Doğu Perinçek: Artık seçimleri AKP kazanmayacak!

Yazıya başlarken ilk önce başlık atılır. Çünkü başlık, nişan almak gibidir, sizi hedefe yöneltir. Başlık atamıyorsanız, yazı kafanızda olgunlaşmamış demektir. Hedefinizi daha bilmiyorsunuz, o zaman okuyucuyu laf salatasıyla meşgul etme olasılığınız yüksektir.

 

Bu yazının ilk başlığı şöyleydi: “Seçimleri hep AKP mi kazanacak?”

 

Sorulu başlık, her iki olasılığı da içerir. Soruda ikircik var, kuşku var, yapacağınız saptamaya tam güvenemiyorsunuz! Oysa süreç iki olasılığı barındırmıyor. Bu usavurmadan sonra yazının başlığını buluyorsunuz: Artık seçimleri AKP kazanmayacak!

 

 

SEÇİMLERİ AKP KAZANACAK SAPLANTISI

 

Çok acayip ama AKP’ye en düşman olanlar, seçimleri hep AKP’nin kazanacağı saplantısına kilitlenmiş bulunuyorlar. Bu saplantı, halkoylaması sürecinde bir kez daha kendini gösterdi. Karamsarların Anayasa değişikliğine karşı itirazlarının altını eşeleyin, hep AKP’nin kazanacağı varsayımı var. En son CHP Genel Başkanı, bu Anayasa değişikliği yüzünden, Tayyip Erdoğan’ın üç kez üst üste Cumhurbaşkanı seçileceği tehlikesine işaret ediyordu.

 

 

HALKA GÜVENSİZLİK

 

Türkiye’de “ilerici” olarak bilinen kesimde, “seçimleri AKP kazanır” saplantısı çok yaygın. Kaynağı halka güvensizlik. Bu “ilericilerimize” göre, halk gericidir. Halk, karnını kaşır, bir torba makarnaya aldatılır, dinci söylemlerle güdülür. O “ilericilerimiz” arasında halka ilişkin değerlendirmelerde olumlu bir sıfata rastlanmıyor. Bütün seçimlere bu teslimiyetle başlanıyor.

 

Son Anayasa değişikliğine karşı mücadelede de bunu görüyoruz. İtirazların hepsi şurada odaklanıyor: Cumhurbaşkanlığına tanınan yetkileri Tayyip Erdoğan kullanacak ve ülkede seçimler yoluyla diktatörlük kurulacak!

 

 

UMUTLU OLANA ÖFKE

 

Halka güvensizlik iflah olmaz bir umutsuzluğu getiriyor. O kadar ki, umutlu olmak bile suç onların katında. Umutlu olanlara öfke duyanlar bile var. Böyleleri, iyimserleri sindirmeye çabalıyorlar. Hatta kimi sözde ilericilerimiz, bizi “Evet oyu kazanınca, napacaksınız” diye tehdit ediyorlar.

 

Yanıtımız şudur: Hayır kazanacak! Peki siz Hayır kazanınca, umutsuzluğunuzu sürdürebilmek için hangi çürük dallara sarılacaksınız?

 

Atatürk’ün dediği gibi umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır. Devrimci, her durumda bir çözüm üretebilendir ve o çözüm elbette gerçeğe dayanacaktır. Tecrübelerimizle biliyoruz: Her gecenin mutlaka bir sabahı var. Siz o sabahı göremezseniz, gecenin karanlığında kayboluyorsunuz. Aslında başarı istiyorsak, umuda değil, umutsuzluğa öfkelenmek gerekir. Karamsarlık, başarının baş düşmanıdır.

 

 

OLGULAR UMUDU DOĞRULUYOR

 

Halk, Hayır diyecek! Bunu söylemekten niçin korkuyoruz? Evet çıkarsa yanılmış olmak çok mu önemli? Sizin yanılmanız, Türkiye’nin kaybetmesinden daha mı tehlikeli?

 

AKP ve MHP seçmeninin önemli bir kesimi de Hayır diyor!

 

Bütün olgular umudu doğruluyor. Halka güveniyoruz.

 

Daha önemlisi, sandık başına 18 gün kala Hayır oylarının yükselişini sürdürecek en önemli eylem, artık umudu yaymaktır.

 

Halkın Hayır demesini istiyorsak, her yerde umudu ateşleyeceğiz, her yere umudu taşıyacağız. Umut, şu an Hayır oylarını besleyen birinci etkendir.

 

 

AKP DEVRİ BİTTİ

 

AKP devrinin sonuna geldik. Halkoylamasında başarının anahtarı işte bu süreci görmektedir.

 

AKP, 2002 yılında ABD’nin savaş takvimi gereği iktidar koltuğuna oturtuldu. Aslında AKP görevini tam yerine getiremedi. Evet, Türkiye’yi borca batırdı, görevini yaptı. Evet, Açılım dedi, PKK’yı Meclise kadar getirdi. Evet, Suriye’ye terör ihraç etti, şimdi o terörü ithal ediyoruz.

 

Ancak arkada kalan dönemin bir de direnen Türkiyesi var. 1 Mart 2003 günü ABD’nin dayattığı Savaş Tezkeresinin reddedilmesi, Türkiye’nin direncini göstermiştir. O direnç, 2014 baharında Türkiye’nin yönünü çizmeye başlamıştır. Silivri duvarlarının yıkılması, bir bakıma AKP devrinin artık yürümediğinin ilk işaretidir. PKK’nın ve FETÖ’nün üzerine yürünmesi, Fırat Kalkanı, Rusya ve Asya ile işbirliği, üretim ekonomisine yönelik adımlar, yeni bir döneme girdiğimizi gösteriyor.

 

Türkiye’nin dinamikleri yürürlüktedir. Artık Türkiye, AKP’yi sırtında taşıyamaz. Türkiye, tek başına AKP iktidarıyla devam edemez, etmeyecektir.

 

 

MİLLET KAZANACAK

 

Halka güveniyoruz. Çünkü halk Fırat Kalkanı cephesindedir ve AKP iktidarının o cephedeki bocalamasının içerdiği tehdide Hayır diyecektir!

 

Halka güveniyoruz. Çünkü halk geçim derdine Hayır diyecek. Gençler işsiz. Çiftçi ipotek altında. Çarşılar durgun. İthalat dar boğaza girdi. Sanayici ve tüccar da borç batağında. Çark dönmüyor. Halk, AKP’nin Borçlanma Ekonomisine Hayır diyecek!

 

Halka güveniyoruz. Çünkü halk Atanmışlar rejimine Hayır diyecek! Türkiye bu zorluklardan AKP’nin dayattığı güçsüz meclisle, güçsüz hükümetle ve güçsüz bir Cumhurbaşkanıyla çıkamaz.

 

Halk, Türkiye’nin sorunlarının Millî Seferberlikle çözülebileceğini biliyor. Bu nedenle hükümetin tabanını daraltan bu Anayasa değişikliğine Hayır diyecek.

 

 

HAYIR İÇİN EN ÖNEMLİ EYLEM

 

Halkoylaması bir başlangıçtır.

 

Artık seçimleri AKP kazanamayacak!

 

Önümüzdeki seçimde Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmeyecek.

 

AKP devri bitmiştir, millet kazanacak!

 

AKP ve MHP seçmeninin önemli bir kesimi de Hayır diyor!

 

Bütün olgular umudu doğruluyor.

 

Daha önemlisi, sandık başına 18 gün kala Hayır oylarının yükselişini sürdürecek en önemli eylem, artık umudu yaymaktır.

 

Türkçesi şu: Halkın Hayır demesini istiyorsak, her yerde umudu ateşleyeceğiz, her yere umudu taşıyacağız. Umut, şu an Hayır oylarını besleyen birinci etkendir.