Şule Perinçek: Sosyal medyada kimliğimizle yer alalım

ABD kaynaklı şirketler diyor ki Almanya'ya, Fransa'ya istedikleri gibi temsilci atarım. Ceza da verirse razıyım. Ama Türkiye'ye atamam.

“Almanya düşünce özgürlüğü, temel insan hakları ile hukuk devleti normları yüksek bir ülke”ymiş, ya “otokratik” “totaliter” rejimler Almanya’daki sosyal medya yasasına gönderme yapıp kötüye kullanırlarsaymış!

 

“Suç tanımının sınırlarının kesin ve net çizilmediği bazı ülkelerde sosyal medya yasası sansüre veya muhalif sesleri susturmaya yönelik kullanılabilir”miş!

 

"Bakın, bu yasa Almanya gibi bir hukuk devletinde de var, onlarda varsa bizde neden olmasın' derlermiş, eleştirel sesleri kesmede kullanabilirlermiş!

 

Bak sen temel insan haklarına!

 

Bak sen hukuk devletinin normlarına!

 

Bu “otokratik” devletlerden biri kim oluyor??

 

Türkiye Cumhuriyeti.

 

Yıllardır bölücü ve yobaz terörle mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti.

 

 

IRKÇI EYLEMLER YILLARDIR VAR


Almanya bu yasayı neden çıkardı?

 

Orada yaşayan ve artık Alman ekonomisine, hem girişimci hem de her düzeyde emek açısından üretimine; akademik birikimine; gastronomiden spora, sanata, karşılıksız verme, dayanışma anlayışlarına kadar kültürel ve toplumsal her alanda önemli katkılar sağlayan Türk toplumuna karşı yıllardır NeoNazi ırkçı eylemler oluyordu.

 

Küçücük çocuklar diri diri evlerinde ateşe veriliyordu.

 

Failleri bilinip de yakalanmıyor, yakalanıp da bir türlü mahkemeleri sonuçlandırılmıyordu.

 

Kebapçı cinayeti denilip geçiliyordu.

 

Bizzat devlet kurumlarının bile karıştığı olaylar yaşandı.

 

Almanya'da 10 bin göçmen çocuk kayboldu.

 

Hani nerede?

 

Daha yeni 30 bin Alman ailenin kendi çocuğunu istismar edip videosunu yayınlandığı söyleniyor. Salgın döneminde kadına ve çocuğa şiddetin, tacizin çok arttığı belirtiliyor.

 

Kendi çocuklarınız onlar. Kendi geleceğiniz. Hiç mi duymadınız.

 

 

CIA ve BND'NİN BAŞARILI FAALİYETİ


Neyse ki bazen bizim de yıllar sonra duyduklarımız oluyor.

 

CIA ve Alman dış istihbarat örgütü BND'nin yıllarca İsviçreli bir şirketin ürettiği kripto cihazları üzerinden 120 ülkenin askerleri, diplomatları arasındaki en gizli şifreli yazışmalarını izlediği ortaya çıkarılmıştı. Bir de bunları başka ülkelere satmışlardı. Bir de bu dinleme operasyonlarına ad takmışlardı. CIA “Minerva”, BND de “Rubikon” demiş idi! Belgelerde bu operasyon İkinci Dünya Savaşı sonrası döneminin “en başarılı istihbarat faaliyeti” olarak değerlendiriliyordu.

 

 

HANGİ HUKUKİ NORMA SIĞIYOR


Bu ülkelerin egemenlik hakları nerede?

 

Hangi hukuki normdan söz ediyorsunuz?

 

Bu haberlerin de ABD devletinin resmi gazetesi sayılan Washington Post'ta, Alman kamu televizyonu ZDF'de basın özgürlüğü kapsamında yayımlandığını sanmayın sakın. ABD ve Almanya arasında dünya efendiliği, hizadan çıkma vb gibi güç çekişmesinin bir yansımasıdır.

 

Bu kanunsuzluğun bir yasal sonucu oldu mu?

 

Komik soru!!

 

Ama yıllardır orada yaşayan, görev yapan çok başarılı bir Türk hekiminin eşcinsellikle ilgili düşüncesini sosyal medyada iki cümleyle dile getirmesinin hemen anında işten atılmasına yol açması hiç de komik değildi.

 

 

ALMANYA'YA VAR BİZE YOK


Almanya'da Sosyal Medya Platformlarında Hukuki Uygulamanın İyileştirilmesi Yasası (Netzwerkdurchsetzungsgesetz, NetzDG) 1 Ekim 2017’de daha yeni çıkarıldı. Çünkü “aşırı sağcı, faşist” diye nitelenen eylemler giderek bozulan ekonomik ve toplumsal ilişkilerdeki adaletsizliklere karşı bir patlamaya dönüşmeye başladı. Yasa hem Alman yargısına “hakaret, kötüleme, iftira, kamuoyunu suça teşvik etme, halkı kışkırtma, şiddet görselleri paylaşma ve tehdit gibi internet üzerinden yapılan suç içerikleriyle daha etkin mücadelesinin” önünü açıyor, hem de sosyal medya platformlarına ve şirketlerine belli yükümlülükler getiriyor.

 

Öyle az buz da değil. Bayağı sıkı yaptırımlar.

 

Örneğin platformların etkin bir şikayet işlem sistemi olmaması veya onun doğru işlememesi, şikayet işlem faaliyeti raporunun hazırlamaması halinde bundan sorumlu olan kişiye 5 milyon, işletici şirkete ise 50 milyon Euro'ya kadar para cezası verilebilecek.

 

Yasaya göre sosyal medya kuruluşları merkezleri nerede olursa olsun Almanya'da bir temsilci atamak zorunda. Bu kişinin kim olduğunu kendi sayfasında duyurmak zorunda. İşlemler kısa sürede işleme konmak zorunda. Yapmazsa onun da cezası tanımlanmış. Kuruluş suç işlediği zannı olan kişi hakkında yetkili mahkemenin kararına uyarak mağdura bilgi vermek zorunda.

 

İyi, hoş.

 

Sosyal medya bir dizginsizlik alanı değil. Olmamalı.

 

Alman yasa hazırlayıcıları şu ya da bu nedenden ayrıntılı bir yasa çıkarmışlar.

Keşke bu özeni çok daha önce o çocuklarımız, genç kızlarımız yanmadan, köşe başlarında, otobüs duraklarında, başkalarına yardıma koştuklarında canlarına kıyılmadan gösterselerdi.

 

Kendimize de çuvaldız.

 

Keşke Türk devleti de kendi soydaşlarına, vatandaşlarına daha çok sahip çıksaydı.

 

Gelir gider hep söyleriz, yazarız...

 

Neyse...

 

 

SOSYAL MEDYA İŞLEVSEL BİR ARAÇ


Ama Alman devleti dönüp bize diyor ki... bu yasanın aynısını sen çıkaramazsın...

 

İnsan haklarına, özgürlüklerine aykırı kullanırsın.

 

ABD kaynaklı şirketler diyor ki Almanya'ya, Fransa'ya istedikleri gibi temsilci atarım. Ceza da verirse razıyım. Ama Türkiye'ye atamam.

 

Neden?

 

Geliyoruz CIA ve BND ortaklığına.

 

Çünkü Türkiye önemli bir ülke. Lider bir ülke.

 

Bölgede dengeler üzerinde etkisi olan bir ülke.

 

Sosyal medyanın işlevi de, işte onu ve benzeri ülkeleri hizaya sokmak için bir araç olarak kullanmak. Milleti yönlendirip, yoğurmak, yalanlarla bezeyip köreltmek, sürmek için müthiş bir alan! Bir gecede ayaklanmalar örgütlediler. Bütün hesapları turuncuya boyadılar.

 

“70'lerde darbe yaptım. Yetmedi 80 darbesi. Bölücü terörü üstüne saldım. Ayrılıkçılık planları projeleri yaptım. Yobazlık terörünü estirdim. Hapislere tıktım. Yurtiçinde-dışında kâh özgürlük dedim, kâh karagücüm dedim, Meclis'te yasal temsilci dokunmayın dedim açıldım, besledim.

 

“Bir türlü başaramadım.

 

“Bu devleti kuran Türk milletini bir türlü hizaya getiremedim!

 

“Türkler yenilikçidir, teknolojiye açıktır, yazmaya meraklıdır, yaratıcıdır... sosyal medyayı mutlaka kullanır. Buradan, damardan girelim... dedim...

 

“Şimdi yasa masa, oldu mu ya..”

 

 

BU MİLLETİN DAYAĞINI ÇOK YEMİŞLER


E, haklılar. Doğru söze ne denir.

 

Biliyorlar bizi.

 

200 yıldır emperyalizme karşı mücadele eden bu milletin dayağını çok yemişler, akıllanmışlar.

 

Gerçekten de bütün araştırmalarda dünyada en çok sosyal medya kullanan ülkenin Türkiye olduğu çıkıyor. Genç nüfusu çok; bütün kültürel saldırılara karşın değiştirici özelliğini, vatanseverliğini kaybetmemiş.

 

Elbette kendimizi koruyacağız, gençlerimizin gözüne bir kum tanesi bile kaçırmalarına izin vermeyeceğiz.

 

Almanya'nın yasasından bize göre olan maddeleri alalım.

 

Ona bizim gibi hedefte olan ülkelerin yaptıklarını ekleyelim.

 

Bir örnek:

 

Hesap açarken gerçek kimliklerimizle başvurma sistemi getirelim.

 

Göğsümüzü gere gere kendi kimliklerimizle sosyal medyada yer almaya karşı çıkacak var mı? Olmamalı.

 

Yazdıklarımızın elbette arkasındayız.

 

Düşüncelerimize güveniyorsak. Yanlışsa da düzeltme, tartışma olanağı da yaratalım.

 

Belden yukarı alan açalım, bilgiye bilgi katalım.

 

Araya karışacak çürük elmalara izin vermeyelim.