Av. Zeynep Küçük: TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun arkasındayız

Merkez Yürütme Kurulu Üyemiz Av. Zeynep Küçük, gündemdeki Adli Yıl Açılış Töreni’ne katılım tartışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu

Tarih:

Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Av. Zeynep Küçük, gündemdeki Adli Yıl Açılış Töreni’ne katılım tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye Barolar Birliği'nin kararını desteklediklerini bildiren Küçük, törene katılmayan baroların başka niyetleri olduğunu söyledi.

 

Vatan Partisi Merkez Hukuk Bürosu adına yapılan açıklama şöyle:

 

"Son günlerde gündemin en önemli maddelerinden birisini, Adli Yıl Açılış Töreni üzerine yürütülen tartışmalar oluşturmaktadır. Yargıtayımızın ev sahipliğinde 2 Eylül 2019 tarihinde 'Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılacak olan törene yargının bileşenlerinden biri olan savunmayı temsilen Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın açılış konuşmasını yapmak üzere katılması, yerel Baro Başkanlarının bir kısmının ise yapılan davete katılmayacaklarını bildirerek gerek Yargıtay Başkanlığımıza ve gerekse Barolar Birliği Başkanımıza karşı takındıkları hasmane ve itham edici tutum tartışmanın merkezinde bulunmaktadır.

 

Öncelikle belirtmeliyiz ki; Barolar Birliği yönetiminin oybirliği ile almış olduğu Cumhuriyet geleneğimizin devamına katkı sağlayacak bu kararı destekliyor ve Sayın Başkan Metin Feyzioğlu şahsında tüm Barolar Birliği Yönetim Kurulu'na gösterdikleri milli tavır, yapıcı tutum ve Vatan Savaşı mevziisindeki kararlı duruşları nedeniyle tebrik ediyoruz. Yargı sisteminin ve avukatlık mesleğinin sorunlarını doğrudan doğruya yasama ve yürütme organlarının en üst temsilcilerine aktarma imkânını sunan bu Cumhuriyet geleneği 2014 yılında kesintiye uğramıştı. Bugün ise savunmayı temsil eden en üst makam olan Barolar Birliği Başkanı'na Açılış Konuşması yapma hakkı yeniden tanınarak demokratik bir hukuk devleti olmanın gereğine dönüş yapıldı.

 

Savunmanın yeniden hak ettiği şekilde temsil edilecek olması Cumhuriyetimizin, hukukumuzun ve mesleğimizin bir kazanımıdır.

 

O halde, bundan neden gocunulmakta, bu yaygara neden koparılmaktadır? Bu yaygaranın mihmandarlığını yapan İzmir Barosu'nun ve devamında diğer Baroların açıklamalarına baktığımızda öne sürülen “mekan” ve “sistem” eleştirilerinin asıl gayeyi saklayacak bir perde olarak kullanıldığı anlaşılıyor.

 

İzmir Barosu yaptığı açıklamada “hak mücadelesi veren binlerce kişinin cezaevlerinde olduğu”, “mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek yüzlerce avukatın tutuklu olduğu”, “hiçbir canlıya yaşama imkânı tanınmadığı”, “halkın zerre kadar güven duymadığı” bir yargı sisteminin olduğu söylenmektedir. Keza İstanbul Barosu'nun açıklamasında da yargının “tarihinin en ağır krizini yaşamakta” olduğu iddia edilmiştir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

 

İzmir Barosu'na soruyoruz. Bildirinizde bahsettiğiniz cezaevinde olan “hak mücadelesi veren binlerce kişi” kimlerdir? Cevabını biz verelim, FETÖ’cüler, darbeciler, PKK’lılar, gazeteci kisvesi takmış Ahmet Altanlar, Nazlı Ilıcaklar, Mehmet Baransular, PKK yayınlarının yöneticileri! Baroların “tarafsız ve bağımsız yargı” kılıfına sokarak yürüttükleri kalkışma ve koparttıkları yaygara, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni hedef alan Atlantikçi sistemin ve onlara teşne işbirlikçi muhalefetin güdümünde yürütülmektedir. Tören üzerinden yaratılan tartışmadan en çok medet uman da Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve milli birliğine düşman olan aynı merkezin operasyon araçları PKK, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleridir. Keza boykotçu Barolar en yoğun alkışı da onlardan almaktadır. Bunu görmek için, terör örgütlerinin yönettikleri sosyal medya hesaplarında kısa bir gezinti yapmak yeterlidir.

 

Evet, avukatlık mesleğinin ciddi sorunları vardır. Ancak, bu sorunları çözmenin öncelikli şartı Atatürk Devrimlerini tamamlama yolunda yürüyen bağımsız bir hukuk devletini sağlamaktır. Bu ideale FETÖ’ye ve PKK’ya özgürlük isteyerek, onları mazlum ve mağdur göstererek ulaşılamaz. Milli konularda her dönem sorumlu davranan Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu, vatan savaşının yürütüldüğü, namluların üzerimize çevrildiği bu dönemde de Türkiye’den yana birleştirici davranmış, hepimizin aynı gemide olduğunu ifade etmiş, Türkiye İttifakı'ndan yana tutum almış, ayrıca yasama ve yürütme organlarıyla, önderliğinde yürütülen çalışmalar neticesinde “Yargı Reformu Strateji Belgesi”ni son aşamasına getirmiştir.

 

Feyzioğlu’na tavır alan bazı baro yönetimlerinin, Türkiye’nin hukuk alanındaki sorunlarına çözüm üreten ve avukatlık mesleğinin ortak çıkarlarına hizmet eden Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne de karşı oldukları görülmektedir. Demek ki, bu baro yönetimlerinin amacı, mesleğin sorunlarını çözmek de değildir. Amaçları PKK ve FETÖ’ye kalkan olmaktır. Birleştirici tutum sergileyen ve Türkiye’den yana milli tavır alan tüm önder, kurum ve şahıslara sistemli ve tek merkezden yönetildiği aşikâr olan, ardı arkası kesilmeyen saldırıların son hedefi de kendisi olmuştur.

 

Türkiye, ağır ekonomik koşullar altında yeniden bağımsızlık savaşı vermektedir. Emperyalizmin kuşatması altındadır. Bu savaştan muzaffer çıkmanın tek yolu, mili birlik ve beraberliği koruyarak Türkiye İttifakı'nı yaratmaktır. Yargının ve mesleğimizin sorunları da, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu tehditten ve yürüttüğü kurtuluş mücadelesinden bağımsız değerlendirilemez. Bu süreçte, bozguncu tavır alan, teröristlere özgürlük arayan, devletin asli unsuru olan yargı faaliyetlerine güvensizlik aşılayan, sivil itaatsizliğe davet çağrışımı yapan hiçbir yaklaşıma Türk Milleti izin vermeyecektir.

 

Bu tavır, asla meslektaşlarımız arasında karşılık bulamayacak ve gerekli cevabı alacaktır. Barolarımızı ve tüm meslektaşlarımızı, mekân ve sistem bahanesinin ardına saklanılarak yürütülen, bir yandan kutuplaşmadan dem vurup, demokrasi, hak, hukuk, adalet, diyalog çağrısı yaparken, öbür taraftan yapıcı ve birleştirici olmaktan uzak, ortak amacımız olan bağımsız ve tarafsız yargı sisteminin geliştirilmesine hiçbir katkı sunmayacak bu tavra karşı tepki göstermeye davet ediyoruz.

 

Devletin bütün aygıtlarıyla birlik içerisinde, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve milli devleti savunmak üzere birlik olması bir Cumhuriyet görevidir. Bağımsız Türkiye için, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tam olarak temini için, mesleki sorunlarımızın en yetkili ağızlardan muhataplarına iletilmesi için Yargıtayımızın ev sahipliğinde ve Sayın Metin Feyzioğlu’nun katılımı ile yapılacak Adli Yıl Açılış Töreni'ne bütün barolarımızın katılarak vatan savaşı mevzisinde yer almaları da milli bir görevdir.

 

Sayın Metin Feyzioğlu’nu bu vatansever ve tüm saldırılara rağmen tavizsiz tutumu nedeniyle kutluyoruz."