Doğu Perinçek: ABD güdümlü milliyetçilik birdenbire niçin fitillendi

"Çin’deki Uygurların hak ve hukuku, Çin düşmanlığıyla değil, Çin dostluğuyla savunulabilir. Vatan Partisi, bunu yapıyor"

YeniÇağ gazetesi, küçük grupların 5 Şubat 2018 günü Çin Başkonsolosluğu önündeki gösterilerini hararetle destekliyor. Polis müdahale etmiş ve arbede çıkmış. Pankartta “Yaşasın Tam Bağımsız Türkistan” yazıyor.

 

Gösterinin nedeni, “5 Şubat 1997’de meydana gelen Gulca katliamında hayatını kaybeden 200 Uygur Türkü için” Çin Halk Cumhuriyeti’ni protesto etmek imiş. Yürüyüş, Doğu Türkistan STK Birliği’nin çağrısıyla yapılmış.

 

Basın açıklamasında, “Suriye iç savaşında PYD/YPG ve PKK vahşi terörünün yanında savaşan Çinli teröristler” den söz ediliyor! Polis görevini yapmış, göstericileri önlemiş.

(http://www.yenicaggazetesi.com.tr/cin-baskonsoloslugu-onunde-arbede-183462h.htm)

 

 

CIA YALANLARI

 

Bu arada “Türkçü” olduğunu iddia eden bir takım çevreler de, kampanya başlattılar. Sinciang-Uygur Özerk Bölgesinde camiler yıkılıyormuş. Kadınların başörtüsü örtmesi ve erkeklerin bıyık bırakması yasaklanmış. Çocuklara Muhammed ismi ve İslam isimleri konması yasaklanmış. Cenazeye 15 kişiden fazla kişinin katılması kesinlikle yasakmış. Her Uygur ailesini iki Çinli gözetliyormuş. Evde namaz kılan, Kur’an okuyanlar ihbar ediliyormuş. Kur’an, seccade, dinî içerikli kitaplar toplanmış ve yakılmış. Saklayanlar cezalandırılmış. Sıkı durun: 1 milyon Uygur toplama kamplarında imiş. O kamplarda Uygurların Uygurca konuşması yasakmış. Uygurca eğitim kaldırılmış. Ve daha neler neler...

 

Araştırarak ve bilerek söylüyorum. Bu haberler yalan!

 

Hem de öyle böyle yalan değil, Türkçü yalanı değil, CIA yalanı!

 

 

VE GERÇEKLER

 

1977 yılından bu yana dört kez Sinciang Uygur bölgesine gittim. Geçen yıl yine oradaydım. Çin’in en hızlı gelişen bölgesi, Uygurların yaşadığı özerk bölgedir. Azınlık Milliyetlerin yaşadığı bölgelere, Çin bütçesinden ayrıca yüzde 10 oranında kalkınma desteği ayrılmaktadır. Her gidişimizde yepyeni bir Urumçi gördük. Çarşıdaki esnaf ve tüccarın nerdeyse hepsi Uygurdur.

 

Kentlerin her yerinde sokak ve cadde adları yanında afişler, pankartlar Uygurcadır. Televizyonu ve radyoyu açıyorsunuz Uygurca. Hızlı Trenle geçen yıl Turfan’a gittik. Bütün duyurular Çince yanında Uygurca. Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-it Türk’ünü aldım, kaç kez televizyon ekranlarından gösterdim, Çincesi de var, Uygurcası da. Yine Seyfettin Aziz’in “Satuk Buğra Han” adlı Uygurca romanını Urumçi’de ve Pekin’de kitaplıklarda bulabilirsiniz. İsterseniz çarşıdan da alabilirsiniz. Türkçesi “Türklerin Müslümanlığa Geçişi” başlığıyla Kaynak Yayınları’nda yayımlandı. Okumanızı öneririm, orada Türk Kültürünün gelişmişliği övülür. Okullarda, üniversitelerde Uygurca ders veriliyor. Sinciang-Uygur bölgesinin yönetiminin başında Uygur var, adı Şevket. Turfan Belediye Başkanı Adilcan Bey. En beğendiğim Çin filmlerinden birinin adı Aygülü idi, Uygur kadınının erdemlerini anlatır.

 

ÇKP’nin ve Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin en yüksek organlarında 1949 yılından bu yana Uygurlar var. Ahmet, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Başbakan Yardımcısı idi, kendisiyle Pekin’de görüştüm. Timur Devamet, Çin Halk Cumhuriyeti Merkezî Hükümetinde bakan idi, onunla da görüştüm.

 

Camileri gezdik, insanlar ibadetlerini yapıyor. Son gidişimizde ve daha önce köylere gittim, Uygur evlerini ziyaret ettim. İnsanlar yerel giysilerini giyiyor, kadınların çoğu başörtülü. Muhammed adlı, Ömer adlı, Ali adlı, Hatice adlı, Fatma adlı birçok Uygur tanıdım. Çoğu yönetici.

 

 

BU NASIL TÜRKÇÜLÜK

 

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde ABD emperyalizminin piyonlarıyla geleceğimizi belirleyen bir savaşa girdi ve birden bire Türkiye’de Çin karşıtı gösteriler başlatılıyor. Çin karşıtı propaganda piyasaya sürülüyor. Yalnız Çin karşıtı değil, Suriye karşıtı, Rusya karşıtı, İran karşıtı kampanyalar tezgâhlanıyor.

 

Çin’i böleceklermiş, İran’ı böleceklermiş, Rusya’yı böleceklermiş, Suriye ve Irak’ı böleceklermiş, oralarda bağımsız “Türk devletleri” kuracaklarmış. ABD ve İsrail kuracak, ama Türk Devleti olacak! Bu arada Karabağ, Ermenistan’ın işgali altında.

 

ABD’nin sözde Türkçüleri, Çin’i, Rusya’yı, İran’ı ve diğer komşularımızı bölemezler ama insanlarımızı terörün kurbanı yapıyorlar ve Türkiye’nin savaşını arkadan vuruyorlar.

 

Geçen yılın Eylül ayında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, sözde “Kürdistan” referandumu günlerinde “81, 82, 83, 84. vilayetler” söylemiyle Irak, Suriye, İran ve Rusya’yı hedef alan bir kampanya yapmıştı. ABD emperyalizminin İran’ı karıştırma tezgâhında da sözümona Bozkurt işaretleri sahnelendi ama İran Türkleri o kışkırtmalara katılmadı.

 

Bu nasıl Türkçülüktür?

 

Türkleri ABD’nin güdümünde fitillemenin neresi Türkçülüktür?

 

 

AMERİKANCILIĞA ‘TÜRKÇÜLÜK’ ÖRTÜSÜ

 

Türkiye vatan bütünlüğü için büyük bir savaşa girmiştir. Karşımızda ABD ve İsrail var. Bu savaşı kazanmak için, Suriye, Irak, İran, Rusya ve Çin’in dostluğuna ihtiyacımız var. Savaşı kazanmanın ötesinde, Üretim Ekonomisini inşa etmek için de bu ülkelerle işbirliği yapmamız gerekiyor. Ve tam bu koşullarda, Türkiye ile dostları arasına kama sokan kampanyalar başlatılıyor?

 

Niçin?

 

Türkiye-Amerika savaşında Türkiye yenilsin, Amerika kazansın, İsrail kazansın, “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail kurulsun, bunun için.

 

Türk milletine ve devletini ABD ve İsrail karşısında yalnızlaştıran kampanyalarda roller üstlenenlerin niyetlerinin bir kıymeti yok. Aldatılmış olmak da onları kurtarmıyor.

 

Yaptıkları iş, ABD’nin ve İsrail’in psikolojik harekâtında görev üstlenmektir.

 

Bu nasıl Türkçülüktür?

 

Yapılan iş, Amerikancılıktır, üzerine örtülen örtü ise “Türkçülük” oluyor!

 

 

BİLİMSİZ MİLLİYETÇİLİK OLMAZ

 

Milliyetçilik, insanlık tarihine bilimle birlikte geldi.

 

Fransız Devriminden Türk Devrimine kadar her Milliyetçilik, bilimseldir.

 

Atatürk’e bakın, Hüseyinzade Ali Bey’e, İsmail Gaspıralı’ya, Yusuf Akçura’ya, Ziya Gökalp’e ve diğer Milliyetçi önderlere ve aydınlarımıza, hepsi bilimseldir. Hesapsız kitapsız, irfansız bilimsiz Milliyetçilik olmaz.

 

Mustafa Kemal Paşa’yı, Talat Paşa’yı, Enver Paşa’yı, Ziya Gökalp’i ve Yusuf Akçura’yı Birinci Cihan Harbi’nde Alman düşmanı, Avusturya düşmanı, Bulgaristan düşmanı propaganda yaparken düşünebilir misiniz?

 

Savaşın devamında yine aynı büyük Milliyetçilerimizi, Sovyet düşmanı psikolojik harekâtların içinde görebilir misiniz?

 

Hangi gerçek Milliyetçi, hangi savaşta dostlara veya olası dostlara karşı düşmanlık yapmıştır? Yapsa Milliyetçiliği kalır mı?

 

 

DÜNYA TÜRKLERİNİ ESİRLEŞTİRME PLANI

 

Türkiye, vatan bütünlüğünü ve bağımsızlığını Batı Asya ülkeleriyle işbirliği yaparak güvence altına alabilir.

 

Türk Cumhuriyetleri, Şanghay İşbirliği Örgütü’nde toplanıyorlar ve Avrasya Birliği içinde gelişebilirler.

 

Bugünün dünyasında Çin ve Rusya düşmanlığıyla yapılan iş, Turancılık falan değil, Amerikancılıktır.

 

ABD’nin güdümündeki sözde Turancılık, Turancılık değil fakat Türkleri esirleştirme planına hizmettir.

 

Şunu da belirtelim. Günümüz dünyasında ABD güdümlü sözde Türk Milliyetçiliğinin hiçbir şansı yoktur.

 

Türk Milleti ve Türk Milliyetçiliği, bugün ABD emperyalizmi ve İsrail’le savaşıyor. Bu savaşta yeni cepheler açıp, dostlara kılıç sallamanın neresi Milliyetçiliktir?

 

 

TÜRKLERİN BAŞINDAKİ TERÖRİST BELASI

 

ABD güdümlü Milliyetçilik, Uygurdan Kırgıza ve Azeriden Türkmene kadar bütün kardeşlerimizin başlarını belâya sokuyor. Onları ABD’nin terör örgütlerinin elemanları haline getiriyor ve ABD uğruna ateşe sürüyor. 2016’yı 2017 yılına bağlayan yılbaşı gecesi Reina’da eğlenen insanları öldüren terörist, ABD’nin aleti durumuna düşmüş bir Kırgız değil miydi?

 

Bugün Suriye ve Irak’taki IŞİD benzeri ABD güdümlü terör örgütlerinde Türkiye kökenli yanında Orta Asya kökenli teröristler kan dökmüyor mu?

 

Bir de utanmadan o teröristlerin “Çinli olduğu” propagandası yapılıyor. PKK/PYD/YPG ile birlikte savaşan sözde İslamcı terör örgütlerinin elemanlarının Çin’de terör yapan sözde Türkçü örgütlerden devşirildiğini bilmeyen var mı? ABD emperyalizmi, Çin’deki teröristini Türkiye ve Suriye’ye, buralardakini Çin’e taşıyor.

 

 

TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ ÇİN’DEN BAŞLAR

 

Türkiye’nin güvenliği Çin’den başlar. Çin’in güvenliği de Türkiye’den başlar.

 

Çin’deki Uygurların hak ve hukuku, Çin düşmanlığıyla değil, Çin dostluğuyla savunulabilir. Vatan Partisi, bunu yapıyor.

 

Türkiye’de yaşayan Uygurlar Çin’e gidiyor ve geliyorlar. Terör eylemleri, Uygur Türklerini ve bütün Türkleri şüpheli durumuna düşürüyor. Çin’de yaşayan, ticaret yapan, öğrenim gören bütün Türkler, “Doğu Türkistan” adı altında yapılan Amerikancı terörden yakınıyorlar.

 

 

ABD’NİN İPEK YOLUNU KESME PLANI

 

İster Kürtlük adına PKK örgütünde teröristlik yapsın, ister “Doğu Türkistan” adı altında terör yapsın, o terör örgütlerinin tarihsel rolü, İpek Yolu üzerinde Kürdistan kurmak değil de nedir?

 

Çin’de bir bağımsız “Doğu Türkistan” devleti kurmak ile Türkiye topraklarını da içine alan bir “Kürdistan’ projesinin ikisinin de arkasında ABD olduğunu bile bile, sözümona Milliyetçilik taslayanlar, Amerikan Milliyetçiliğine hizmet etmekten başka hangi işi yapıyorlar?

 

Tam Afrin Harekâtı sırasında Çin düşmanı kampanyalar yürütenler, Mehmetçiği arkadan vurmak dışında hangi amaca ulaşacaklar?