Soner Polat: TSK’ya kimler niçin kulak tıkıyor? (4)

Hem Irak’ta hem de Suriye’de tüm ilgili devletler için çember daralıyor. Çünkü artık net bir hesaplaşma dönemine geçiliyor. Bölgedeki her aktör siyasi hedefini ele geçirmek için tüm kozlarını sahaya sürecek... Ancak ortaya silah koymayanlar sadece nasihat alır. Bu nedenle TSK, Türkiye’nin kaderini belirleyecek eylemlerin odak noktası olacaktır. Bu kapsamda TSK’nın değerlendirmelerine kulak vermek bir vatanseverlik görevi olarak karşımızda duruyor. TSK’nın FETÖ raporundan devam edelim:

 

 

TSK’YA DANIŞMADAN ASKERİ DÜZENLEME YAPMAK!

 

“Bulunduğu coğrafyanın durumu, çevre ülkelerde oluşan siyasi ve askeri şartlar, halen yurt içi ve yurt dışında icra ettiği görevler göz önüne alındığında; teşkilat yapısı, konuş/kuruluş durumu vb. hususlarda yapılacak büyük çaplı, stratejik seviyedeki değişikliklerin TSK’nın da görüşleri alınarak, detaylı inceleme ve değerlendirme yapılmasını müteakiben gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 53) Demek ki “Ben yaptım, oldu!” diyenler bunun tarihi sorumluluğunu da üstlenmek zorundadır.

 

“... Askeri Mahkemeler kapatılacak ve Askeri Hâkim sınıfı kaldırılacaktır. TSK’da disiplinin zafiyete uğramaması için Askeri Yargının yerini dolduracak ve hukuk hizmetlerini yürütecek bir sistemin ivedilikle kurulması gerekmektedir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 57)

 

“... TSK’nın kendi bünyesine sızmaya çalışan her türlü oluşumu tespit edebilecek istihbarat yeteneğine sahip olması gerekmektedir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 60)

 

“... Kıtalardaki erbaş ve er mevcutları her geçen yıl biraz daha azalmaktadır. Bu zafiyetin giderilmesi maksadıyla bedelli askerlik ve benzeri söylentiler gibi zorunlu asker kaynağını azaltacak uygulamalardan kaçınırken, profesyonel kadroların artırılmasına da devam edilmelidir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 61)

 

TSK, “Mehmetçik geleneğinin” önemini ve yurt savunmasındaki vazgeçilmez konumunu siyasetçilere hatırlatmaktadır.

 

 

BİR DAHA BALYOZ, ERGENEKON, ASKERİ CASUSLUK VB. TERTİPLERİ OLMASIN!

 

“TSK’nın kendi kurumsal reflekslerini gösterebilecek yetenekte tutulması, kendi koruma tedbirlerini hukuk dışında her hangi bir kısıtlamaya tabi olmadan, durumun gereklerine göre kullanabilecek durumda serbest kalmasının, kurum dışındaki harici zeminlere düşen bir görev olduğu değerlendirilmektedir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 61)

15 TEMMUZ’U YARATAN FAKTÖRLER

 

“TSK’nın 15 Temmuz olayına maruz kalmasında dâhili etkenler kadar harici etkenlerin de önemli rol oynadığı değerlendirilmektedir. TSK’nın yıpratılmasında ve göstermesi gereken tepkileri harekete geçirecek yetenekten mahrum kalmasında menfaati olan gruplar, TSK’yı hedef seçmiş, asimetrik yöntemleri ile taarruz etmiş, çeşitli argümanları kullanarak tepki vermesi önlenmiş, vermeye kalktığında da kullanılan yaftalar ile yine yıpratılmıştır. Bu çalışmalarda FETÖ/PDY sadece bir maşa, bir vasıta olarak işlev görmüştür.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 60)

 

 

TSK’NIN SON SÖZLERİ

 

“TSK toplumun her kesiminden insanı barındıran ve bu insanların kendilerini hiçbir baskı altında hissetmeden rahatça görev yapabildiği bir kurum olmalıdır.

 

15 Temmuz’da gerçekleşen menfur darbe girişimi, bir kez daha TSK’nın ülkesi ve milletinin bekası için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. TSK’nın binlerce generali, subayı ve astsubayı, FETÖ/PDY nedeniyle zayi olmuştur. Tarihte hiçbir düşman Türk ordusuna böyle bir zayiat verdirememiştir.

 

Bu ihanetten çıkarılacak en büyük ders ise bedeli ne olursa olsun TSK içerisinde hiçbir şekilde siyasi, dini, etnik, mezhepsel vb. herhangi bir ideolojik yapının barındırılmaması gerektiğidir. TSK içerisinde hiçbir şartta herhangi bir klikleşmeye veya organize bir gruba müsaade edilmemelidir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 63) (BİTTİ)