Yunus Soner: ABD’nin direniş mevzileri: El Bab ve Cenevre

Türk-Amerikan savaşı, sahada ve masada en şiddetli halde devam ediyor. İki ülkenin eski müttefik, güncel karşıt olması, analizde deşifre ihtiyacı doğuruyor.

 

 

ASKERİ CEPHE: EL BAB

 

Fırat Kalkanı operasyonu, Suriye’de el Bab kentine ulaştı. TSK ve ÖSO güçleri ve onlara katılan Rus Hava Kuvvetleri, burada sert bir direnişle karşılaştı.

 

El Bab’ta direnen asli güç, IŞİD değil ABD’dir. Açıklayalım.

 

AKP Hükümeti’nde geçtiğimiz haftalarda Batı’ya yönelik sık duyulan eleştiri, Koalisyon’un Fırat Kalkanı’na hava desteğini esirgemesiydi. Son günlerde hava desteği verilmezse İncirlik Üssü’nün ABD’ye kapatılabileceği yönünde açıklamalar da yapıldı.

 

Basit bir soru, eleştirinin gerçek içeriğini gösterir: Rus Hava Kuvvetleri’nin de ortak operasyonunu sağlayan TSK’nın, el Bab’ta ek uçak ve hava desteğine ihtiyacı var mı?

 

Tabii ki hayır! Hükümetin ABD’ye yönelik eleştiri ve taleplerinin gerçek içeriği, bu ülkenin el Bab’taki unsurlara dolaylı ve dolaysız verdiği desteğin kesilmesidir.

 

El Bab, bugün ABD’nin terör koridorunu, daha somut bugün için Münbiç’i korumak için kurduğu direniş mevziisidir.

 

 

CEPHE GERİSİNE BOMBALAR

 

Savaş kuralıdır. Karşıtınızı hem cephede, hem de cephe gerisinde zayıflatmalısınız. Hatta cephe gerisinde uygulayacağınız başarılı müdahaleler, karşıtınızın cephesinin çökmesini sağlayabilir.

 

Son haftalarda yaşadığımız çok sayıda terör saldırısını, el Bab çatışmasında karşıt güçlerin cephe gerisi saldırısı olarak yorumlamak yerinde olacaktır.

 

Askeri açıdan kısa vadeli amaç, Türkiye’yi iç çatışmaya boğmak ve Fırat Kalkanı operasyonunu durdurmaktır.

 


DİPLOMATİK CEPHE: CENEVRE - ASTANA

 

Türkiye, terörle mücadelede tarihi bir adım atmış, 20 Aralık’ta Rusya ve İran’la imzalanan Moskova Bildirgesini, yine Rusya ile birlikte BM Güvenlik Konseyi’ne taşımış ve burada kabul ettirmiştir.

 

Önergenin temel içeriği, Suriye krizinin Türkiye ve Rusya garantörlüğünde çözümü, yani toprak bütünlüğü ve Esad’lı geçiş çerçevesinde yürütülmesidir.

 

Dolayısıyla ABD cephesinin öngördüğü ve Cenevre’de masaya konulan Suriye Federasyonu planı devre dışı kalmaktadır.

 

Buna karşılık günleri sayılı olan ABD yönetimi can havliyle direnmektedir. ABD Dışişleri Sözcüsü yılın ilk basın toplantısında Astana konusunda “hiçbir şey bilmediklerini” ve sürecin “BM çatısı altında, Cenevre’de sürmesi gerektiğini” açıklarken, bu ülkenin Suriye topraklarında kontrol ettiği güçler de, ateşkesi sabotaj etmek için girişimde bulunmaktadır.

 

Türkiye, Avrasyacı yönelimi bölücülük ve terör örgütleriyle mücadelede hem askeri, hem de diplomatik alanda inisiyatifi ele geçirmiştir.

 

 

CUMHURBAŞKANLIĞI VE BÖLGESEL İTTİFAKLAR

 

Bu inisiyatifin başarılı devamı için gereken, siyasi iradeyi daraltan ve iç cepheyi birbirine düşüren Cumhurbaşkanlığı Sistemi değil, milli seferberlik hükümeti oluşturacak Güçlü Meclis’tir.

 

AKP, CHP, MHP ve Vatan Partisi’nin kuracağı bu hükümet, Türkiye’nin oluşturmaya başladığı ittifaklara derinlik sağlayacak, terörle mücadeleyi hem ülke içinde, hem de sınır ötesinde başarıya götürecektir.

 

ABD’nin yeni seçilmiş Başkanı Trump’ın karşısına, tüm milli iradeyi temsil ederek güçlü bir şekilde çıkmanın yolu da, işte bu milli seferberlik hükümetidir.