Doğu Perinçek: Mahalle ve millet

O mahalle ile millet arasındaki ayrımı görmek, bugün milletle birleşmenin şartı olmuştur.

 

 

BİR MAHALLE VAR

 

Bir mahalle var: Eski solcuların mahallesi. Solculukları kalmayanlardan söz ediyoruz, kalan sollar bizimdir.

 

Solculukları kalmayanlar, PKK yandaşlığından ABD’ye bağlandılar. Artık “Tam Bağımlı Gerçekten Cemaatçi Türkiye” için mücadele ediyorlar. 6. Filo’nun genel evinde istihdam edildiler. NATO’yu onlar savunuyor. İncirlik Üssünün yeni müdafileri onlar. Gladyo için her hizmete hazırlar. Atlantik’ten gelen özgürlüğün reklâmını yapıyorlar. Özelleştirmenin yararlarını anlatıyorlar. HDP belediyelerinde ve FETÖ’nün ekonomi girişimlerinde onlara çok rastlanıyor. Mezhep kavgasında ve etnik kavgada en öndeler. Devlet ve Ordu düşmanlığına devam ediyorlar. Kılavuzları Michael Rubin.

 

Gazeteleri, yayın organları falan kalmadı. Sosyal medyada Amerikan güreşi yapıyorlar. İllegalite tecrübelerini pankreas minderinde değerlendiriyorlar. Isırmak, tekme atmak, tükürmek, hönkürmek, çemkirmek hepsi serbest. Ahlâk ve namus dışılık kural. Örgütleri falan kalmadı, hepsi dağıldı. Şimdi CHP içine yuvalandılar. Görevleri: CHP’yi SHP’leştirmek, CHP ile HDP/PKK ittifakının harcını oluşturmak.

 

Bunlar bir mahalle oluşturdular, bir getto. Halkın dışındaki bir mahalle. Değer yargılarının, özlemlerinin, duygularının, hal ve tavırlarının halkla buluştuğu bir nokta yok. Türk Milleti sözcüğünden zaten nefret ediyorlar.

 

 

BİR MİLLET VAR

 

Bir millet var, Türk milleti.

 

Ekiyor biçiyor, traktörün römorkuna doluşup düğünlere derneklere gidiyor. Makinanın başında, tornada tesviyede, işinde gücünde, akşam evine ekmek götürüyor. Kamuda çalışıyor, Orhan Kemal’in Murtaza’sının bütün dertleri hâlâ onunla. İrfan Yalçın’ın Fareyi Öldürmek’teki Sabrisinin çilesini çekmeye devam ediyor. Çamaşır yıkıyor, çamaşır asıyor, hamur yoğuruyor, yufka açıyor. Kepenk açıyor, kepenk kapıyor, elinde çekiç tezgâhının başında. Aklı çocuğunun okul taksitinde. Yatırım yapıyor, ticaret yapıyor. Dolarla borçlanmış, nasıl ödeyeceğini düşünüyor.

 

Akşamları Vatanım Sensin, İsimsizler, Savaşçı, Söz dizilerini ailece izliyor. Ayyıldızlı al bayrak dalgalanınca, Atatürk gözükünce ekranda gözyaşlarını tutamıyor. Şehit cenazelerinde “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağırıyor. Bayramlarda el öpmeye gidiyor, küçüklerin gözlerinden öpüyor ve bayram harçlığı veriyor.


  

O MAHALLEDE ÇÜRÜME MİLLETTE NAMUS VAR

 

O Mahallede çürüme var. O mahalle, halk değil, millet değil. O mahallede yapıcı, olumlu, iyimser, sıcak, insancıl bir şey yok. O mahallede, çıkmaz sokaklar var, umutsuzluk var, karamsarlık var, düş kırıklığı var, yorgunluk var, tembellik var, eziklik var. O mahalleye göre program, strateji ve siyaset üretenler, muhalifliğe bağlanıyor, muhalifliğe kilitleniyor. O mahallede siyasal intiharlar var.

 

Millette üretim var, çalışkanlık var, arayışlar var, edep var erkân var, namus var, terbiye var, vatanseverlik var, insanlık var, sevgi ve saygı var, gurur ve merhamet var, düşküne el uzatmak var, yardım var, dayanışma var, en önemlisi umut ve iyimserlik var.

 

 

O MAHALLENİN YOLSUZLUĞU DEĞİL MİLLETİN İKTİDAR YOLU

 

Bizim programımız, stratejimiz, siyasetlerimiz, umutlarımız, cesaretimiz ve kararlılığımız hepsi millet içindir.

 

Bizim attığımız her adımın, yaptığımız her işin, eylediğimiz her eylemin sınandığı denek taşı milletin özlemleridir, beklentileridir ve değerleridir.

 

O mahallenin kabadayısı olmak için kavga verecek değiliz. Bize yön vermek için kimse o mahallenin dedikodularını, o mahallenin fitne ve fesatlarını getirmesin. Mahalle kavgasında yokuz.

 

Milleti örgütleyerek, milleti seferber ederek, milletin iktidarı ve bağımsızlığı için mücadele ediyoruz.

 

Bu nedenle elimiz milletin elinde, kulağımız milletin taleplerinde, dilimiz milletin dili, yolumuz milletin yolu, hedefimiz milletin iktidarı olacak.

 

Biz çürüyen mahallenin kavgacıları değil, milletin devrimcileriyiz.