24 Haziran 2018 Seçim sonuçları, seçmen çoğunluğunun teröre karşı mücadelede kararlı duruşunu ortaya koymuştur. Bu duruş, kuşkusuz aynı zamanda dış tehditlere karşı kararlılığı da ifade ediyor. Buna karşılık CHP ve dolaylı olarak İyi Parti ve Saadet Partisi, HDP/PKK’yı Meclise taşıyarak iç cepheyi bölmüşlerdir. Umarız ders çıkarılır.
ÖNÜMÜZDEKİ SORUNLAR
Önümüze baktığımız zaman, öncelik sırasına göre şu sorunları görüyoruz:
1.Ağırlaşan ekonomik bunalım.
2.Suriye ve Irak’ın kuzeyinde şu veya bu ölçüde varlığını koruyan Bölücü Terör ve arkasındaki ABD ve İsrail tehdidi.
3.Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs’ta Mavi Vatanımız üzerindeki egemenliğimize ve doğal kaynaklarımıza yönelen ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs tehdidinin yoğunlaşması.
4.Laikliğin hükümet mevzilerinden tahrip edilmesi ve buradan kaynaklanan iç bölünmeler.
Bu sorunların sıralaması dalgalanmalara göre değişebilir. Özellikle Doğu Akdeniz’den yönelen tehdit ciddî boyutlar taşımaktadır.
DEVRİMCİ ÇÖZÜM
Türkiye’nin önündeki program, beş maddede özetlenebilir:
1.Üretim Ekonomisinin inşası.
2.Teröre son verilmesi ve vatan bütünlüğü.
3.Komşularla İşbirliği.
4.Aydınlanma ve Laiklik.
5.Atlantik denetiminden kurtulmak ve Avrasya’daki başı dik konumumuza yerleşmek.
Beş maddelik özet program, sistem içinde uygulanamaz. Üretim ekonomisine geçmek için dahi, ABD’nin dayattığı sistemden kurtulmak durumundayız. Türkiye’nin önünde devrimci çözümler bulunuyor. AKP Hükümeti, bu programı uygulama yeteneğine sahip değildir.
Büyük çözümü hayata geçirmek için, bir Millî Hükümet önünde sonunda kurulacaktır. Hem borç batağından kurtulmak hem de dış tehdide karşı koyabilmek için, milletin en geniş güçlerini birleştirmek gerekiyor. Milletin güçleri içinde AKP de bulunmaktadır.
Türkiye, önündeki programı AKP yönetiminde uygulayamaz, ancak AKP’yi dışlayarak da uygulayamaz.