Soner Polat: Nükleer felakete doğru

"Bütün dünya nükleer felaketi önlemek için bu beş ülkeye karşı ortak bir strateji geliştirmelidir"

Önce Başkan Trump, 1987 tarihli “Orta ve Kısa Menzilli Füzeler Antlaşmasından (INF) ABD’nin çekileceğini” açıkladı. Bu açıklamadan iki gün sonra Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton 22 Ekim 2018’de Moskova’yı ziyaret etti. Basın mensuplarına, “ABD’nin çekilme konusunu değerlendirdiğini” ifade etti.

16 YIL ÖNCE NE OLDU?

Önce ABD’nin bu alandaki karnesine bakalım: Soğuk Savaş’ın dehşet dengesinin gezegenimizi ürküttüğü günlerdi... ABD ve SSCB, 1972 yılında dünyaya soluk aldıracak bir anlaşmaya imza attı. Tarihi bir nitelik taşıyan 30 yıl süreli bu antlaşmaya, “Balistik Füzelere Karşı Anlaşma (ABM-Anti-Ballistic Missile Treaty)” adı verildi. Anlaşmanın özü şuydu: “Füze kalkanı kurulmasın ki her iki tarafın eli kıyameti kopartacak nükleer füzelerin tetiğine gitmesin!” ABD, 2002 yılında yani 30 yıllık sürenin sonunda antlaşmayı tek taraflı olarak buruşturup çöp tenekesine attı! Romanya’da füze kalkanı kurdu. Polonya’da da tesis edilmesi için sürecin sonuna gelindi. Türkiye’deki Kürecik radarı da unutulmamalı!

INF TARTIŞMALARI

INF antlaşması Washington’da yapılan bir zirvede Başkan Reagan ve Genel Sekreter Gorbaçov tarafından 8 Aralık 1987’de imzalandı. Üç yıl içinde antlaşma konusu olan bütün füzelerin imha edilmesini ve bu alanda kesin bir yasak konulmasını öngörüyordu. Dönemin ABD Başkanı Obama, 2014 yılında Rusya’yı INF’yi ihlalle suçladı. Konuyu sürekli gündemde tuttu. Ama INF Avrupa’nın güvenliğini de ilgilendirdiğinden, başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin itirazı nedeniyle hiçbir zaman antlaşmadan çekilme yönünde irade beyan etmedi!

YENİ START DA TEHLİKEDE!

ABD’nin INF’den çekilme yönündeki açıklamaları, kaçınılmaz olarak 2010 yılında ABD ile Rusya arasında imzalanan ve altına Obama ile Medvedev’in imza koyduğu yeni “Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşmasının (Strategic Arms Reduction Treaty (START)” da sorgulanmasına neden oldu. Çünkü INF’den çekildiği takdirde ABD’nin bu antlaşmaya sadık kalması için bir neden görülmüyor. John Bolton ve Milli Güvenlik Konseyi’nin kıdemli silah kontrol uzmanı Tim Morrison, “yeni START’a karşı olduklarını” açıkça ifade etti.

Her iki tarafın, kıtalararası balistik füzeler, denizaltı ve uçaklardan atılanlar da dâhil olmak üzere 1550 ile sınırlandırdığı nükleer başlıklar önemli bir dönüm noktası, kritik bir eşikti. Yeni START’ın süresi 2021 yılında sona eriyor... Antlaşma 10 yıllık sürelerle tarafların aksi görüş bildirmemesi durumunda uzuyor. Yeni START görüşmelerinde ABD’nin baş müzakerecisi olan Richard Burt şunu söyledi: “INF konusundaki açıklamalar yeni START’ın devamından yana olanlar için büyük bir hayal kırıklığıdır.” Başkan Trump bu tür antlaşmalara soğuk bakıyor. Ancak START en erken 2021 yılında iptal edilebilir. ABD’de 2020 yılında Başkanlık seçimi var. Eğer Trump yeniden seçilirse, yeni START da tarihin bir parçası olabilir.

RUSYA KONUYA NASIL BAKIYOR?

ABD, önce 2002 yılında ABM’den tek taraflı olarak çekildi. Balkanlar ve Doğu Avrupa’da füze kalkanı sistemleri için harekete geçti. Aralık 2017’de Japonya’ya iki füze kalkanı sistemi transfer ederek, INF’yi çiğnedi. Daha sonra bir bahane ile Rusya’nın INF’yi ihlal ettiğini vurgulayarak, antlaşmadan çekileceğini dillendirmeye başladı. Rusya’da ABD’nin bir strateji kapsamında bilinçli olarak bu adımları attığı yönündeki görüşler ağırlık kazanmaya başladı.

Rusya’da Başkan Putin de dâhil birçok yetkili, ABD ve NATO’nun Rusya’yı çevreleme girişimlerini, Rus sınırları boyunca yeni üsler tesis etmesini, ilave birlik konuşlandırmasını, Ukrayna ve Gürcistan’ı NATO’ya katma çabalarını ABD’nin nükleer girişimlerinden bağımsız düşünmüyor. Hepsinin bir stratejinin alt unsurları olduğu düşünülüyor. Putin ayrıca Avrupa ile yeniden bir güven ortamının oluşturulmasının önemini vurguluyor. Avrupa ile ABD arasındaki çatlaktan istifade ederek ABD üzerinde dolaylı baskı mekanizmaları kurmak istiyor.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Nükleer sınırlandırılmaların kaldırılması hiç şüphesiz gezegenin geleceği açısından kaygı uyandırıyor. İnişe geçen ABD dünyadaki bütün hassas dengeleri bir çırpıda silip atıyor. Yarışın içinde kalmak için en fazla silahlı gücüne güveniyor. INF ve yeni START iptal edildiği takdirde nükleer silahlanmanın nerede duracağını kimse kestiremez! Aslında bu çekişme Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması’nın zafiyetlerini de ortaya koyuyor. BM’nin yasal nükleer silaha sahip beş ülkesi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa) bu imtiyazından vazgeçmek istemiyor. Dünyadaki tüm nükleer silahların imha edilmesi yönünde bir irade koyamıyor. Diğer ülkeleri ise “yok etmekle!” tehdit ediyorlar. Bütün dünya nükleer felaketi önlemek için bu beş ülkeye karşı ortak bir strateji geliştirmelidir.