Doğu Perinçek: Tuncelime dokunmayın! Tuncelime dokunamazsınız!

Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu’nun 29 Aralık 2013 Tarihli Tunceli Kararı

Tunceli isminin Dersim olarak değiştirilmesi, Cumhuriyet Devrimini yıkma faaliyetinin en kritik girişimidir.

 

Tunceli, yalnız etnik düzlemde değil, mezhepsel düzlemde bölünmenin de odağı olarak görülmektedir.

 

Emperyalistler, Türkiye’nin Kürt nüfusunu, Dersim kampanyasıyla bölücülükte birleştirmek istiyorlar. Yalnız bölücülükte değil, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığında da birleştirmek istiyorlar.

 

Dersim, karşıdevrimci güçler tarafından Kemalist Devrimin zayıf noktası olarak değerlendiriliyor. Katliam suçlamalarıyla Tunceli’nin Alevi halkı ve genel olarak Türkiye’deki Alevi kitlesi, Kemalist Devrime düşman konumlara sokulmak isteniyor.

 

Cumhuriyet yıkıcıları, Dersim harekâtını cumhuriyetin “budağı” olarak görüyorlar. Bu açıdan Dersim kampanyası, Kemalist Devrime yöneltilen en kritik saldırıdır.

 

 

GÖĞSÜMÜZ TUNCELİ’YE SİPER

 

Tunceli’ye göğsümüzü siper edemezsek, Kemalist Devrimi ve Atatürk’ü anlayamaz ve Cumhuriyeti de savunamayız.

 

Atatürk’ün Tunceli harekâtı, Kemalist Devrimin Ortaçağ kurum ve ilişkilerine karşı en kritik, en önemli ve doğrudan mülkiyet ilişkilerine yönelik en temel harekâtıdır.

 

Dersim harekâtı, Cumhuriyetin feodal ilişkilere karşı en köktenci, en kararlı mücadelesidir.

 

Bu harekâtın, etnik ve mezhepsel boyutları, zaaf nedeni değil, kararlılık nedeni olmalıdır. Çünkü cesaretin zorlaştığı düzlem orasıdır.

 

 

KÜRDÜMÜZÜ CUMHURİYETE KAZANMAK

 

Tunceli’nin Dersim yapılması, bir isim değişikliği değildir; milleti bölme ve Cumhuriyeti yıkma sürecinin söz yerindeyse kesin sonuca yönelik hamlesidir.

 

“Kürdü kazanmak” gerekçesiyle bölücülüğün peşine takılmaya kadar varabilecek anlayışlar kabul edilemez.

 

Kürdü kazanmak için bölücü olmak, halkı kazanmak için dinci olmak formülleri ilerici saflarda vardır. Kürdü nereye kazanacağız, Cumhuriyete mi, Cumhuriyet yıkıcılığına mı? Dersim politikası, Kürdü bölücülüğe ve Cumhuriyet yıkıcılığına kazanır.

 

Türkiye’de ABD emperyalizmine direnen esas güç, Türk milleti kimliğini benimsemiştir. Kürt yurttaşlarımızın önemli bir bölümü, ne yazık ki, PKK’nın, AKP’nin ve dinci güçlerin denetimi altındadır. Kürdü kazanmanın yolu, öncelikle Türk milletiyim diyen, büyük halk çoğunluğunu kazanmaktan geçiyor. Türkü kazanırsak, Kürdü kazanırız. Önceliği “Kürdü kazanma”ya verirsek, kazandığımız Türkü de kaybederiz ve Kürdü hiç kazanamayız.

 

 

HEDEFLERİNDE ATATÜRK VAR

 

Tunceli’nin Dersim yapılmasına suskun kalırsak, PKK yanında MHP’yi de güçlendirmiş olacağız. Milletin birliğini ve Cumhuriyeti tek başına savunma mevzisini MHP’ye teslim ederiz. O zaman halkımızı MHP’nin kucağına kendi elimizle itmiş olacağız.

 

Dersim konusundaki yanlış, herhangi bir yanlış değildir; Türkiye’nin bölücülükle ve cumhuriyet yıkıcılığıyla savaştığı bir dönemde, en temel yanlıştır.

 

Tunceli’yi Dersim yaptıktan sonra atacakları adım, Atatürk’ü “Kürtlerin ve Alevilerin katili” ilan etmektir.

 

Eğer Tunceli’yi Dersim yapabilirlerse, ne millet kalır, ne cumhuriyet kalır, ne de Atatürk kalır.

 

Burada ikircikli olanlar, mücadelenin kenarına düşer. Kararlı olanlar ise, milletin önderi haline gelir.

 

Tunceli, Cumhuriyettir. Dersim Ortaçağdır.

 

Tunceli birliktir. Dersim bölünmedir.

 

Tunceli’ye dokunan Atatürk’e dokunur.

 

Tuncelime dokunmayın!


Tuncelime dokunamazsınız!