Doğu Perinçek: Kasım Süleymani hepimizin şehididir

Genel Başkanımız Sayın Dr. Doğu Perinçek, Kasım Süleymani ve Mühendis'nin Amerika tarafından katledilmesi ile ilgili açıklama yaptı

Tarih:

Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Komutan Yardımcısı Mühendis'nin Amerika tarafından katledilmesi ile ilgili açıklama yaptı.

 

Katledilen komutanların, Karadeniz'den Umman Denizi'ne uzanan insanlık cephesinin şehitleri olduğunu belirten Perinçek'in açıklamasının tamamı:

 

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Komutan Yardımcısı Mühendisi, Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan insanlık cephesinin şehitleridir. Batı Asya topraklarının ve denizlerinin ABD ve İsrail teröründen arınması ve barışa kavuşması uğruna hayatlarını vermişlerdir. Onlar, hepimizin şehidi oldular.

 

 

ABD TERÖRÜ

 

Terör eyleminin bizzat Başkan Trump’ın emriyle işlendiği ABD tarafından resmen açıklandı. Dün bu köşede Alman Federal Meclisi’nde 18 yıl milletvekilliği yapmış Hıristiyan Demokrat Parti’li Jürgen Todenhöfer’in ABD hakkındaki saptamasını aktarmıştık. Batı ülkelerinin özgür düşünen seçkin şahsiyetleri de ilan etmektedir ki, ABD bugün Haçlı Terörünün merkezinde bulunuyor.

 

 

REHBER HAMANEY’İN MANEVİ OĞLU

 

Tahran’daki Vatan Partisi Temsilcimiz Yakup Aslan arkadaşımı aradım, İran Rehberi Sayın Hamaney’e, İran İslam Cumhuriyeti Hükümetine ve Devrim Muhafızları Komutanlığı’na başsağlığı dileklerimi bildirdim ve bilgi aldım. Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan Başkanlığındaki Heyetimiz, Ankara’daki İran Büyükelçisi Sayın Mohammed Farazmand’ı ziyaret ederek başsağlığı dileklerimizi ilettiler.

 

Yakup Aslan, “Bu terör eylemi İran Cumhurbaşkanına suikast yapılmış anlamına geliyor” diyerek durumun ciddiyetini özetledi. General Kasım Süleymani, önemli bir komutan olmanın ötesinde Rehber Hamaney’in manevi oğluydu. Nitekim çok az konuşan ve her sözünün büyük ağırlığı olan İran Devlet Önderi Hamaney, şehidin intikamının alınacağını vurguladı.

 

 

İRAN DEVLETİNİN YANITI

 

İran Devletinin ABD terörüne misliyle yanıt vereceği anlaşılıyor. Bu yanıt, ABD’nin piyonlarını değil, doğrudan ABD askerî güçlerini hedef alacak. Nitekim İran adına yapılan açıklamada, “Beyaz Saray, askerleri için tabut hazırlasın” deniyor. 

 

Yanıtın ağırlığı, acele edilmeyeceğini de ifade ediyor.

 

İran, girilen koşulların içerdiği tehlikelere göre önlemlerini almaktadır. ABD’nin ilerleyen süreçte İran’ın nükleer araştırma ve petrol arıtma kuruluşlarını hedef alması olasılığına karşı teyakkuza geçilmiştir. İran savaş uçakları devriye uçuşlarına başlamış bulunuyor.

 

 

ABD’NİN SAVAŞ KIŞKIRTMASI

 

Karşılıklı misillemeleri dikkate alınca, Batı Asya ülkelerinin ABD’nin savaş kışkırtmasıyla yüz yüze geldiği görülüyor. Dolayısıyla içine girdiğimiz süreçte hedef, yalnız İran değildir.

 

ABD, Batı Asya’nın karasında savaşı kaybetti. Irak, Suriye ve Türkiye’de hedeflerine ulaşamadı, İran’a diş geçiremedi, “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail Devletini kuramadı. Artık ABD için onurunu kurtarmak var ve daha önemlisi gözdağı vermek var. Doğu Akdeniz’deki yeni çelişme odağı, tehdidin kapsamı içindedir.

 

 

KARADENİZ’DEN UMMAN DENİZİ’NE UZANAN CEPHEDE

ADINI SEVDİĞİM AVŞAR BEYLERİ

 

Dün Aydınlık’ın başlığındaydı, Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan bir cephe oluşmuştur. Doğu Akdeniz ve Libya da, bu cephenin içindedir. Kuvvetler karşı karşıya dizilmiştir. Rusya, İran ve Çin donanmaları, Umman Denizi’nde daha üç gün öncesine kadar gösteriş olsun diye askerî tatbikat yapmadılar. ABD – İsrail – Yunanistan – Güney Kıbrıs Rum Kesimi Dörtlüsü, Doğu Akdeniz’de namlularını Türkiye’ye laf olsun diye çevirmediler. İsrail - Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Türkiye’nin ve Rusya’nın enerji yollarını devre dışı bırakmaya yönelik girişimlerini sürdürüyorlar.

 

Talip Özkan’ın tezenesinden ve dilinden dinlediğimiz “Adını sevdiğim Avşar Beyleri” türküsündeki gibi, “Karşıda düşmanların bakıpturur.”

 

 

BARIŞ İÇİN CAYDIRICI GÜÇ

 

Günün siyaseti ve  görevi bellidir: Barışı korumak için, ABD İsrail terör ekseninin karşısına caydırıcı bir kuvveti cephenin her bölümüne yığmak gerekir. Kırım, Abhazya, Karabağ, Ege ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Libya, Filistin, Suriye ve Irak’ın kuzeyi, Katar, İran ve Hürmüz Boğazı, tek tek ele alınabilecek kritik alanlar değil. Bu cephelerde Bölge Ülkelerinin herhangi birini yalnız bırakan siyasetler geçersizdir. Batı Asyalılar ve Akdenizliler, ABD – İsrail tehdidine karşı cephenin her alanında hep birlikte mevzilenerek, savaşı önleyebilir ve barışı koruyabilirler.

 

 

DOSTLARINI YALNIZ BIRAKAN

YARIN KENDİ CEPHESİNDE YALNIZ KALIR

 

Dostlarını yalnız bırakanlar, yarın kendi cephesinde yalnız kalır. Daha önemlisi, savaş kışkırtmasını boşa çıkarmak için, cephenin her mevzisinde hep birlikte olmak durumundayız. Bu açıdan savaşa karşı barış cephesinin sloganı bugün “Hepimiz Her Mevzideyiz” olmalıdır.

 

Girdiğimiz süreçte Türkiye’nin omuzlarında ağır sorumluluk var. Türkiye, öncelikle kendisine yönelen ABD – İsrail eksenli tehdidi cesaretle saptamak durumundadır. Strateji kurmanın birinci şartı budur. Çünkü güvenliğin stratejisi, önce güvenliğin hedefini belirleyerek kurulur.

 

 

         BİRİMİZİN GÜVENLİĞİ

         HEPİMİZİN GÜVENLİĞİDİR

 

Biz Vatan Partisi olarak, Türkiye’nin güvenlik stratejisini belirlemiş bulunuyoruz. Millî cephenin bütün güçleri, önümüzdeki süreçte bu stratejiyi keşfedeceklerdir. Öncelikle Hükümetin gerçekçi olması ve cephenin farklı yerlerinde farklı duruşlardan vazgeçmesi, tutarlı olması gerekiyor.

 

İran’ın şehitleri, hepimizin şehitleridir.

 

İran’ın güvenliği, hepimizin güvenliğidir.

 

Türkiye’nin güvenliği, Batı Asya’daki her ülkenin ortak güvenliğidir.

 

Doğu Akdeniz’deki mavi vatanlarımızı ve doğal kaynaklarımızı savunmak, hepimizin ortak davasıdır.