği kendi ekonomik faaliyetinde yaşayan üreticilerimiz, Rusya ve İran düşmanlığının hangi sonuçları doğuracağını çok iyi biliyorlar ve bu bilinçle Suriye’ye karşı savaşa karşı kararlı duruş sergilemişlerdir.
VATAN PARTİSİ’NİN UZAK GÖRÜŞLÜLÜĞÜ
CESARETİ VE ÖNCÜLÜK YETENEĞİ
Vatan Partisi, arkada kalan süreçte Türkiyemizin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, terörden temizlenmesi ve Üretim Ekonomisi için doğru program, strateji ve siyasetler geliştirdi. En başta stratejik Asya Açılımını ve gereklerini öngördü. Türkiyemizin güvenliği için doğru mevzilenme ve siyasetleri saptadı. Kurulan tuzağı gördü ve gösterdi.
YENİDEN ASYA AÇILIMI
STRATEJİKTİR VE ZORUNLUDUR
Türkiye, “Yeniden Asya Açılımını” bütün dünyaya ilan etmiştir. Moskova’daki Erdoğan-Putin buluşmasının sonuçları, bu yönelişin dayanıklılığını ve stratejik önemini bir kez daha göstermiştir.
“Yeniden Asya Açılımı”, nesnel bir süreçtir, bir zorunluluktur.
Türkiye, Atlantik’te borç batağında boğulmamak ve parçalanmamak için Asya iklimine yerleşiyor.
Bugünkü dünya koşullarında Asya, Türkiye için bağımsız ve başı dik yaşama, Üretim Ekonomisini inşa etme, güvenliğini sağlama, özetle Atatürk Devrimini tamamlama iklimidir.
Türkiye, iki yüzyıllık Millî Demokratik Devrimini Asya’da konumlanarak kesin sonuca ulaştırabilir. Ulaştıracaktır.
KARADENİZ VE AKDENİZ’DEN UMMAN DENİZİ’NE
BÜTÜNSEL CEPHE
Son tecrübeden çıkaracağımız en önemli derslerden biri, Türkiyemizin güvenliği için bütünsel bir strateji oluşturma gereğidir. Türkiye, Karadeniz ve Trakya’dan Ege, Kıbrıs ve Libya’sıyla Doğu Akdeniz’e, Fırat’ın Doğusu ve Batısından Kudüs’e, Karabağ’dan İran-Arap Körfezi’ne kadar geniş bir cephede tehditleri göğüslemek durumundadır. Bu cephe, görünüşte parçalardan oluşuyor, ancak sıcak durumlarda bütünseldir, başka deyişle tek cephedir.
Bu bütünsel cephede tehdidin kaynağı, ABD merkezlidir.
Dostlarımız ve ittifak birikimimizi, tehdidin kaynağı belirliyor.
ABD, iniş halindedir ve inisiyatifi yitirmiştir.
Gelecek, bağımsız, başı dik ve üreten Türkiye’nindir.