Dün de bu köşede vurguladık. Yıldırım Koç ve Mehmet Akkaya arkadaşlarımız da yazılarında, Vatan Partisi’nin "işçi hareketine hazır olun" komutunu veriyorlar. Türkiye vatan savaşı koşullarında, yükselen emek hareketiyle tarihî bir karar dönemine germektedir. Önümüzdeki olanak, vatan ve emek için olağanüstü değerdedir. Emek ve vatan mücadelesinin birleşmesi, milletin birleşmesidir. Tarih yazan hareketlerin büyük gücü oluşacaktır.
TARİH YAPMAK VE TARİH BOZMAK
Tarih yazmak, sınıflı toplumdan çıkıştan bugüne kadar örgütlenmeyle olmuştur. Burada sözünü ettiğimiz örgütlenme, herhangi bir örgütlenme değildir, tarih yapan öncü örgütlenmedir, çağımızda öncü partidir.
Tarihi halk yapar, ama örgütlü güçle, başka deyişle disiplinle yapar. Başıbozuk hareketler tarih yapmaz, tarih bozar. Sınıflı toplumdan çıkışa, başka deyişle medeniyetin kuruluşuna önderlik eden Mao Tun (Mete), Hz Muhammed, Bumin Kağan, Bilge Kağan, Cengiz Han gibi önderlere bakınız, hepsi tarihin büyük örgütçüleridir.
Öncü örgüt varsa, kuvvet vardır, akıl vardır, program vardır, hedef vardır, strateji vardır, taktik vardır, başarı gözeten kahramanlık vardır ve hepsinin toplamının ürünü olan başarı vardır.
VATAN VE EMEK BİRLİĞİ
Şimdi vatan ve emek hareketinin birliği, tarihin kapısındadır.
Türk Ordusunun Fırat’ın Doğusuna yönelik harekâtı, tarihin kapısını açıyor. Karşıda ABD emperyalizminin ve İsrail’in piyonları olan PKK var, DAEŞ var. Türkiye, ancak bu hesaplaşmadaki kararlılıkla vatanını bütünleştirebilir. Askerimiz, karların içinde donabilir, millet için canını vermiştir. Bozguncunun başı bu koşullarda yılan deliğinden çıkar. Kışlada kaloriferli koğuşlarda yatarak savaş kazanılmamıştır.
Emekçi sınıfların ayağa kalkması da, tarihin kapısını açıyor.
Silahlı Mehmetçik ile tezgâhın başındaki Mehmetçik, milletin sanayiciden çiftçiye kadar bütün güçlerini birleştiren güçtür. Hedef, vatan ve üretimle özetlenir.
AKIL BİRİKİMİ
Mehmetçik, akılla savaşır. Türkler, tarih boyunca savaş stratejisinin ustasıdır. Çin kaynakları, onlardan "Gökten gelen gururlu adamlar" diye söz eder. Çin’in büyük strateji ustaları, Kuzeyden gelen o kahramanlardan çok şey öğrenmişlerdir.
Son elli yıla bakalım, emekçi hareketimizin akıl birikimi de dünya ölçeğinde değer taşır. Yakın tarihin en kitlesel ve başarılı hareketleri içinde Türkiye emekçilerinin özel bir yeri vardır. 15-16 Haziran 1970 Hareketi, emek düşmanı yasama girişimlerine set çekmiştir. 1989 İşçi Baharı sonrasındaki emekçi hareketi, özelleştirmeye dur demiş ve Turgut Özal’ın Körfez Harekâtını önlemiştir. Bu sayfalara sığmaz, yakın tarihimizin işçi hareketleri başarı destanlarıyla doludur. Bu destanlar akılla ve kahramanlıkla yazılmıştır.
İşte şimdi o birikimin, o aklın yeniden tarih sahnesine çıktığı bir eşikteyiz.
EKMEK TEKNESİ
İşçi hareketi, öncelikle iş güvencesi içindir. İşsiz kalmayalım, hatta işsizlerimiz iş bulsun. Özeti fabrikalar kapanmasın, üretim çarkı dönsün.
Demek ki, her emekçi eyleminin hedefinde, işsiz kalmamak ve iş sahibi olmak vardır.
Tarih yazacak akıl bize sesleniyor: İşçi için çözüm, fabrikanın kapanmasında değil, üretim çarkının dönmesindedir. Türkiye için çözüm de budur.
Üretim, bugün anahtar kavramdır. Ve üretim, üretimde çıkarı olan herkesi birleştiriyor. Üretim, güç kaynağıdır ve zaferin güvencesidir.
Bu nedenlerle işçi hareketi, üretim çarkını tahrip eden değil, üretimi yapanların çalışma şevkini ateşleyen görevler yapacaktır.
Şu anda çok sayıda şirketin iflas haberleri yayılıyor, çok sayıda iş yeri kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durumda üretimi sürdürecek ve ekmek teknesini koruyacak çözümleri üretmek, öncünün görevidir. İşçi sınıfına ve vatan bütünlüğüne önderlik, yalnız mücadele çağrılarıyla olmaz, hareketi başarıya götürecek çözümleri üretmekle olur. O çözümler, hem ekonomi düzlemindedir, hem de strateji ve taktik düzlemindedir.
Esası koyduk: İşçi için çözüm, fabrikanın kapanmasında değil, üretim çarkının dönmesindedir. Türkiye için çözüm de budur.
Vatan Partisi, çözümleri hazırladı ve hazırlıyor. Milletimizin değerlendirmesine sunacağız.
KİTAP
(Vatan Partisi örgütlerinden temin edilebilir.)