Silivri kuşatması! Savcılar mütalaayı okuyamadı

Silivri'ye akın eden yüz bini aşkın yurtsever, sabahın erken saatlerinden itibaren mahkeme salonuna girmek için uzun kuyruklar oluşturdu.

Mahkeme binasına girebilen yüzlerce yurtsever, duruşma salonunun kapısı önünde kuyruğa girdi. Yurtseverler, uzun süre kilitli tutulm...

Tarih:

Silivri'ye akın eden yüz bini aşkın yurtsever, sabahın erken saatlerinden itibaren mahkeme salonuna girmek için uzun kuyruklar oluşturdu.

Mahkeme binasına girebilen yüzlerce yurtsever, duruşma salonunun kapısı önünde kuyruğa girdi. Yurtseverler, uzun süre kilitli tutulması üzerine kapının açılması için tempo tuttu.

Duruşma öncesinde sivil görevliler tarafından, yurtseverlerin alkış tutmaması, ıslık çalmaması ve yüksek sesle konuşmaması aksi halde salonun boşaltılacağı uyarıları yapıldı.

Yurtseverler, tüm uyarı ve tehditlere karşın Ergenekon tutsaklarını miting havasıyla karşıladı. Salona ilk giren Aydınlık Gazetesi Yazarı Hikmet Çiçek oldu. Tutuklu yurtseverlerin girmesiyle hareketlenen duruşma salonunda coşku, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un görünmesiyle had safhaya ulaştı. Emekli Orgeneral Başbuğ salona, silah arkadaşları Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız ile aynı anda girdi. Ergenekon tutsakları, Türkiye sizinle gurur duyuyor ve Mustafa Kemal'in askerleriyiz sloganlarıyla karşılandı.

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, yurtseverlere "bu dava bugün başlıyor" sözleriyle hitap etti.

Mahkeme heyeti salona gelmeden önce görevliler, izleyicileri selamlayan tutsakları tek tek isimlerini anons ederek uyarması dikkat çekti.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin ilk işi ise izleyicileri tehdit etmek oldu. Özese kürsüdeki yerini alır almaz, "herkesi duruşmayı sessizce izlemeye" çağırdı. Başkan Özese, aksi halde duruşmaya izleyicisiz devam edecekleri tehditini savurmayı da ihmal etmedi.

Başkan Özese duruşmaya gelen evrakların listesini okuyarak açtı. Ardından celse arası aldıkları kararla 10 Aralık'ta birleştirilen iddianamenin okunmasına geçileceğini açıkladı.

Avukatlar bu duruma itiraz ederek söz isteseler de sonuç alamadılar. Mahkeme başkanı, tamamlanması gereken usül işlemleri olduğunu kaydetti.

Avukatlar söz alabilmek için yoğun bir çaba harcadı. Heyet bu taleplere seyirci kalınca, Vural Ergül'ün "savunma söz istiyor" çığlığı avukatların ortak sesi oldu.

Başkan Özese, Ergül'e salonu terk etmesini söyledi. Ancak Ergül, salondan ayrılmayacağını ifade etti. Özese de jandarma görevlilerine Ergül'ün salondan çıkartılması için talimat verdi. Jandarmaların, Ergül'e yönelmesi üzerine avukatlar, meslektaşının etrafında adeta etten duvar ördü.

Ergül'ün zor kullansalar da dışarı çıkmayacağını açıklaması üzerine mahkeme başkanı duruşmaya öğle arası verdi. Salon boşaltılması talimatına rağmen Ergül ve bazı meslektaşları duruşma salonunu terk etmedi.

Öğle arası mahkemelerde bugüne kadar pek rastlanmayan manzaralara sahne oldu. Robocop kıyafetli jandarma görevlileri duruşma salonuna girerek avukatlara yöneldi. Robocoplar; ellerinde jop, biber gazı ve başlarında kask ile avukatlara bir metre mesafede müdahaleye hazır halde tetikte bekletildi.

Avukatlara salondan ayrılmaları yönünde sert telkinlerde bulunan görevlilerin fiziki müdahalesine ramak kala, salon dışından sesleri duyan avukatlar ve milletvekillleri, izleyiciler ile beraber kilitli kapıyı kırarak içeri girdi. Yurtseverlerin son anda içeri girmesi Ergül'e ve meslektaşlarına fiziki bir müdahaleyi engelledi.

Hakimlerin İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve avukatlardan oluşan temsilcilerle yaptığı görüşmenin ardından, avukatlara söz verileceği tahaahüdü üzerine Vural Ergül, eylemini kendi isteğiyle sonlandırarak salondan ayrıldı.

Duruşma yeniden başladığında Başkan Özese, iddianamenin okunacağını açıkladı. Avukatlar itiraz ederek söz istedi. Başkan Özese itirazların reddedildiğini tutanağa kaydettirdi. Ve üye hakim Sedat Sami Haşiloğlu'ndan iddianameyi okumasını istedi.

Avukatların ısrarla söz istemesi üzerine mahkeme başkanı, herkese söz veremem diyerek talepleri reddetti. Ancak avukatlar bu durumun tutanağa kaydedilmesini isteyince başkan yazılı talepte bulunmalarını istedi. Avukatlar, yazılı taleplerinin de tutanağa aktarılmadığını ifade etti.

İtirazların devam etmesi üzerine sinirlenen mahkeme başkanı, yüksek sesle, kimseye söz vermiyorum diyerek herkesin yerine oturmasını istedi. Ancak bu tavır da tepkileri yatıştıramayınca başkan Özese, avukatlar adına Zeynep Küçük'e söz verdi. Küçük, robocop tehdidiyle yargılama yapıldığını vurguladı.

Dışarıdaki yüzbinlerden korktuğunuz için jandarma tehdidiyle, robocoplar eşliğinde yargılama yapmaya çalışıyorsunuz. Avukatları salonlardan atarak, kamuyu yok sayarak kamu adına yargılama yaptığınızı iddia ediyorsunuz.

Avukatların diğer söz alma talepleri kabul edilmedi, duruşmaya üye hakim Haşıloğlu'nun iddianameyi okumasıyla devam edilmek istendi. Ancak avukatlar ve milletvekilleri bu duruma seyirci kalmadı.

Alkışlı protestoların yükselmesi üzerine mahkeme başkanı Özese, dinlemek istemeyen dışarı çıksın sözleriyle avukatları azarladı.

Özese'nin tavrı protestoların daha da artmasına sebep oldu. Avukatlar ve milletvekilleri sıralara vurarak iddianamenin okunmasına tepki gösterdi.

Üye hakim Haşiloğlu, ısrarla iddianameyi okumaya çalıştı. Ancak salonun ses sistemi bile protestolar karşısında çaresiz kaldı. Haşıloğlu bile kendi sesini duyamadı.

Zamanla tutuklular da isyan ederek seslerini yükseltmeye ayağa kalkarak söz istemeye başladı. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da "yargılamayı görün" diyerek salonu terk etti.

Başbuğ'la beraber, emekli generaller Hurşit Tolon ve Hasan IIğsız da salonu terk etti.

Başkan Özese, avukatların sıralara vurduğunu, tutukluların yüksek sesle konuştuğunu tutanaklara geçirerek duruşmaya ara verdiğini açıkladı.

Aranın ardından başkan Özese, iddianamenin okunmasından vazgeçildiğini, duruşmaya gelen evrakların okunmasıyla devam edileceğini açıkladı.

Ancak avukatlar, yüzlerce sayfalık eklerin okunmasıyla iddianame okunması arasında bir fark olmadığını belirterek tepki gösterince onu da okuyamadılar.

Başkan Özese ayağa kalkan avukatları, salondan atmakla tehdit etti. Tehdit bir işe yaramadı. Avukatlar söz haklarını istemeye ve mahkemeyi protesto etmeye devam etti.

Başkan Özese, "yargılama yetkisi mahkemeye aittir, kimse buna engel olamaz sözleriyle avukatlara göz dağı verdi. Başkanın, avukatlar her duruşmada konuşmaz, ayrıca çok kalabalıksınız hanginize söz vereyim." sözleri de dikkat çekti.

Mahkeme başkanı, jandarma görevlilerine ayaktaki avukatların dışarı çıkarılması için talimat verdi.

Jandarmanın avukatlara doğru yönelmesine avukatların tepkisi ise hep beraber ayağa kalkmak oldu.

Bu durumu fark eden Başkan Özese, henüz jandarma avukatların yanına ulaşmadan, duruşmaya 4. kez ara verdi.

Aranın ardından söz alaran Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, iddia makamı olarak dosyadaki eksiklikler konusunda talepleri olduğunu belirtti.

Pekgüzel bugüne kadar 119 açık tanık, 23 gizli tanık ve gizli tanık iken kimliğini açıklayan 8 tanık olmak üzere toplam 150 tanık dinlenildiğini ifade etti. Pekgüzel, savunmanın talep ettiği tanıkların dinlemesinin dosyaya katkı sağlamayacağını iddia etti.

Pekgüzel, TBMM Başkanlığı’na yazı yazılarak TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporun istenmesini talep etti.

Duruşmaya avukatların konuşmaları ile devam ediliyor.