Trabzon, Giresun, Ordu ve Samsun fındık kabuğundan nasıl çıkar

"Ekonomide de her çözümün başı bağımsızlık. Üretim Devrimi zorunlu. Devletin ve özel girişimin işbirliği şart..."

Trabzon’da Ticaret Borsası Salonu’nda toplanan Kurultay’ı Gazeteci-Yazar Murat Taşkınkısa yönetti. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürdoğan, Ulusal Fındık Konseyi Başkanı ve Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Sebahattin Arslantürk ile Türkiye ve bölge ekonomisini konuştuk. Ordu’da kurultayımızın yöneicisi gençliktendi: TGB Başkanı Nefise Işık. Bu güzel kentimizde yine bölge ekonomisini çok iyi bilen üretici önderleriyle buluştuk. Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, Fındık Sen Genel Başkanı Kutsi Yaşar, Tek-Gıda İş Ordu Şubesi Başkanı Ali Öner ve Ziraat Odası Eski Başkanı Onur Şahin bizleri aydınlattılar. Kurultaylarda çiftçi ve işçiden sanayici ve tüccara kadar çok güçlü bir görüş birliği oluştu. Ekonomide de her çözümün başı bağımsızlık. Üretim Devrimi zorunlu. Devletin ve özel girişimin işbirliği şart. Bu programı hayata geçirmek için, Üreticilerin Hükümeti, başka deyişle Millî Hükümet, Türkiye’nin önündeki başlıca siyasal gündem.

 

 

DÜNYA BİRİNCİSİNİN GÜNDEMİ

 

Doğu Karadeniz’de ekonomi deyince, fındık elbette öncelikli konu. Bölgenin en önemli geliri, herkesin bildiği gibi bu lezzetli ve besleyici ürünümüz. Türkiye, dünya fındık üretiminde birinci. Günümüz gerçeği bu. O nedenle denebilir ki, Doğu Karadeniz ekonomisi, bugün fındık kabuğunun içindedir. Türkiye’nin fındık konusunda yapabileceği çok büyük atılımlar var. İhtiyarlayan ağaçları gençleştirebilir, verimliliği artırabilir, dışsatım gelirini iki kat yükseltebilir, dış pazarını genişletebilir, fındığı işleyerek sanayi ürünü haline getirebilir ve katma değeri büyütebilir. Fındığın önemi ortada.

 

 

ASYA’NIN KARADENİZ KAPISI

 

Ancak Karadeniz’e kıyı olan Trabzon, Giresun ve Ordu illerimizin ekonomisini fındık kabuğunun içine hapsedemeyiz. Karadeniz’de vatan, yalnız Anadolu toprağı değil, Mavi Vatanımız var. Bu fırtınalı denizimiz, önümüzdeki gelecekte dünya ticaretinin ve aynı zamanda her alanda rekâbetin odakları arasında sayılıyor. Karadeniz, artık kıyı ülkeleri arasındaki ticaretin ve ulaşımın ötesinde bir dünya denizi. Karadeniz limanları, yalnız Türkiye’nin limanları değil, aynı zamanda Asya’nın deniz kapıları. Bizim Karadeniz limanlarımız, İran’ın, Batı Asya’nın, hatta Çin’in de limanları olabilir. Çin’den gelen İpek Yolu, Karadeniz’e bizim limanlarımızdan çıkar.

 

 

KARADENİZ’İN UFUKLARI

Trabzon ve Ordu’daki Ekonomi Kurultaylarının gündemine Karadeniz’in dünya ekonomisi, siyaseti ve jeopolitiğindeki önemini getirdik. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin seçkin bilim adamı Prof. Dr. Kemal Üçüncü de, Trabzon Kurultayındaki stratejik katkılarıyla bölgenin ufkunu açtı. Toplantılarda ve söyleşilerde Karadeniz’in ufuklarındaki zenginlikleri araştıran çalıştaylar düzenlemeyi kararlaştırdık.

 

MAVİ VATANIMIZI VATAN YAPMAK

 

Fındığın üretim sınırı, Anadolu karasının sınırında bitiyor. Ancak Karadeniz kıyıları bizi yepyeni iklimlere açıyor. Karadeniz, Kafkaslar ve Hazar Denizi bölgesinin stratejik ağırlığı her geçen gün artmaktadır. İran ve Hazar petrollerinin, Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan enerji hatlarının, Çin’den bütün dünyaya açılan İpek Yolu’nun Karadeniz kapısı, bizim limanlarımızdır. Elbette Mavi Vatanımızı vatan yapma koşuluyla. Gözlerimizi Karadeniz ufuklarına çevirdiğimiz zaman, Türkiye ekonomisi için büyük olanaklar görüyoruz.

 

 

MAVİ VATAN BELEDİYELERİ

 

İşte Mavi Vatanımızdan enginlere bakarak, Vatan Partisi’nin Yerel Seçimler Bildirgesi’ne şöyle yazdık: “Vatan Partisi, kıyı kentlerimizde ve beldelerimizde Mavi Vatan belediyeleri kuracaktır. Trabzon, Giresun, Ordu ve Samsun, fındık kabuğundan çıkarılacak, Çin’den İran’a kadar Asya’nın ve İpek Yolu’nun Karadeniz limanları haline getirilecektir.” Ne kadar gerçek, ayrı bir konu. Ancak Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karada yürüttüğünü söyler, gurur duyarız. Altı yüz yıl sonra gemilerimizi denizde yürütmek daha kolay değil mi?

 

 

DÜZELTME:HAREKÂT VE HAREKET

 

Dün yayımlanan 30 Ocak 2019 günlü Rota’da, Doğu Türkistan İslamî Hareketi’nin adını yanlışlıkla Doğu Türkistan İslamî Harekâtı diye yazdık. Bilindiği gibi harekât, operasyon anlamındadır. Hareket ise, bir cismin yerini değiştirmesi, eylem, devinim, batı dillerinde aksiyon anlamına gelmekle birlikte, kimi siyasal akım ve örgütlenmeler de bu kavramla adlandırılmaktadır.

 

 

İKİNCİ DÜZELTME:10 ARALIK HAREKETİ

 

Doktor Bülent Sakızlıgil yine imdadıma yetişti. Dünkü yazımızda CHP’yi yönlendirdiği öne sürülen grubun 10 Haziran Hareketi olduğunu yazmıştık. 10 Aralık Hareketi olacak