Doğu Perinçek: Sultan Abdülhamit’in yabancı bankalardaki milyonlarca altını

Abdülmecit, Abdülaziz ve II. Abdülhamit’in saltanat yıllarındaki Tanzimat ekonomisi ülkeyi borca batırmış. En sonunda Sultan Abdülhamit, 1881 yılında Muharrem Kararnamesini çıkartarak, ülkede vergi toplama yetkisini yabancı büyük devletlere teslim etmiş. Düşünün devletin asker toplamaktan sonraki en önemli yetkisi emperyalistlere devrediliyor. Osmanlı devletinin devletsizleştiği, başka deyişle sömürgeleştiği süreç.
 

 

TERS ORANTI YASASI

 

Devlet borç batağında çırpınıyor ve halkın büyük çoğunluğu fakrü zaruret içinde inliyor,  ancak II. Abdülhamit’in yabancı bankalardaki serveti büyüyor da büyüyor. Ulu Hakan’a ulu servet yakışır elbette. Halk ne kadar yoksullaşırsa, saltanat sahipleri de o kadar ululaşıyor. Buna Halkın yoksulluğu ile Saltanatın ululuğu arasındaki ters orantı yasası adını verebiliriz. 
 

 

ULU HAKANIN ULU SERVETİ

 

Damadı Şerif Paşa’nın Paris’te yayımlanan hatıralarından öğreniyoruz ki, Abdülhamit’in Osmanlı Bankası’ndaki büyük servetinden başka, Deutsche Bank, Deutsche Orientbank, Swissbank, Kredi Lione gibi yabancı bankalarda kişisel serveti var. Darphane’de basılan Hamidi denen altınlardan “Hiç kullanılmamış olanlar” yüzerlik “sucuklar” halinde ve onarlık destelerle Deutsche Bank ve Deutshce Orient Bank’a teslim edilmiş. Halk yiyecek ekmek telaşındayken, Ulu Hakan sucuk sucuk altınları binlik desteler halinde yabancı bankalara yatırmış. Yalnız Deutsche Bank’taki parası 1 000 080 000 altın. Yazıyla: Bir milyon seksen bin altın (Cemal Kutay, Tarih Sohbetleri 3, İstanbul, Kasım 1966, s.107). 

 

Asıl servetinin hesabı ayrı, Abdülhamit’in yalnız Deutche Bank’taki altınları, bugünün parasıyla 1 Milyar Türk Lirası ediyor. Ancak bu parayı o zamanın millî geliri içindeki payıyla, o zamanın servetleriyle karşılaştırarak değerlendirebiliriz. Bu konuda Prof. Dr. Zafer Toprak’ın Millî İktisat kitabına bakabilirsiniz.  Şükrü Server Aya ağabeyimiz, sağolsun yazdığı mektubunda, Sultan Vahdettin’in Türkiye’den 5 bin altın kişisel servetiyle ayrıldığına dikkat çekiyor. Abdülhamit’in yalnız Deutsche Bank’taki parası Vahdettin’in servetinin 216 katı oluyor. 
 

 

BORSADAN KAZANILAN “HELÂL” PARALAR

 

İslamcı Padişah Abdülhamid borsada oynuyor. Yine Şükrü Ağabeyimiz, Sultan Hamit’in bir kısım servetini borsadan kazanmış olabileceğini belirtiyor. Borsa simsarlarıyla ilişkisi, “Ulu Hakan”ın faziletleri arasında olsa gerek. Abdülhamit’in milyonlarca altınlık servetinin helâl mi haram mı olduğu konusundaki tartışmayı İslamcılık iddiasındaki hayranlarına bırakıyoruz. 

 

Abdülhamit, Deutshce Bank’taki bir milyondan fazla altınını tahttan indirildikten sonra İkinci ve Üçüncü Ordulara terk etmek zorunda bırakılıyor.  Mahmut Şevket Paşa’nın isteği üzerine 4 Temmuz 1909 tarihini taşıyan bir mektup veriyor. Abdülhamit’in Deutsche Bank dışındaki serveti de Avrupa bankalarından Selanik’e getirilmiş, ancak onlara elkonmuyor. 
 

 

HAZRETİ MUHAMMET’İN HADİSİ

 

Bu nasıl vicdan ve bu nasıl hamiyettir?

 

Millet savaşlar ve yokluklar içindeyken, yabancı bankalarda faize yatırılan milyonlarca altının İslam vicdanı ve İslam ahlâkı içindeki yeri nedir?

 

Hazreti Muhammet,  bir hadisinde şu büyük hakikati dile getirmişti: ‘Yöneticileri zengin olan kavimler yoksulluk içinde yaşar. Yöneticileri fakir ölen kavimler ise, mutluluk içinde yaşar.’ 

 

 

Doğu Perinçek / 25 Eylül 2016, Aydınlık