Soner Polat: S-400 sadece bir füze midir?

"Türkiye’nin S-400 tedariki her açıdan doğru bir karardır. Milli güvenlik sektörü hata kabul etmez..."

Türkiye’nin S-400 tedariki sadece bir silah alım projesi değildir. Hava savunma sistemindeki zafiyet alanlarının kapatılmasının da ötesinde mesajlar vermektedir. Batı’dan kopmadan Avrasya’ya doğru seyreden Türkiye’nin bağımsızlığının güçlü bir göstergesidir. ABD makamlarının küstah ve seviyesiz tehditler savurmasının bir nedeni de budur!

 

 

S-400 SİYASİ BİR TERCİHTİR

 

S-400 siyasi bir tercihtir. Türkiye, kayıtsız ve koşulsuz olarak Batı politikalarına uymayacağını bu kararı ile dosta düşmana ilan etmiştir. Bu karar aynı zamanda Türkiye’nin denge arayışlarının bir yansımasıdır. Türkiye ulusal çıkar alanları söz konusu olduğunda, körü körüne Batı’nın kuyruğuna takılmayacağını göstermiştir. Ama daha da önemlisi bu karar Batı’dan kaynaklanan bir tehdit algısını da ortaya koymaktadır. Ülkemizdeki en Batıcı kesimlerde bile bu algı yavaş yavaş yer etmeye başlamıştır.

 

 

TEHDİT NEREDE?

 

Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki Batı kuşatması aleni bir hal almıştır. Kaldı ki Batı bu bölgelerde Arap ülkelerini bile ülkemiz aleyhine kışkırtmaktadır. Üstüne üstlük bu üç alanda da uluslararası hukuk bütünüyle rafa kaldırılmıştır. Türkiye’nin hak ve hukuku yok sayılmaktadır. Batı, Kuzey Irak ve Suriye’de ülkemizin toprak bütünlüğünü hedef alan tertipler tezgâhlamaktadır. PKK terör örgütü, ABD başta olmak üzere Batı’nın koruması altındadır. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine Batı, bir ve bütün olarak destek vermiştir. FETÖ mensupları için en güvenli barınak bugün bile Batı ülkeleridir.

 

 

EĞER BİR GÜN SAVAŞ ÇIKARSA...

 

Türk devletinin bütün bu olan bitenin farkında olmaması düşünülemez. Evet, Türk siyaseti, Türk bürokrasisi içinde güçlü bir Atlantikçi damar vardır. Ancak olaylar öylesine kritik bir boyut kazanmıştır ki o kesimde bile Batı kaynaklı tehdit algısı taraftar toplamaya başlamıştır. NATO üyesi olmak, AB’ye aday ülke olmak gibi gerekçelerle bu tehdit görmezden gelinemez! Kendimizi aldatmayalım. Türkiye günün birinde savaşmak zorunda kalırsa, rakibimiz asla bir Batı Asya ülkesi olmayacaktır. S-400 işte açıkça ifade edilmeyen ya da edilemeyen, bazıları için bilinçaltında bekleyen bu tehdit algısının bir tezahürüdür. Savunma alanındaki en önemli değişim ve dönüşümün bir simgesidir.

 

 

NİÇİN S-400?

 

Patriot sonuçta bir Amerikan sistemidir. Bütün kaynak kodları ve gizli sırları ABD’nin elindedir. Zaten ABD hiçbir şekilde teknoloji transferine imkân tanımamaktadır. Batı siyasetlerine aykırı kullanım durumunda, ABD’nin nasıl davranacağı herhalde hiç kimse için sır değildir. Seyyaliyeti ve elastikiyeti çok yüksek değildir. S-400 ise hem kullanımı kolay hem de etkinliği çok yüksek bir sistemdir. Menzil itibarıyla Türkiye’nin harekât ihtiyaçlarını karşılayacak özelliklere sahiptir. Kolaylıkla ve gizlilik içinde bir bölgeden diğerine intikal ettirilebilir. Rakipler için büyük bir sürpriz etkisi yaratır. Yüksek irtifa hava savunmasında tek başına caydırıcılık sağlar. Batı’nın her türlü hava harekâtını ciddi şekilde tehdit eder. Kademeli ve derinliğine bir hava savunması için hem gözetleme hem de vuruş desteği sağlar.

 

 

ABD NİÇİN ENDİŞELİ!

 

ABD’nin F-35 uçaklarının sırlarını ve diğer uyumluluk sorunlarını gerekçe göstermesi tamamen bahanedir. ABD’yi asıl kaygılandıran husus, Türkiye’nin bağımsız bir hava örtüsü için ciddi bir adım atmasıdır. Kendi avucunun içindeki Patriotlar ile Türkiye’den hem para kazanmayı hem de denetimi altına almayı düşünen ABD’nin bütün planları suya düşmüştür. Türkiye Patriotları sadece doğal dostları olan Batı Asya ülkelerine karşı kullanabilir ki bu da ülkemizin geleceği açısından felaket olur. Türkiye mevcut bağımsız politikalarını sürdürdüğü takdirde gerçek anlamda güçlü bir hava savunma sistemi tesis eder. Kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma sistemlerinde Batı’dan bağımsız arayışlar içinde olması Türkiye’nin yararına olur.

 

 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

 

Türkiye’nin S-400 tedariki her açıdan doğru bir karardır. Milli güvenlik sektörü hata kabul etmez. Silahlanma politikaları, tehdit ekseninde belirlenir. Almış olmak için bir silah sistemi tedarik edilmez. Güçlü bir ülkenin siyasi çıkarları için ülke savunması riske edilemez! Bir taraftan PYD tehdidi için “Gerekirse ölürüz!” deyip diğer taraftan o tehdidi yaratan ülke ile çözüm aramak kendini kandırmakla eş anlamlıdır. Türkiye S-400 konusunda, diğer birçok faktör rol oynamışsa da, emniyetli sulara yelken açmıştır. ABD’nin her düzeydeki kaba tehditleri beyhudedir. Türkiye, değişen ve dönüşen Batı’nın yeni yüzünü iyi analiz ederek savunma sistemini güçlendirmektedir. Bu rotadan saptığı takdirde Türkiye geleceğini tehlikeye atar.