Doğu Perinçek: Kılıçdaroğlu yürüyüşe Dersim’den başlamıştı

2 Temmuz günü Tertip Komitesinin davetlisi olarak Sivas’a gelen HDP milletvekili Osman Baydemir, Madımak Müzesi'ne Şeyh Sait ve Seyit Rıza için karanfil bıraktı. Dahası Diyarbakır'da HDP, DBP ve Şeyh Sait Derneği’nin düzenlediği basın toplantısında, Şeyh Sait için Türkiye'den özür talep ettiler. Sonra gittiler CHP ile kol kola “Adalet” için yürüdüler.

 

 

ZALİMLER İÇİN YA DA KELOĞLAN İÇİN ADALET

 

Adalet işte böyle bir şeydir. Atatürk Cumhuriyetinin de adaleti vardır, Şeyh Sait ve Seyit Rızaların da. Kurtuluş savaşlarının da adaleti vardır, emperyalistlerin de. İstiklâl Mahkemelerinin de adaleti vardır, Ergenekon Balyoz mahkemelerinin de. Keloğlan için de adalet talebi vardır, zalimler ve terör suçluları için de. Kimin adaletini kim için istiyorsanız, o istediğiniz adaletin tarihsel mirası da vardır.

 

 

TARİHSEL BULUŞMA

 

Kılıçdaroğlu da, Cumhuriyetin Dersim uygulamaları nedeniyle devletin özür dilemesini istiyordu. Devletin Seyit Rıza ve Şeyh Sait’ten özür dilemesini isteyenler buluştular. “Adalet” yürüyüşü, hapiste olan PKK/HDP ve FETÖ mensuplarına adalet isterken, Şeyh Sait ve Seyit Rızalara da adalet istemektedir. Buluşma tarihseldir. Cumhuriyet yıkıcılığı ve bölücülük hep el ele yürümüştür.

 

CHP yönetimi tutarlıdır. Çünkü Atatürk heykelini terk edip, Tunceli’deki Seyit Rıza heykelinin önünde saygı duruşu yapa yapa bu yürüyüşe geldiler. Kemal Kılıçdaroğlu, biz Silivri’de iken, “Dersim katliamı” söylemiyle Atatürk dönemini suçlamaya başlamış, 1930’lu yılların Atatürk yönetimini katliamcı ilan etmişti. Hatta Tunceli’nin adını Dersim yapmak için Meclise önerge bile hazırladılar. CHP Genel Başkanı, en sonunda kimliğini CHP Kurultayında açıkladı: “Dersimli Kemal”. Ve CHP Kurultayı Dersimli Kemal’i genel başkan seçti. Seyit Rıza ile Şeyh Sait CHP Gençlik Örgütü’nün idolleri oldu. Adalet Yürüyüşü’ne uzanan yakın tarihin özeti budur.

 

CHP yönetimi, Adalet Yürüyüşü’nde HDP/PKK ile buluşurken, yalnız güncel siyaset mevzilerinde değil, tarihsel köklerde de buluştu. O kökler, Cumhuriyet yıkıcısı FETÖ ile kol kola girmek için son derece besleyicidir.

 

 

TEHLİKELİ İTTİFAK

 

CHP yönetiminin bugünkü gerçeği, Seyit Rıza ve Şeyh Sait ile kol kola girmektir. Kurtuluş Savaşındaki ünlü Gerici-Bölücü ittifakı, PKK ve FETÖ ile el ele verilerek hortlatılmıştır.

 

Manzaralara bakınız siz: Madımak’ta hayatlarını veren Cumhuriyet şehitlerimiz Metin Altıoklar, Hasret Gültekinler, Nesimi Çimenler, Cumhuriyete karşı suç işleyen Seyit Rızalar ve Şeyh Saitler ile aynı tapınağa konuyor. CHP-HDP/PKK-FETÖ İttifakı, o tapınakta kutsanıyor. Çok tehlikeli!

 

Cumhuriyetin Cumhuriyeti kurmak için cezalandırdıkları ile Cumhuriyet düşmanlarının şehit ettikleri, CHP yönetiminin değerler sunağında birleştiriliyor. Bu, Madımak şehitlerine yapılan en büyük saygısızlıktır ve onların hatırasına karşı en ürkütücü ihanettir. Ama işte gelinen nokta burasıdır.

 

 

YÜRÜYÜŞÜN BAŞI

 

Silivri’ye ziyaretime gelen CHP’li milletvekili dostlarımı hep bu Dersim söylemi nedeniyle uyarmıştım. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na da bu görüşlerimi iletmelerini rica ederdim. Bu Dersim mesajlarının nereye varacağı o günlerden belliydi. Önüne geçilebilirdi. Ama Dersim’de başlayan o yolculuğa CHP içinden doğru dürüst bir itiraz gelmedi. Onur Öymen ve Birgül Ayman Güler, seslerini yükseltecek gibi oldular hemen susturuldular. CHP yöneticileri ve milletvekilleri, Dersim’in ne anlama geldiğini, Tunceli’nin neyi temsil ettiğini bilmiyorlar mıydı? Hepsi biliyorlardı, ama bir davanın değil bir mevkinin peşinden gitmek, öyle gerektiriyordu. Şimdi de öyle.

 

 

ÜMİT KOCASAKALIN VE KAMER GENÇ’İN DURUŞLARI

 

CHP içinden bir Ümit Kocasakal çıkıyor ve Atatürk’ün yolunda nasıl yürünür, ortaya koyuyor. Kamer Genç de öyleydi, Cumhuriyet mevzisinde sağlam duruşluydu, Tuncelili olmakla gurur duyardı.

 

Ne var ki, birkaç örnek dışında CHP yöneticileri ve örgütleri Dersimli Kemal söylemini ayakta alkışladılar.

 

Büyük yanlışları yapanlar dizginlerinden boşanırken, boyun eğişler de o kadar ezik oluyor. Daha doğrusu, boyun eğenlerin ezikliği, yanlış yola düşenlere cüret veriyor.

 

 

EZELİ ŞİFA

 

Bu tür tarihî ihanetlerde, Atatürk ve Türk bayrağı olmazsa olmaz. Her ihanetin örtüsü, yine ihanet edilen değerin resmidir veya simgesidir. Her Sıffin Savaşında mızraklara Kuran sayfaları takılır. O Kuran sayfaları, o 1011 metrelik bayraklar, o Atatürkçü mezeler, FETÖ ve PKK ile kol kola yürümeyi kolaylaştırır. Büyük davalara yan çizmenin acılarını dindirecek uyuşturucular insana sükunet verir, sindirim organını da çalıştırır. İnsanın aldanmada bulduğu şifayı, Tevfik Fikret oğluna şöyle söylemişti: “İnan Haluk ezelî bir şifadır aldanmak.”

 

İnsanlar, bonzaiyi ruhlarındaki acıyı dindirsin diye çekiyorlar, yoksa zehir içmek arzusuyla değil.