Doğu Perinçek: Taşlaşan nefret

Ermernistan yönetimi, Şirak kentine Soğomon Tehliryan’ın anıtını dikti. Anıtta Talat Paşa’nın başı Tehliryan’ın ayaklarının altına konmuş. Cihan Savaşında İngiltere’nin, Fransa’nın ve Rus Çarlığı’nın piyonu olarak savaşmaktan utanmayanlar, emperyalistlerin silahlarıyla başaramadıklarını yontucunun çekiciyle başarmaya kalkmışlar. Sözüm kardeş Ermeni milletine değil, o milletin ve insanlığın tarihini lekeleyenlere.

 

 

DEVRİMCİNİN BAŞI TERÖRİSTİN AYAKLARI ALTINDA

 

Tehliryan, Vatan ve Hürriyet Kahramanı Talat Paşa’nın katili. 15 Mart 1921 günü Berlin’de Talat Paşa’yı sırtından vurarak tarihe geçmişti. Tehliryan, dünyanın yedi ikliminde bir teröristtir. Onun yaptığı eyleme, yedi iklimde cinayet deniyor. Tehliryan, akıl hastalığı raporu olan bir canidir.

 

Talat Paşa ise, dünyanın yedi ikliminde, 1908 Hürriyet Devriminin önderlerindendir. 1908 Devrimimiz, Ezilen Dünyada olsun, kapitalizmin geliştiği ülkelerde olsun, Asya Çağının kapısını açan devrimler arasında anılır.

 

Talat Paşa’nın şehit edilmesi, Mazlumlar Dünyasına karşı bir Atlantik cinayetidir. Ermenistan devleti, bugün o heykeli dikerek, Cihan savaşındaki mevzisini koruduğunu ilan ediyor. Oysa Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin 1923 Taşnak Partisi Kongresine sunduğu ünlü rapora bir göz atsalar, insanlığın yüzüne bakamazlar (Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok, Kaynak Yayınları, Birinci basım, İstanbul 2006)

 

 

EMPERYALİZMLE İŞBİRLİĞİ TARİHİ

 

Emperyalizme karşı bağımsızlık ve hürriyet için savaşmış kahramanları olmayanlar, ancak canilerin heykelleriyle kendilerine tarih üretirler. Ermeni Devlet adamı Karinyan’ın çok önemli bir saptaması var: “Ermeni Milliyetçiliğinin tarihi, baştan sona emperyalizmle işbirliği tarihidir.” (A. B. Karinyan, Ermeni Milliyetçi Akımları, Kaynak Yayınları, Birinci basım, İstanbul 2006)

 

Berlin’in Hardenberg sokağının köşesinde emperyalizme karşı savaş kahramanını sırtından vurmak, bir kahramanlık değil, emperyalizme cinayet hizmetidir.

 

O heykel, aynı zamanda bir namus intiharıdır. Dünün Asya mazlumlarının bugün yeni uygarlığın öncüleri olduğu bir çağda, Ermeni tarihini emperyalizm mirasına kilitleyenlerin yaptığı iş, intihardan başka nedir?

 

Her büyük savaşta, kendisini emperyalist dünyaya bağlayan Ermeni Milliyetçiliği, kendi mazlum halkına yenilgiden, perişanlıktan, zilletten, ve ölümden başka ne vaat ediyor?

 

 

ANTRANİK’İN BAŞINI AYAK ALTINA KOYSALAR

 

Türkiye’de hiç kimsenin aklına Ermeni Generali Antranik’in başını Mehmetçiğin ayakları altına koymak gelmiyor. Gelmez! Şimdi kaynağını bulacak zamanım yok, ancak bulur ve bu köşede yayınlarım. Birinci Cihan Savaşının sonrasında Türkiye’ye karşı savaşan Ermeni Generali Antranik hakkında Atatürk’ün övücü sözleri vardır. Bizim gururumuz, karşımızdaki güçleri aşağılamakla değil, onların savaş meydanlarında yere düşürdükleri bayraklarını yerden kaldırarak inşa edilmiştir.

 

İki yüzyıldır emperyalizme karşı savaşan bir milletin hayat kaynağı nefret değildir, bağımsızlıktır ve hürriyet mücadelesidir. Türkiye’deki anıtlara bakınız, ayak altında olan hep emperyalizmdir.

 

Türkiye’nin imparatorluk ve devrim geleneği, halkları bir arada yaşatma birikimidir. Ermeni vatandaşlarımız da bu birikimi paylaşarak gururla yaşarlar.

 

 

NEFRETLE YAŞAYANLAR

 

Bu anıt, bir kahramanlık anıtı değildir, bir nefret anıtıdır. Emperyalizme karşı savaş kahramanlığı olmayan Ermeni Devleti nefretle ve kinle yaşatılmak isteniyor. Oysa nefret, bir hayat kaynağı değildir. Nefret, her zaman ölüme giden bir yoldur. Hayat, olumlu kaynaklardan beslenir. Olumsuzluktan ise ancak olumsuzluğun ve ölümün karanlık yollarına düşülür.

 

Sağduyu sahibi, vatanını ve milletini seven bütün Ermenilere ve insanlığa soruyoruz: Nefreti taşlaştırmak kimin marifetidir, kimin sanatıdır? Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Rusya ve İran’ın komşusu olan Ermenistan, o coğrafyada nefretle yaşayabilir mi? Nefret, hangi yoksul Ermeninin karnını doyuracak, sırtını giydirecek ve ona gurur duyacağı şerefli bir hayat sağlayacaktır?

 

 

İNSANLIĞIN HÜMANİST BİRİKİMİ

 

Öğrendiğime göre, o anıtı 2015 yılında ilk diktikleri zaman, Ermenistan’ın Şirak Belediye Başkanı, Talat Paşa’nın başının ayak altına konmasını önlüyor. “Bunu Avrupa’ya anlatamayız” diyor. Şimdi Talat Paşa’nın emperyalizme karşı dimdik duran başı, o taş yığınında ayak altına konuyor.

 

Her olayda “Avrupa’ya anlatma” sorumluluğuna bağlanmayı bir kenara bırakıyoruz. Ancak nefret, bugün bir dünya değeri değildir. Avrupa’nın Hümanist Devrimci birikiminde de nefretin yeri yoktur. Ama en önemlisi bu Mazlumlar Coğrafyasında bütün namuslu ve insancıl Ermenilerin de paylaşacağı üzere nefretle kazanılacak olan, yalnız düşmanlıktır, derin acılardır ve kandır.

 

Bir Mazlum Millet Devrimcisinin, bir Hürriyet Kahramanının, bir Türk Vatanseverinin başı ayak altında kalmaz. Bunu herkes bilir. İşte Dünya Azerbaycanlılar Platformu toplantısında, eylem kararı alınmıştır. Vatan Partisi Öncü Gençlik örgütü eyleme başlamıştır.

 

Taşlaşan nefret, orada duramaz. Buna namuslu Ermeniler de izin vermez.

 

 

KİTAPLAR

OVANES KAÇAZNUNİ, Taşnak Partisi’nin Yapacak Bir şey Yok, Kaynak Yayınları
OVANES KAÇAZNUNİ, Taşnak Partisi’nin Yapacak Bir şey Yok, Kaynak Yayınları
KARİNYAN, Ermeni Milliyetçi Akımları, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006
KARİNYAN, Ermeni Milliyetçi Akımları, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006