Mehmet Akkaya: KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin barışı neyin nesi?

Bizim ve önceki kuşakların bilmediği “Dünya Barış Günü”, ne menem bir şey, önce ona bakalım.

 

İcat edilmesi 1981 yılında. Birleşmiş Milletler, Genel Kurul’un açılış günü olan her Eylül’ün üçüncü Salı gününü “Uluslararası Barış Günü” ilan ediyor. 2001 senesinde ise, 21 Eylül olarak değiştiriyor. Barış Çanı çalınıyor o gün.

 

Varşova Paktı ülkeleri ise, Hitler’in 1939’da Polonya’yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşını başlattığı 1 Eylül’e, emperyalizme ve faşizme karşı mücadele günü olarak “Dünya Barış Günü” diyorlar.

 

Varşova Paktına bağlı ülkelerde, ABD ve AB’nin örgütlediği karşı devrimlerden sonra 1 Eylül unutuluyor.

 

O halde neymiş? 1 Eylül, emperyalizme karşı mücadele günü imiş. Barışın sağlanabilmesi de, emperyalizmin yok edilmesine bağlı imiş.

 

Varşova Paktı ülkelerindeki karşı devrimlerden sonra kof bir barış sloganına dönüştürülüyor, emperyalizm karartılıyor. Giderek, mazlum ülkeleri teslim almanın aracı haline getiriliyor.

 

***

 

Türkiye için barışın anlamı nedir?

 

ABD, Irak’ı işgal etmiş, parçalamış, Suriye ve Türkiye’yi parçalama faaliyetlerine hız vermiş, “kara gücümüz” dediği PKK’yı ve IŞİD’i sahaya sürmüş..

 

Ergenekon ve Balyoz ile Türk Ordusundaki Atatürkçü damarın tasfiye edilmek istenmesi, “açılım” diye PKK’nın güçlendirilmesi bu yüzden değil miydi? “Ergenekon operasyonu olmasaydı açılımı yapamazdık” itiraflarını hatırlayınız.

 

O halde 1 Eylül’de amaç “emperyalizme, bölücülüğe ve gericiliğe karşı bütün milleti birleştirmek” olmalıdır.

 

***

 

HDP’nin çağrısı ile Türk Ordusu’nun PKK’yi tasfiye etmesine karşı oluşan “barış bloku”, ABD kontrolüne geçen “Kobani”ye destek de veriyordu. Atatürk ve bayrak düşmanı “sol” örgütler ve CHP de katıldılar buna. Şimdi CHP’nin bloktan uzaklaş- maya başladığını görüyoruz ki, akıllıcadır.

 

Dün 1 Eylül idi. Barış bloku yeniden harekete geçirildi.

 

KESK, DİSK, TTB ve TMMOB Başkanları, barış adıyla eylem çağrısı yaptılar.

 

“Barış” deyince, emperyalizme, ırkçılığa ve gericiliğe karşı çıkarlar sanmıştık.

 

1 Eylül deyince, ABD’nin BOP planına, mazlum ülkeleri parçalamasına karşı çıkarlar, Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü savunurlar sanmıştık.

 

Barış deyince, ABD’nin bölgemizden def olmasını isterler, planlarına alet olanları teşhir eder, onlara karşı mücadele ederler sanmıştık.

 

Heyhat!

 

Yıllardır ABD ve AB emperyalizmini dillendirmeyen bu sayın yöneticiler, bu kez ABD’den lütfen söz ettiler: “ABD gibi küresel emperyalist güçlerin isteği ve yönlendirmesiyle, uzun süredir Suriye ve Irak’ta savaş sürüyor. Çağdışı cihatçı IŞİD vb. örgütler en çok kadınların hayatını cehenneme çeviriyor, Ortadoğu halklarına dünyayı dar ediyor.”

 

Ya BOP planı?

 

Ya Irak, Suriye, Türkiye ve İran’ın parçalanma gayreti? Ya ikinci İsrail görevini vermek istedikleri ABD sömürgesi “Kürdistan”?

 

Ya ABD’nin “kara gücümüz” dediği PKK?

 

Hiçbiri, hiçbiri yok barış talebinde.

 

***

 

Canım kardeşlerim, sevgili KESK, DİSK, TTB ve TMMOB yöneticileri, neyi saklıyorsunuz? Suriye ve Irak’ta çıkarılan savaş, futbol maçı yüzünden miydi?

 

Türk Ordusu’nun PKK’yı tasfiye girişimi, “en tepedekinin iktidar saplantısı” yüzündenmiş.

 

Tepedeki değil miydi, BOP Eşbaşkanı olduğunu söyleyen?

 

Tepedekiler değil miydi, “Ergenekon ve balyoz operasyonları açılım içindi” diyen?

 

Atatürk’ü anlamaz, hatta ona düşman olur, Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyet birikimini görmez iseniz, her şeye işbirlikçilerin muktedir olduğunu sanacak kadar koparsınız gerçeklerden.

 

ABD’nin Türk Ordusu’nu düşman ilan edişini önemsemez, PKK’ya operasyonlara ABD ve AB’nin neden canhıraş şekilde karşı çıktığına kafa bile yormazsınız.

 

“Körün değneğini bellemesi” derler buna.

 

Bu sayın yöneticiler, PKK’ya siper olarak, ABD’ye destek olduklarının, emperyalizmin planlarının aleti haline geldiklerinin de farkında değiller.

 

Değiller ise büyük gaflet. Solculuğa alfabesinden başlamaları, örneğin DİSK’in Kuruluş Bildirgesini yeniden okumaları gerek.

 

Farkındalar ise, sadece millete değil, işçi sınıfına ve tabanlarına ihanettir bu.

 

Bu çizgi, kesinlikle milletin de tabanın da isyanına yol açacaktır. 

 

Değneği belleyenler bunu bile görmüyorlar.

 

Mehmet Akkaya