Doğu Perinçek'ten Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'e Armağan Kitap

Doğu Perinçek, Türk-Alman dostluğunun aydınlanmadaki buluşmasını vurgulamak amacıyla Almanya Cumhurbaşkanına Goethe’nin eserini hediye etti.

Tarih:

1/2
2/2

Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Almanya’nın yeni göreve başlayan Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e yolladığı kutlama mesajıyla birlikte Goethe’nin West-Östlicher Divan adlı şaheserinin Almancasını da armağan olarak yolladı.

 

Türkçe başlığı Batı-Doğu Divanı olan Goethe’nin bu kitabı, Federal Almanya Cumhurbaşkanı’na Türk motifleriyle süslü el işçiliği ürünü deri bir kapak içinde sunuldu.

 

Aydınlık Gazetesi, Genel Başkanımız Doğu Perinçek'e, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’e niçin Goethe’nin “Batı-Doğu Divanı” adlı eserini armağan ettiniz diye sordu. Perinçek’in yanıtı şöyle:

 

 

GOETHE’NİN “BATI-DOĞU DİVANI” ADLI ŞAHESERİ

 

Goethe, 1749 yılında doğdu ve 22 Mart 1832 günü hayata gözlerini yumdu.

 

“Batı merkezli bakış açısına göre, “Ortaçağ” karanlıklar dönemidir. Oysa Ortaçağ’da Doğu’ya bakarsak, aydınlanmanın ilk ışıkları görülür. İşte Goethe, 18 ve 19. yüzyılda Doğu’daki ışıkla aydınlanan büyük Batılılardandır.

 

“Goethe, biz Türkler için Batı Aydınlanmasının doruklarındandır. Ama onun kaynağındaki Doğuya pek ilgi duymamışızdır. Oysa Goethe için de Doğu ışıktır (Oriente est Luxus). Güneş, Goethe’nin yaratıcı dünyasında da doğudan doğuyordu.

 

“Goethe, Almanların en büyük düşünürü ve şairidir. Ancak O’nun şaheseri olarak kabul edilen West-Östlicher Divan, Almanlar içinde o kadar rağbette değildir. Türk-Alman dostluğu, Goethe’nin Doğudan aldığı ışığı güncelleştirecektir.

 

“Goethe’yi Goethe yapan kaynaklar arasında, Firdevsî, Mütenebbî (El Kındî), Hafız, İbn Tufeyl, Feridüddin Attar, Kays, Cami, Mevlana Celaleddin Rumî, hatta şaşıracaksınız Muhteşem Süleyman’ın Şeyhülislamı Ebussuud Efendi gibi Doğulular da vardır.

 

 

ŞERİATA SIĞMAYAN

İSLAM MEDENİYETİ

 

“Goethe’nin kaynağındaki Doğu, yobazın ve madrabazın Doğusu değildir, güneşi her sabah yeryüzüne armağan edenlerin Doğusudur.

 

“Goethe’nin kaynağındaki İslam medeniyeti, Şeriat sınırlarına sığmayan, Özgürlükçü ve Aydınlanmacı Doğu’nun filozof ve şairleridir.


GOETHE’NİN HAZRETİ MUHAMMED’İN

ERDEMLERİNE HAYRANLIĞI

 

“Goethe, taassuba, yobazlığa ve zorbalığa meydan okuyan Büyük Doğululara ilgi duymuştur. Bu ilgi, Hazreti Muhammed’in Mekke yobazlığına karşı boyun eğmeyen faziletli mücadelesine hayranlıkla başlar. Hazreti Hatice, Hazreti Fatma ve Hazreti Ayşe, Firavun’un karısı Asiye ve Hazreti Meryem ile birlikte, Goethe’nin âşık olduğu kadınlardır.

 

“Goethe’nin ilk basımı 1819 yılında yapılan Batı-Doğu Divanı doruktaki eserlerindendir ve Türkçemizde de yayımlanmıştır.

 


GOETHE’NİN HAKANLARI

 

“Hangi şaire sorsanız, Dünyanın en büyük şairi kendisidir. Oysa “Şairi Azam” kimdir diye Goethe’ye sorarsanız, size şu cevabı verecektir:

 

Doch Ferdusi, Motanabbi

Allenfals der Kaiser sein.


Türkçesi:

Elbette Firdevsi ve Mütenebbi

Herhalde hakandır


“Yobazların Tûs şehrinde Müslüman mezarlığına gömdürmedikleri Firdevsî ve yine yobazların zındıklıkla suçladıkları Mütenebbi (El Kındî), Goethe’nin gözünde yeryüzü şairlerinin imparatorlarıdır. Onların yanına, yine Goethe’ye göre Hafız’ı da koyunuz.


“Goethe, yobazların ellerine geçirdikleri zaman yaktıkları o büyük şairlere özenmiş, onları örnek almıştır. Onları, yeryüzü edebiyatının en büyükleri olarak görmüştür. Bu, bir yorum değildir, kendi şiiriyle kayda geçmiştir.

 


MUTEZİLE’NİN AKLINDAKİ KURTARICI

 

“Goethe, İslam Ortaçağının akılcı, doğacı filozoflarından beslenmiştir. Goethe, hem Kur’an’a büyük hayranlık duymuştur, hem de Kur’an’ı yaratılmış olarak gören Mutezile akımının ışığından beslenir ve İslam filozoflarının Akılcılığını şöyle şiirleştirir:


Dich vermag aus Glaubensketten

Der Verstand allein zu retten

 

(Seni iman zincirinden kurtaracak kudret

Yalnız ve yalnız idraktir)


“Goethe, İslam dünyasındaki felsefe tartışmasında açıkça taraf olmuş, düşünceye ve insanlığa zincir vuran yobazlığa karşı, yobazların “zındık” diye suçladıkları Mutezile’den el almış, ışık almıştır. Başka deyişle yüzyıllardır İslam dünyasında kendi aydınlanma kaynaklarını görmezden gelenlerin yapmadığını yapmıştır.

 


YALNIZ GOETHE Mİ

 

“Yalnız Goethe mi? Mozart ve Beethoven gibi büyük besteciler, Lessing, Herder, Hegel gibi büyük Alman düşünürleri, İslam Ortaçağındaki kaynaklara yöneldiler.

 

Ernst Bloch’un Das Materialismusproblem, seine Geschichte und Substanız (Materyalizm Problemi, Tarihi ve Cevheri ) adlı kitabı içindeki Avicenna und die aristotelische Linke (İbn Sina ve Aristocu Sol) başlıklı çalışması da İslam Ortaçağının Avrupa aydınlanması üzerindeki etkilerini inceleyen önemli bir çalışmadır.

 

“Türkleri ve Doğuluları hor gören ırkçılığa karşı niçin Goethe, Hegel, Herder, Lessing, Mozart ve Beethoven gibi büyük Alman düşünür ve sanatçılarının Doğudaki kaynaklarını hatırlamıyoruz? Goethe’nin West-Östlicher Divan bu açıdan çok önemli bir kaynaktır.

 

“Ayrıca Katharina Mommsen’in şu incelemesini de okumaya ve yaymaya ne dersiniz:

 

“Die Türken im Spiegel Von Goethes Werk (Goethe’nin Eserinin Aynasında Türkler) In: Goethe Jahrbuch, Bd. 112, Weimar 1995, s. 243-257.

 

 

TÜRK-ALMAN DOSTLUĞUNU

BESLEYEN KAYNAKLAR

 

“Günümüz dünyasında Alman-Türk dostluğu iki millet için de gerekli. Bu dostluğu besleyen tarihsel tecrübeler var: aynı zamanda kültürel kaynaklar da var. Bunlardan belki de en önemlisi, Goethe’nin Batı-Doğu Divanı adlı eseridir.

 

“Goethe’nin bu eserinde, Doğu Uygarlığının ışığı ile Devrimci Batının aydınlığı buluşmuşlardır. Emperyalist Batı’nın ve yobaz şarkın karanlığı gericilerindir ama Medeni Doğunun ve Devrimci Batının aydınlığı bizimdir.

 

“Türk-Alman dostluğunun aydınlıktaki buluşmasını vurgulamak amacıyla Almanya Cumhurbaşkanı’na Goethe’nin Batı-Doğu Divanı adlı eserini armağan ediyoruz.

 

“Sayın Steinmeier, mektubumda da belirttiğim üzere, biz Türkleri en iyi, en yürekten anlayacak olan Almandır.”

TÜRKÇE MEKTUP

 

 


27 Mart 2017

 

Sayın Dr. Frank-Walter Steinmeier,
Federal Almanya Cumhurbaşkanı

 

Sayın Cumhurbaşkanı,


Almanya’nın Dünyaya umut ve cesaret veren Cumhurbaşkanı olarak seçilmenizi yürekten kutlarım.


Sizin Federal Almanya Cumhurbaşkanı seçilmeniz, Dünya barışının güvencesi olan Çok Kutuplu Dünya için mücadeleyi güçlendirmiş ve Avrupa-Asya Birliği’nin, başka deyişle Avrasya’nın insanlığa kazandıracağı değerler için yürütülen çalışmalara yeni bir ufuk getirmiştir.


Alman dostluğu, Türk milletinde kuşaktan kuşağa gelen bir mirastır. Sizin bu mirasa değer verdiğinizi biliyoruz ve size güveniyoruz.


Bizim Büyük Şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca, Batı Acısı (Westschmerz) kitabında Türklerin Almanlara karşılıksız aşkını şu iki dizeyle dile getirmiştir:


Almanlar makinaları sever


Biz Almanları severiz


Siz, yalnız makinaları değil Türkleri de seven Almanların önderi olarak bizim sevgimize karşılık veriyorsunuz. Mutluluk duyuyoruz.


Dünyayı aydınlatan büyük düşünür Goethe’nin West-Östlicher Divan’ında bir uygarlık iklimi olarak Doğuya ve Türklere gösterdiği bilinçli ilgiyi canlandırmanızı umut ediyoruz.


Cesaretinizle, emekçi karakterinizle, Doğu halklarının devrimci birikimine, bu bağlamda Atatürk’e verdiğiniz değerle ülkelerimiz arasındaki geleneksel dostluğa ve insanlığın geleceğine büyük katkılarda bulunacağınıza güveniyoruz.


Türkiye’den başarı dileklerimizi ve dayanışma duygularımızı yollar, saygılar sunarız.



Dr. Doğu Perinçek
Vorsitzende der Vatan Partisi
(Patriotische Partei der Türkei)

ALMANCA MEKTUP

 

Ankara, 27.03.2017


Sehr geehrter Herr Dr. Frank-Walter Steinmeier,
Sehr geehrter Herr Bundespräsident,

Ich gratuliere Ihnen vom Herzen zu Ihrer Wahl zum Bundespräsidenten Deutschlands, welche der Welt Hoffnung und Mut gibt.

Ihre Wahl zum Bundespräsidenten Deutschlands hat die Bemühungen für eine multipolare Welt, die Garantie des Weltfriedens, gestärkt. Sie eröffnet einen neuen Horizont zur Entwicklung von Werten für die Menschheit mittels der Einheit von Europa und Asien, mit anderen Worten mittels der Einheit Eurasiens.

Die Freundschaft zu den Deutschen ist für die Türkische Nation ein Erbe, das von Generation zu Generation weitergegeben wird. Wir wissen, dass Sie diesem Erbe große Bedeutung beimessen, und wir vertrauen Ihnen.

Unser großer Dichter Fazıl Hüsnü Dağlarca beschreibt in seinem Buch Westschmerz (Batı Acısı), die unerwiderte Liebe der Türken zu den Deutschen mit dem folgenden Zweizeiler:

Die Deutschen lieben die Maschinen
Wir lieben die Deutschen.


Sie, als Staatsoberhaupt der Deutschen, das nicht nur die Maschinen sondern auch die Türken liebt, erwidern unsere Liebe. Wir erfreuen uns und sind daher glücklich.

In Anlehnung an den großen Denker Goethe, der die Welt aufklärte, der in seinem Werk West-Östlicher Divan im Rahmen eines Zivilisationsklimas sein bewusstes Interesse für den Osten und für die Türken bekundete, erhoffen wir, dass Sie dieses Interesse wiederbeleben.



Mit Ihrem Mut, mit Ihrem volksnahen Charakter, mit dem Respekt, den Sie den Völkern des Ostens und in diesem Zusammenhang Atatürk entgegenbringen, vertrauen wir darauf, dass Sie für die historische Partnerschaft und Freundschaft zwischen unseren Ländern sowie für die Zukunft der Menschheit große Beiträge leisten werden. Aus der Türkei wünschen wir Ihnen Erfolg, bekunden unsere Solidaritätsgefühle und bringen unseren Respekt entgegen. 

 


Dr. Doğu Perinçek
Vorsitzender der Vatan Partisi
(Patriotische Partei der Türkei)