İLK ÖĞRETİMDEN ÜNİVERSİTE SONUNA KADAR TÜRKÇE EĞİTİM VE ÖĞRETİM

İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin İlk Öğretimden Üniversite Sonuna Kadar Türkçe Eğitim ve Öğretim Kararı

Kabul tarihi: 10 Şubat 2002

İlan tarihi: 3 Mart 2002, Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun 78. yıldönümü

9-10 Şubat 2002 günleri, Ankara’da genişletilmiş olarak toplanan İşçi Partisi Merkez Komitesi, Batı devletlerinin güdümünde yürütülmeye çalışılan “Kürtçe Eğitim Kampanyası”nı ve bu yöndeki talepleri, bütün boyutlarıyla tartışmış ve aşağıdaki kararı, oybirliğiyle almıştır. 

1. Kürt sorunu, demokratik haklar açısından fiilen çözüldü. 

Türkiye’de Kürt sorunu, demokratik haklar açısından esas olarak fiilen çözülmüş bulunuyor. “Kürt gerçekliğinin” kabulü; Kürtçe konuşma, yazma, öğrenme, yayın yapma; Kürt dilini, tarihini ve kültürünü araştırma gibi özgürlükler; uzun ve çetin demokratik mücadelelerden sonra, Partimizin de önemli katkılarıyla artık esas olarak hayata geçmiştir. Öte yandan Kürt yurttaşlarımıza karşı eşitsiz uygulamalar ve çeşitli haksızlıklar, büyük ölçüde giderilmiştir ve Türk ve Kürt tekmil milletimizin birlik ve barış içinde ilerlemesinin koşulları özgürlükler açısından esas olarak sağlanmıştır. Türkiye halkının ortak demokratik mücadelesinin ürünü olan bütün bu kazanımların, önümüzdeki dönem pekiştirileceği ve hukuka geçirileceği bir sürece girilmiştir. 

2. Kürt sorunu, artık emperyalizme karşı birlik ve mücadele sorunudur. 

Demokratik hakların fiilen gerçekleşmesinden sonra, özellikle bugün ABD’nin Kuzey Irak’ta müdahaleye hazırlandığı ve Batı’lı emperyalistlerin ülkemizde ayrılıkçılığı kışkırttığı koşullarda, Kürt sorunu artık emperyalizme karşı birleşme ve mücadele sorunudur. Kazanılan özgürlükleri pekiştirecek tavır budur. 

3. “Kürtçe eğitim” vb kampanyalar Batı’da planlandı. 

Kürt sorununun özgürlükler açısından esas olarak, fiilen çözüldüğü ve birlik ihtiyacının yakıcı olarak öne çıktığı bir ortamda, “Kürtlere özgürlük” sloganının emperyalist amaçlarla kullanıldığı açıkça görülmektedir. ABD ve AB işbirlikçiliğinde başı çeken ANAP ve AKP gibi mafya-tarikat rejimini savunan partiler yanında, TÜSİAD, Batı güdümlü Kürt ayrılıkçılığı ve NGO’lar; “Kürtlerin demokratik talepleri”ni Türkiye’de iç yıkıcılığı kışkırtma faaliyetinin bayrağı haline getirmişlerdir. “Kürtçe eğitim”, “PKK’yi yasallaştırma” ve “Kürt kimliğini istiyorum” türünden kampanyalar, bu amaçla Batı’da planlanmıştır ve Batı’nın güdümünde örgütlü olarak yürütülmektedir. 

4. Anadil, herkesin en iyi bildiği ve toplum hayatının her alanında en iyi konumda olmasını sağlayan dildir. 

Ana dille eğitim, kuşkusuz evrensel bir haktır. Ancak ana dil, bir insanın ırksal kökenindeki dil değil, en iyi bildiği ve toplum hayatının her alanında en iyi konumda olmasını sağlayan dildir. 

Türkiye’de Kürt yurttaşlarımızın büyük çoğunluğunun en iyi bildiği dil, Kürtçe veya Zazaca veya bu dillerin çeşitli lehçeleri değil, Türkçedir. 

Ayrıca Türkçe, hem Türkiye ölçeğinde bütün yurttaşlarımız arasındaki; hem de Kürt yurttaşlarımız arasındaki ortak anlaşma aracıdır. Türk-Kürt tekmil milletimizin anlaşma dili Türkçedir. 

Kürt yurttaşlarımız, toplum hayatının her alanında, çalışma hayatında, ekonomide, ticarette, siyasette, kültürde vb Türkçe konuşarak ve yazarak yaşamakta, etkili olabilmekte, kendilerini geliştirebilmekte ve halkımızın geleceğine katkıda bulunmaktadırlar. Kürtçenin çeşitli lehçelerinin devlet okullarında öğretilmesinin, iş ve kamu hayatında bir karşılığı, uygulama kabiliyeti ve işlevi yoktur. 

Bu nedenlerle bütün yurttaşlarımız gibi Kürt yurttaşlarımızın refahı, mutluluğu ve gelişmeleri de, her yurttaşın en iyi bildiği, ortak dilimiz Türkçeyi daha iyi öğrenmelerine, daha iyi eğitilmelerine ve eşitliğin her alanda gerçekleştirilmesi için gerekli imkanların devletçe sağlanmasına bağlıdır. 

5. İsteyene Kürtçe öğrenme ve araştırma olanağı devletçe sağlanacak. 

Bugün Türkiye’mizde Kürtçe konuşma, yazma, yayın yapma, öğrenme ve araştırma özgürlüğü vardır. İsteyen yurttaşlarımızın bu özgürlüklerini kullanmaları için gerekli yardım ve araçları sağlamak, bağımsızlıkçı ve halkçı hükümetin görevidir. 

6. Okullarda Kürtçe öğretim imkansız ve işlevsiz. 

Ancak okullarda Kürtçe öğretim sisteminin getirilmesi, hem mümkün değildir, hem de Kürt yurttaşlarımızın gelişmelerine hizmet etmez. Çünkü Kürtçe öğretim için, önce bütün Kürt yurttaşlarımızın bildiği ortak bir Kürt dilinin yaratılması, sonra bu ortak Kürtçenin geliştirilmesi ve öğretilmesi gerekir. Kabul edileceği varsayılan “ortak Kürtçe”, Kürt yurttaşlarımızın çoğunluğu açısından, anadil olmayacağı gibi, toplum hayatında da işlevsel olmayacaktır. Çünkü Türkiye’de Kürtçenin herhangi bir lehçesiyle iş hayatına katılmak, kamu hizmetinden yararlanmak ve kamu görevi yapmak, bugün için de yarın için de mümkün ve mantıklı değildir. 

7. Okullarda Kürtçe öğretim, ancak ayrı devlet amacıyla açıklanabilir. 

Bu gerçekler ışığında, “okullarda Kürtçe öğretim” talebi, aslında en azından yarım yüzyılı aşacak bir süre “ortak Kürtçe” yaratma ve yaratılacak “ortak Kürtçe”yi okullarda öğretme amacından başka bir şeye hizmet etmez. Böyle bir çaba içine girmek ise, Kürt yurttaşlarımızı kuruluşuna asli unsur olarak katıldıkları Türkiye Cumhuriyeti’nden ayırmaya ve emperyalizmin güdümünde ayrı bir devlet kurmaya yöneltmekten başka bir anlam taşımaz. 

Kürtler dahil bütün Türkiye halkına, milli boğazlaşmalar, emperyalizme esaret, Ortaçağ karanlığı, felaket ve acıdan başka hiçbir şey getirmeyecek olan böyle bir faaliyete karşı sımsıkı kenetlenmek ve Türkiyemizin birliğini savunmak; her yurttaşımızın görevi ve sorumluluğudur. 

8. İlköğretimden üniversite sonuna kadar bağımsızlıkçı, halkçı, aydınlanmacı, kardeşlikten yana, devrimci, parasız Türkçe eğitim ve öğretim. 

Bir erken seçimle İşçi Partisi önderliğinde kurulacak olan Milli Hükümet, Cumhuriyet Devrimimizin Tevhidi Tedrisat (Öğretimin Birliği) ilkesini, ilköğretimden üniversite sonuna kadar bütün okullarda yeniden hayata geçirecek; bugün İngilizce gibi yabancı dillerle öğretim yapan okul ve üniversiteler dahil bütün eğitim ve öğretim kurumlarında Türkçe eğitim ve öğretimi gerçekleştirecek; yabancı dilleri öğretim kurumlarımızda en iyi bir şekilde öğretecek; holdinglere, vakıflara, tarikatlara, yabancı kuruluşlara ait bütün okul ve üniversiteleri kamulaştıracaktır. 

9. Devrimci Eğitim ve Aydınlanma Seferberliği. 

Milli Hükümet; vatanımıza ve halkımıza hizmet ruhuyla dolu, ekonomide verimli, emeğe saygılı, kardeşlik bilinci sağlam, dayanışmacı, toplumcu ve devrimci bir gençlik yetiştirmek ve bütün yurttaşlarımızı bu temel ilkeler ışığında yeniden eğitmek için, devletin ve toplumun bütün imkanlarını seferber ederek Devrimci Eğitim ve Aydınlanma seferberliği yürütecektir. 

Tekmil milletimizi emperyalizme karşı sımsıkı birleşmeye çağırıyoruz. 

İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin “İlk Öğretimden Üniversite Sonuna Kadar Türkçe Eğitim ve Öğretim Kararı”nı, Cumhuriyet Devrimimiz’in Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun 78. yıldönümünde Türkiye halkına ilan ediyor; tekmil milletimizi emperyalizme karşı sımsıkı birleşmeye ve bu kararı hayata geçirmeye çağırıyoruz