Doğu Perinçek: Vatan Savaşında başarıya kilitlenmek

Türkiye, 24 Temmuz 2015’ten bu yana, Vatan Bütünlüğü için silahlı mücadele yürütüyor. Bu mücadelenin bir Vatan Savaşı olduğunu kabul etmeyen pek kalmadı. Bir zamanlar PKK/HDP’nin “Saray Savaşı” tezini seslendirenlerin büyük kısmı, zamanla vatan mücadelesi mevzisine geldiler. “Saray Savaşı”nda ısrar edenler ise ABD ve PKK’nın yanındaki kazığa bağlandılar. Artık açıkça düşman taraftalar ve düşmanın kazanması için çabalıyorlar. Yüklendikleri iş, askerin, polisin ve milletin moralini bozmak. Açıkça düşman propagandası yapıyorlar.

  

DEVLETİN YAPTIRIM GÜCÜ BELİRLEYİCİ

 

Vatan Partisi, Bölücü Teröre karşı mücadelenin başarısı için üç görev saptamıştı:

  

Birincisi, devletin yaptırım güçlerinin, başka deyişle asker, polis ve korucunun harekete geçirilmesi.

 

İkincisi, Kürt yurttaşlarımızın ülke ve millet bütünlüğüne kazanılması.

  

Üçüncüsü, bölge ülkeleri ve Rusya ile güvenlik için işbirliği.

  

Devlet güçlerinin harekete geçirilmesi belirleyici idi ve bu gerçek artık inkâr edilemeyecek değerdedir. Devletin yaptırım gücü 24 Temmuz’dan sonra seferber edildi. Vatan Savaşı, PKK’yı hendeklere gömüyor. Dolayısıyla ABD’nin Türkiye’yi hedef alan planları da bozuluyor.

 

Bu savaş, devletin gücünü harekete geçirmeden, yalnızca halk hareketleriyle kazanılamazdı. Karşıda ABD ve İsrail var. PKK’yı nasıl beslediklerini, eğittiklerini ve silahlandırdıklarını şimdi daha iyi görüyoruz. Büyük devletlerin her olanakla desteklediği bir Terör Örgütü, devletin silahlı gücü başta olmak üzere devlet olanakları kullanılmadan bastırılamazdı. O nedenle Vatan Partisi, devleti Vatan Savaşı mevzisine getirme görevine birinci önemi verdi. AKP’nin Açılım siyasetine karşı kararlı bir mücadele yürüttük ve 24 Temmuz’da amacımıza ulaş- tık. Tayyip Erdoğan yönetiminin silahlı mücadeleye gelmesi, Vatan Partisi’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tarihî başarısıdır.

  

PKK’YI HENDEKLERE GÖMEREK HALKI KAZANMAK

 

Silah kullanan Türkiye devleti, Kürt yurttaşlarımızı da vatan ve millet bütünlüğüne kazanmaktadır. Güneydoğu’da halk artık devletin yanındadır. PKK, bölge halkıyla kendi arasına hendek açmıştır ve Türk Ordusu ve Türk Polisinin silahla kazandığı başarı, Kürt yurttaşlarımızı Türkiye’ye bağlamaktadır.

  

KORİDOR SAVAŞINDA DEVLETİN BELİRLEYİCİLİĞİ

 

Vatan Savaşı, Türkiye sınırları içinde başarıya ilerlerken, PKK’nın sınırlarımızın ötesindeki yuvalanması sorunu, artık daha yoğun olarak gündeme gelmektedir. Vatan Savaşımız, Koridor Savaşı yönünde gelişmektedir. Suriye sınırımız boyunca uzanan ABD-İsrail Koridorundaki cepheleşme bellidir ve Vatan Savaşında kesin sonuç o cephede kazanılacaktır.

 

Koridor’daki savaşı da ancak devletin doğru mevzilenmesi ve devlet güçlerinin doğru yönetilmesiyle kazanacağız. Devlet gücü ve yönetimi, savaşın bu aşamasında da belirleyicidir. O nedenle Vatan Partisi, 24 Temmuz öncesindeki çizgisinde ilerleyerek, devlet yönetimini doğru siyaset ve uygulamaya çekmeyi belirleyici görüyor ve milleti bu amaçla aktif bir güç olarak Vatan Savaşı mevzilerinde seferber etmeye çalışıyor.

 

AKP yönetiminin Rusya ve Suriye düşmanı siyasetlerini, ancak büyük sermayeden işçiye kadar milletin gücüyle değiştirebiliriz. Bu, Türkiye için bir mecburiyet olduğu için AKP yönetimi için de mecburiyettir. Vatanı bütünleştirme görevinde tutarlı ve kararlı olmayan bir hükümet, Türkiye’nin başında kalamaz. Türkiye, Rusya ve Suriye düşmanı bir hükümeti sırtında taşımaz. AKP, bunu anlamazsa, Türkiye’nin seçeneği vardır. Bu süreçte Millî Hükümet önünde sonunda kurulacaktır.

  

VATAN SAVAŞININ BAŞARISINA HİZMET EDEN SİYASET

 

Bu tarihsel dönemde bizim siyasetimize yol gösteren ilke, vatan savaşının başarısıdır.

 

Vatan Savaşının başarısına hizmet eden her siyaset ve uygulama doğrudur. Vatan savaşının başarısına zarar veren her siyaset ve uygulama ise, yanlıştır.

  

AKP iktidarına karşı siyasetimizi de Vatan Savaşında başarı ilkesi belirler. Devleti yöneten hükümeti, Vatan Savaşını başarıya ulaştıracak çizgide tutmak ve daha tutarlı daha kararlı uygulamalara yöneltmek, bugün vatan ve millet meselesidir. Bakınız, Türk Silahlı Kuvvetleri de tıpkı Vatan Partisi gibi, AKP Hükümetini Vatan Savaşı mevzisinde ilerlemeye zorluyor. Çünkü Vatan Savaşının zafere ulaşmasını istiyor. 

 

MUHALEFETÇİLİK SAPLANTISININ ÇIKMAZI

 

Bu durumda, “AKP iktidarı yanlış yapsın da ben de ona muhalefet yapayım” anlayışı, muhalefette kalmaktan başka bir iş yapamaz. Çünkü geleceğin Millî Hükümeti, Vatan Savaşının başarısı için mücadele eden millî kuvvetlerin içinden çıkacaktır. Tayyip Erdoğan düşmanlığına kilitlenerek Vatan Savaşının başarısını istemeyenler, görüyorsunuz ABD’nin güdümündedirler ve PKK’nın dostları haline gelmişlerdir. Bu gibilerin iktidar olması için, ABD silahlı güçlerinin gelip Ankara’yı ele geçirmesi gerekiyor. Bu da imkansızdır ve o nedenle PKK dostları iktidarsızlık illetine mahkum olmuşlardır.

 

Bizim Vatan Partisi olarak meselemiz, Vatan Savaşının bir an önce kesin zafere ulaşmasıdır. Devletin güçlerini kararlı ve tutarlı olarak bu amaca yöneltmek, burada birinci derecede önemlidir, belirleyici önemdedir.

 

Bu koşullarda Tayyip Erdoğan düşmanlığını Vatan Savaşının önüne koymak, işte görüyoruz kimi partileri ABD ve PKK ile birleştiriyor. Ve onlar, ABD ve PKK’nın yanına geçerek, aynı zamanda Tayyip Erdoğanların güç toplamasına da hizmet ediyorlar. Çünkü halk, Vatan Savaşı mevzisindedir. Vatan düşmanları, bu milletten hiçbir şey beklemesinler. Bakın bu gidişle şehit cenazelerine bile gelemeyecekler.

 

Açılım döneminde şehit cenazelerinde AKP yöneticileri protesto ediliyordu, şimdi CHP liderleri protesto ediliyor.

 

“Vatan Savaşı başarısızlığa uğrasa da Tayyip Erdoğan’a muhalefet etme fırsatı yakalasak” çizgisine düşersek, vatan hainliğine kadar uzanan bir çukurun içine yuvarlanırız.

 

Vatan Savaşının başarısına kilitlenirsek, Vatan Savaşının zaferine hizmet ederiz ve milletin yüzü güler. Milletle birleşerek hükümet olmanın biricik yolu budur.

 

Doğu Perinçek / 15 Nisan 2016, Aydınlık